Hayırlı Cumalar değerli dostlarım. Seçim meydanları toz-duman. Birleştirici bütünleştirici olması gereken en tepe noktadan hiçte şık ve hoş olmayan sözler. Bir söz vardır halk dilinde; Gâvurun gâvura yapmadığını biz bize yapıyoruz.
Liderlik meydanlara çıkıp hakaret etmekmiş. Kim ne kadar bağırıyor,kim ne kadar karşısındakilere hakaret ediyorsa o lider daha iyi lider oluyormuş. Lider babaya benzer .Çocukları babalarını örnek alırlar. Gerçekten liderliğin ne demek olduğunu biliyor musunuz.?
Kendine has görüşleri olan ve görüşler altında insanları toplayan insanlar liderlerdir. Şimdi meydanlara bakan liderlerin özelliklerini inceleyelim. Kendilerine has hiçbir orijinal fikirleri yok. Ellerine bir avuç buğday alıp savuruyorlar. Her cins tavuk hindi kuş o buğdayları yemek için toplanıyorlar. Yeminiz bitince ne yaparsınız bilmiyorum!
Sanki Anonim ortaklık kurmuşlar ..Büyük hisseler ellerinde. İşleri tıkır. Şirkete tanımadıkları insanları almıyorlar. Yada doğruya da yanlışa da patron ne derse o olur diyen angutları topluyorlar. Tepede aristokrat egemen bir sınıf oluştu.
Altta köleler köylüler. Birde Kavmi necip dönmeler devşirmeler taifesi.. Ortalık karmakarışık Meydanlar dedikodu meydanına döndü. Devlet idare edenler bu yaptıklarını bilerek yapıyorlarsa Türkiye’ye en büyük kötülüğü yapıyorlar ve en büyük günahı işliyorlar...
İlim adamlarımız suskun. Bazı sanatçılar da sanki birileri tarafından tutulmuş gibi hisarda restore edilen camiye karşı çıkarak yaptırmayız naraları atıyorlar.. Akdamar adasındaki ermeni kilisesinin resterosyanına karşı çıkmayan güdükler Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı bir caminin tamirini hazmedemiyor.
Keşke bütün ecdat yadigarı kervansaraylar camiler medreseler eski haline getirilebilse. Bu ülkeyi sevenler bu çalışmaları takdirle karşılarlar.
Neye niçin karşıyız? Ülkemizde ben yaptım oldu diyen bir diktatör zihniyet var. İstedikleri gibi eğitim sistemimizle oynuyorlar. Adalet teşkilatını alt-üst ettiler. Devletin işlerini fahiş fiatlarla yandaşlarına sundular. Hep birlikte el ele verip ülkemizin kaynaklarını kuruttular.. Soyup soğana çevirdiler.
Dinimizi süfli emellerine alet ettiler. Ya diğerleri.. Diğerleri ne yapıyorlar? Hangisi demokratik? Hangisinin davasını düşüncesini apaçık ortaya koyduğunu gördünüz. Türkiye’nin problemlerine hangi çözüm yollarını öneriyorsunuz.? Binlerce öğretmen atama bekliyor. Onların okullarını bitirmeleri suçmu? Suçlu kim? Neden bu öğretmen adaylarını istihdam planlaması yapmadınız? Binlerce üniversite mezunu sokaklarda. Yetişmiş genç insan gücünü hovardaca açlığa ve yokluğa mahkûm eden başka bir ülke var mı?
Türk Milliyetçileri bu ve bunun gibi konularda fikirlerini açıkça ortaya koymalıdır. Türkiye’nin problemlerine kafa yoran arkadaşlarımızın çalışmalarını mutlaka bir merkezde toplamaları gerekmektedir. Bizim kavga döğüşle uğraşacak zamanımız yok. Biz Türk’üz ve Türkiye’den başka gidecek yerimiz yok. Bizim kavgamız yoklukla. yoksullukla adaletsizlikle olmalıdır. Şunu da herkes bilmelidir ki bu ülke için dün nasıl canımız pahasına kavga etmişsek. Canlarımız bedenlerimizi terk edene kadar ülkemizin birliği beraberliği ..insanlarımızın dirliği için hazır olduğumuz bilinmelidir. DrBahattin Ergezer