Çıkış noktası önemli. Nereye kadar mı? Ne kadar mı ?
Neleri yapacağımızdan çok neleri yapmayacağımız önemli.
İnsanlarımıza sunacağımız yeni bir medeniyet tezi onların da kabul edeceği; küreselleşme denilen kapitalist sisteme, güçlü olanın kazandığı , Dünya’ya ait kaynakların tek elde toplandığı ve sömürüldüğü adil olmayan bir Dünyaya alternatif.
Bugünkü sömürü düzeni , enerjiye sahip olan dünyayı yönetir düşüncesi ; daha önceki insanlık tarihinin yaşamış olduğu tecrübelerden daha ağır ve tehditkardır.
İnsanlar en asli ihtiyaçları için bile ekonomik manada tehdit altındalar; günlük yeme içme, barınma ve binek için ömrünün tamamını veya en verimli çağlarını harcamaktadırlar.
Yeryüzünde bize bahşedilen kaynakların adil bir şekilde paylaşılması uğruna , ölmeyi göze almış ve alabilecek bir Millet olmak iddiamızdan asla vazgeçmediğimizi tüm Dünya’ya bir kez daha ilan etmeliyiz.
Yeri geldiğinde korsanlara esir düşmüş Kara Memiş gibi ümit var, yeri geldiğinde Muhsin Çelebi gibi sahip olduğu her şeyi Devleti’nin şanını yüceltme uğruna terk eden , Allah’tan başkasına minnet etmeyen, ölümden korkmayan bir yiğit olabilmektir.
Bir sosyal nizamın müesseseleşmesi, herkese eşit uygulaması ve adaletin sağlanması için güçlü bir istek oluşmalı.
Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velileri ise tâğûttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar. (Bakara Suresi 257. Ayet meali)