~~Bazen hayatta başarı kazanan insanlar hakkında diyorlar ki, onlar dünyaya şanslı gelmişler. Yazımın kahramanı da şanslı doğulanlardandı: Tebriz'in şiir ve müzikle "beslenen" aydın ailelerinden birinin çocuğuydu, Tanrı ona güzel ses ve müzik duyumu vermişti. Ses sanatçısı olmak, doğup büyüdüğü Tebriz'in büyük salonlarında konserler vermek, halkının müzik medeniyetinin gelişiminde yer almak onun en tatlı arzuları idi... Hakkında bahsedeceğim sanatçı Güney ve Kuzey Azerbaycanda, elecede Türk dünyasında çok sevilen vokalcı, gönülleri coşturan marş ve şarkılar bestecisi Hosrov Emiridir.
Kalbi sanat aşkıyla, güzel dileklerle çarpan genç Hosrov yüksek müzik eğitimi almak için Bakü'ye gelir. Öncelikle Azerbaycan Devlet Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde müzikal komedi bölümünde Prof. R.Cabbarovanın sınıfında eğitim almaya başlar. Fakat onun en büyük arzusu vokal eğitimi almak, klasik müzik ifa etmekti. Bu nedenle 1992 yılında sınavları başarıyla geçerek Bakü Müzik Akademisi vokal bölümüne girer ve deneyimli müzisyen ve öğretmen A.Kerimov, üstad opera sanatçıları L.İmanov ve H.Gasımovadan uzmanlık dersleri alıyor. Bu dönemde o, hem de Akademinin opera stüdyosunda, devlet radyo ve televizyonunda şarkılar söylüyor. İkinci sınıfı bitirdikten sonra istitadlı öğrenci Akademinin tavsiyesi ile N.A.Rimski-Korsakov adına S.Petersburg Devlet Konservatuvarı'na staj geçmeye gidiyor ve burada deneyimli eğitimci Oveçkinden sanat dersleri alıyor.
1997 yılında eğitimini tamamlayan Hosrov Emiri Bakü'de da kalabilirdi, fakat o, Tebriz'e dönerek kendi arzu ve planlarını gerçekleştirmek için geniş sanat etkinliğine başlıyor. Ancak daha ilk günlerden İran yönetiminin yarattığı ciddi engel ve zorluklarla karşılaşmaktadır.
H.Emiri 2001 yılından Tebriz, Urmiye ve Tahran gibi şehirlerde başarılı konserler düzenliyor, dergi ve gazetelerde klasik müziği ve yerel müzik kültürünün durumunu tahlil eden makaleler çıkarır. Ayrıca Hosrov Bey Tebriz'de Türk dilinde "Çalgı" adlı ilk müzik dergisinin kurucusu ve baş yazarı olmuştur. Ama onun büyük heves ve enerji ile başladığı çalışmalar yakında yetkililer tarafından gözaltına alınır ve sanatçının etkinliğine kısıtlamalar konur.
Sanatçı " Amerika'nın Sesi”ne verdiği röportajda onun faaliyetine daha çok İran polis organı olan Emakin Kurulu'nun baskı gösterdiğini belirtmiştir : "Öyle ilk konserimdə Emakinin uyguladığı birçok kısıtlama ile karşılaştım. Emakin konseri Kur'an ve İran İslam Cumhuriyeti'nin devlet marşı ile başlamak zorunda olduğumuzu belirtti. Ayrıca dediler ki, piyano çalan hanım izleyiciler tarafından görünmemelidir, perde arkasında çalmalıdır. Yasaklar bu tür baskılarla başladı". Ve sonra diğer kısıtlamalar konur, besteci şarkılarının , hatta halk şarkılarının bile sözlerinin değiştirilmesi talep olunur. Ama görünüyor H. Emirinin Azerbaycan müziği ve ana dili uğruna direnişi Emakin Kurulu'nun gazabına gelir ve şarkıcının konserleri yasaklanır.
Böylece, güzel arzularını gerçekleştirmek imkanları elinden alınan H.Emiri sanat faaliyetlerini sürdürebilmek için Vatanı terk etmek zorunda kalıyor. Tebrizli sanatçı 2005 yıldan beri Ankara'da yaşıyor ve burada müzik eğitimi ile meşkuldür. Ayrıca Hosrov Bey şarkıcı gibi de faaliyetini sürdürüyor. O, Ankara devlet opera ve bale tiyatrosu senfoni orkestrası eşliğinde bir takım arya ve şarkıları - Balaş aryası ("Sevil", F.Emirov), "Brindisi" sahnesi ("Traviata", C.Verdi), "Sana da kalmaz" (T.Quliyev), “Sabah çağı" (Leonkavallo) vb. kayda aldırmıştır. Sanatçının 2011 yılında Ankara opera ve bale tiyatrosu orkestrası eşliği ile (iletken S.Muratov) Ankarada (Kent parkında) verdiği açık hava konseri de büyük başarıyla geçmişti.
Azerbaycan müziği Hosrov Bey'in ifasında yeni çalar, yeni nefes kazanıyor: "Ülkem" (best.A.Zeynallı), "Ana" (best.C.Cahangirov), "Bu gece" (best.E.Sabitoğlu), "Senden bana yar olmaz", "Laçın" ve başka şarkılar ifalardandır. Bunların arasında "Bu gece" ve "Laçın" şarkılarının performansı üzerinde ayrıca durmak isterim. Her iki şarkı çok değerli sanatçılarımız tarafından icra edilmiştir. Ama bu şarkıların en güzel yorumunu H.Emiri etmiştir diye düşünüyorum. Onun sesinin yumuşak, iç açıcı tembri, duygusallığı bu şarkılara yeni hayat vermiştir diyebiliriz. Hosrov Bey Rus bestecileri P.Çaykovskinin ("Ben sana hiçbir şey söyleyemem"), M.Glinkanın ("Zavallı şarkıcı") romanslarını da aynı ustalıkla yorumliyor.
H.Emiri Azerbaycan kültürü ve müziğinin tebliği alanındakı aydınlanma faaliyetini de sürdürüyor. Bir zamanlar Tebriz'de yayınladığı "Çalgı" dergisinin elektronik versiyonunda Azerbaycan müzik kültürünün seçkin temsilcileri - şarkıcı, besteci ve müzisyenler, aşık sanatı, dans havaları, milli müzik aletleri vb. hakkında yazılar müzikseverlere sunulmaktadır. Sanatçı Gün.Az Tv-de hazırladığı ve sunduğu "Çalgı" programında Azerbaycan müziğini tebliğ etmekle beraber hem de özellikle Güney Azerbaycan'da müzik kültürü alanındakı eksiklikleri gündeme getirmiştir.
Hosrov Emirinin şarkı yaratıcılığı üzerinde ayrıca durmak istiyorum. Her ne kadar sanatçı kendisi "ben besteci değilim, ses sanatçısıyım" dese de, onun Vatan hasretinden, Tebriz nisgilinden kaynaklanan marş ve şarkıları profesyonel düzeydedir ve hite çevrilmişlerdir. Eğer Hosrov Bey sadece kendi bestelediği marş ve şarkıları ifa etmiş olsaydı bile, Azerbaycan müzik sanatı tarihinde layıklı yer tutardı. Onun "Tebriz" ve "Tebriz'in bayrağı" adlı şarkıları hem müziğine, hem de sözlerine (sözler de besteciye aittir) göre doğup büyüdüğü şehre olan sonsuz sevgi ve özleminin göstergesidir.
H. Emirinin bestelediği "Güney Azerbaycan'ın özgürlük marşı" ve "Dönmeyiz" marşları da ilginç yapıları ile, "Ağıt" müzik parçası (Güney Azerbaycan'da depremden zarar gören anne ve çocuklara adanmıştır) hazinliyi ile dinleyicileri sihirleyir.
Bir bestecinin, şarkıcının (ayrıca alimin, filozofun ...) yetişmesi için sadece yetenekli olmak, dünyaya şanslı gelmek yeterli değil, bunun için hem de elverişli ortam olmalıdır. Eğer H. Emirinin de kendi Vatanında yeteneklerini geliştirmek, sanat etkinliği yapmak imkanları olsaydı, daha çok eser yaratırdı, sesi dünyanın ünlü konser salonlarından gelirdi ...
... Gurbette kalbi Vatan hasreti ile çırpınan bir müzisyen yaşıyor. Çok yaratıcılık planları, arzuları var. En büyük arzusu Tebriz'in en ünlü konser salonlarında şarkı söylemektir ...