Hz. Ebu Bekir (R.A) ilk halife seçilmesi münasebetiyle verdiği hutbede şunları söyledi:
“Ey İnsanlar ! Sizin en iyiniz olmadığım halde, sizi yönetme sorumluluğu bana verildi. Haklarında hüküm verinceye kadar aranızda en zayıf durumda olanları kuvvetli sayacağım. Ve aranızda en güçlüleri zayıf durumda sayacağım, onlardan kendilerine düşeni alıncaya kadar. Ey İnsanlar! Ben takipçiyim (Resulullah’ın) , yeni bir yol açıcı değil. O halde iyi işler yaparsam bana destek olun! Ve yoldan çıkarsam, beni düzeltin! Sizin hakkınızda düşünülmeden önce kendi hakkınızda düşünün! Allah’ın zillete düşürdüklerinden başka hiçbir kimse Allah yolunda cihadı terk etmedi! Ve Allah’ın aralarında belayı yaydıklarının dışında insanlar arasında hiçbir aşırılık görünmedi! O zaman ben Allah’a itaat ettiğim müddetçe siz bana itaat edin! Fakat Allah’a veya Resulüne itaatsizlik edersem o zaman bana itaat etmek mecburiyetinde değilsiniz! Gerçekten, içinizden başka birinin bu sorumluluğu yüklenmesini tercih ederim! Eğer benden Rasulullah’ la Vahiy arasındakine benzer bir ilişki beklerseniz bunu yapamam. Ben sadece insanım o halde bana müsamaha gösterin.” (Kenzu’ l-Ummal, III,130-135)
HAREKET NOKTASI:
Cadde de bir resmi geçit vardı ve bunu seyreden kalabalığın arasından birisinin şöyle bağırdığı duyuldu:
“Akılsızlar dikkat edin, yanlış yolda yürüyorsunuz. Bu cadde bir yere gitmiyor, çıkmazdır.”
Yürüyüşçüler durdu… Telaşlandı… “ fakat bu olabilir mi?” diye düşündüler, hepsi birlikte ön taraflara baktı, orada uzun ve gururlu bir şekilde yakışıklı liderleri ilerlemekteydi.
“Doğru yolda gidiyor olmalı” diye düşündüler, “çünkü bakın ne kadar iyi yürüyor! Bakın ne kadar uzun görünüyor! Oh evet, kesinlikle doğru yolda gidiyor olmalı!
… ve yürüyüşe devam ettiler.
Yakışıklı lider durakladı… Telaşlandı… “Fakat bu olabilir mi” diye düşündü ve arkaya bir göz attı.
“Doğru yolda gidiyor olmalıyım” diye düşündü, “çünkü bakın beni kaç kişi takip ediyor. Oh evet, kesinlikle doğru yolda gidiyor olmalıyım.”
…ve yürüyüşe devam etti.
NETİCE:
Kendimize bir lider seçmekle beraber onu her zaman gözlemeli, düşünmeli ve değerlendirmeliyiz. Müslüman bir şahsiyet olarak doğruyu işleme sorumluluğu, bizzat Allah’ın huzuruna çıkacağımız Kıyamet Günü’ne kadar devam edecektir. ( Hisham Altalib)
İmam-ı Gazali , Nasihatü’l Müluk (Mülkün Sultanlarına)isimi eserinde son söz olarak;
“İnsanların bütün güzelliği akıldadır. İlimler ve ameller akla racidir.” sözleri ile tamamlamıştır.
Peygamber Efendimiz ( S.A.V) şöyle buyurmuştur: “Allah kullarına akıldan daha hayırlı bir şey vermemiştir”
Ahzab Suresi,72. Ayet Meali: “Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi.Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.”
Mülke sahip çıkma, milleti bir arada tutma, devleti yaşatma uğruna “Hayır” da “Evet” de bizimdir.
Egemenlik milletindir ki; Millet irade-i cüziyesi’ni hakkın rızası için kullanıp Hakk tecelli etsin dedikçe…
Millet dirayeti ve basireti ile rey’ini kullansın. Son karar mercii Türk milletidir.
Çareyi vesayet odaklarında, yabancı güçlerin emellerinde değil, millette gören Hareketin adı Milliyetçi Hareket Partisi’dir.
Milletin takdirine saygı duymak hepimizin vazifesidir.