Son günlerde eğitim camiamızda, çeşitli vakıflarda ahlaksızlık furyası almış başını gidiyor. Gün geçmiyor ki bir öğretmenin, okul yöneticisinin, vakıf görevlisinin veya din adamının öğrencisine bir taciz veya tecavüz haberi gelmesin. Bu haberlerin özellikle son yıllarda artması hem eğitimci hem de velileri çok kaygılandıran bir durum olmakla birlikte ben konuya daha farklı açıdan yaklaşacağım: Ahlaksızları koruyanları, ahlaksızlığı görmezden gelen veya hafife alanları anlatacağım size…
Geçtiğimiz günlerde çeşitli medya haberlerinde, İstanbul’un Şile ilçesindeki bir okulda yaşanan cinsel taciz vakasını hep beraber kanımız donarak öğrendik. Meğerse olayın üstünden iki yıl geçmiş. Bu iki yıl boyunca bu sözde öğretmen kılığına girmiş ahlaksızı ne görevden alan olmuş ne de uzaklaştıran! Hatta tacizci namussuza ödül verir gibi Şile’den alıp İstanbul’un daha merkezi yerine Sultanbeyli’ye göndermişler. Orada da görevden alan olmamış…
Olayın ayrıntılarına bakınca altından neler çıktı neler! Tacizci namussuzun daha önce de İstanbul’un Sultangazi ilçesinde bir okulda bir kız öğrenciyi taciz ettiği, bu olayın da ağır ceza mahkemesinde görüldüğü ortaya çıktı. Sultangazi’deki bu taciz vakasından dolayı İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünce yapılan soruşturma sonucu 1/30 oranında Aylıktan Kesme ve yer değişikliği gibi küçük bir ceza ile Şile’ye tayin edildiği de ortaya çıktı. İşte yanlışlar da burada başlıyor. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 125-E/g maddesine göre “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren bir davranış. Ancak bu namussuz kişinin bir kız öğrenciyi çekip, zorla öpmesi, mahkemede ve soruşturma esnasında itiraf ettiği halde, bu kapsamda değerlendirilmeyip 1/30 Aylıktan Kesme cezası gibi iki alt ceza uygulanarak adeta suç ve suçlu İstanbul Milli Eğitim eliyle korunmuştur. Bu soruşturmayı yapan müfettişler, bu soruşturma raporunu ve basit cezayı uygulayan İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, bu canavarı açığa almayan Vali ve Kaymakam Beyler vicdanınız rahat mı? Sizin bir yakınınızın başına gelse aynı tavrı mı gösterirdiniz? Vicdanınıza sesleniyorum, kızınıza yapılsa aynı şekilde mi ceza verirdiniz?
Yanlışlar bu şekilde de bitmiyor! Sanki Şile’deki öğrencilerimizin namusu önemli değilmiş gibi bu tacizci canavar, Şile’nin bir de en merkezi okuluna güya sürülüyor! Böyle başa böyle tarak misali bu korunma halinden cesaret alan namussuz canavar, bu sefer de Şile’nin bu en merkezi lisesinde mahkeme kararıyla 3 tanesi tespit edilmiş, tespit edilemeyen veya mahkemeye çıkmamak için ifadesini farklı veren birçok kızımızı da taciz ederek bu namussuzluğuna devam ediyor. Bu olay da yaklaşık 2 yıl herkesten gizli kapaklı bir şekilde mahkemede görülüyor. Peki, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ne yapıyor? Belki şok olacaksınız ama maalesef yine yapılan soruşturmada 1/30 oranında Aylıktan Kesme cezası veriliyor bu namussuza. Hem de 3 kıza açıkça tacizden ötürü, hem de bu suçu, önceki namussuzluğundan 1-2 yıl sonra işlediği ispat edildiği halde! Yine 657 Sayılı DMK’nın 125-E/maddesinde “Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların özlük dosyasından silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır.” hükmü bulunmasına rağmen bu namus canavarına yine kanuna aykırı ceza takdirinde bulunulup, 2 alt cezanın 1/30 olarak en hafifi uygulanmış ve suç ile suçlu resmen korunmuştur.
Peki bu namussuzun bu davranışına İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi 3 defa 7 yıl 6 ay yani 22,5 yıl ceza vermesine rağmen, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü hem de 2 yıl içinde aynı suçun 3-5 katını işlediği ve soruşturmada tespit ettiği halde neden müsaade etmektedir? Yıllarca süren mahkeme sürecinde bu namussuzu açığa alacak bir tane cesur Kaymakam, Vali bulunmazken, bu namussuz şu anda temyiz sürecinde olduğu için görevi başında durmaya devam ederken, o lisedeki kızlarımız da tehdit altındayken, bu soruşturmayı yapan müfettişler ve bu suça göre hafif cezayı uygulayan dönemin İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız vicdanınız rahat mı? Açığa almayan Vali veya Kaymakam Beyler vicdanınız rahat mı?
Hâlbuki bu namussuz kişi, Sultangazi ilçesinde 2012 yılında ilk taciz vakasını yaptığında bu yaratığı açığa alıp, soruşturma sonucu 657 Sayılı DMK’nın 125-E/g maddesine göre memuriyetten çıkartsaydınız, Şile’deki birçok kızımızın uğradığı taciz vakası gerçekleşmemiş olacaktı. Bu nedenle Şile’de mağdur olan kızlarımızın, ailelerinin ve eğitimcilerimizin vebali bu tacizci namussuz kadar, dönemin İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, soruşturmayı yapan müfettişlerimizin ve açığa almayan Vali ve Kaymakam Beylerin boynunadır.
Yine soruyorum, vicdanınız rahat mı? Sizin kızınız olsaydı yine böyle gevşek davranır mıydınız? Ve bir soru daha Sayın Muammer Yıldız’a; Şile’deki bu skandal soruşturmanın sonucunda bu namussuz kişinin örgün eğitim dışına çıkartılarak yaygın eğitim kurumlarına yerinin değiştirilmesi teklif edildiği söyleniyor. Eğer doğru ise müfettişlerin bu teklifi neden uygulanmadı? Neden Şile’den Sultanbeyli’deki bir liseye yollanarak bu namussuzun kız öğrencileri muhtemelen tekrar taciz etmesine göz yumuldu? Sultanbeyli’deki okuldan henüz ses çıkmadı, inşallah da çıkmaz! Yazıktır, günahtır! Bu vebal Sayın Muammer Yıldız’a ve söz konusu müfettiş efendilere, Vali ve Kaymakam Beylere yeter!
Bu namussuz öğretmen müsveddesinin hangi sendikaya, vakıfa veya partiye yakın ve mensup olduğu konusuna girmiyorum. Önemli de değil ki zaten. Nereye mensup olursa olsun, namussuz namussuzdur! Olayların gelişimindeki sıradışılık göz önünde bulundurulduğunda bu kişinin nereye mensup, hangi siyasi görüşe yakın olduğu konusunun takdirini siz değerli okurlar yapacaksınız zaten! Son sözü üstad Hüseyin Nihal ATSIZ’a bırakıyorum;
“Fahişeler vardır, namustan bahseder. Kanaatini ve kalemini satmışlar vardır, vicdandan dem vurur. Vurguncular vardır, ağızlarından fazilet sözü düşmez. Çifte pasaportlular vardır, vatan diye haykırır. Palikaryalar vardır, kahramanlık iddia eder. Bazı iyi niyet sahipleri de bunların hepsine inanır. Gel de bu insanların arasında huzur içinde yaşa.”
Allah’ım sen sonumuzu hayreyle! Böyle namussuzlardan hepimizi, çoluğumuzu, çocuğumuzu, öğrencilerimizi koru! Amin.
22/03/2016
Burak CANDAŞ
Türk Eğitim Sen İstanbul
3 Nolu Şube Denetleme Kurulu Üyesi