Mehmet Başbuğ. Ülkü Ocakları sosyal faaliyetler merkezinde beraber çalışmıştık.
Sevimli hep tebessüm eden bir yüz aklımda.
Ülkücü kuruluşların afislerinde pankartlarinda çoğunlukla onun çizimleri olurdu.Hasret,Genc Arkadas, Gergef, Töre, Devlet gibi dergilerimizde onun çizimlerini gorurduk.
Mesleğine sevdaliydi. Yeteneğini ülkücü sevdasının emrine veren bir insandı. Osman Altındaş Ali Düzgün ve diger arkadaşlarıyla Ülkücü Ressamlar Derneği ni kurdular.
Onun dünurlerinden birisi bendim.O günkü heyecan ve mutluluğu hep gözlerimin önünde. Mahçup utangaç ve kocaman bir sevda.
Sonra üniversite hocalığı. Manas Üniversitesi onun gençlik hayallerinin gerçekleşmesiydi adeta.
Esir Türkler haftasında onun çizdiği resimler.Zincirler ortasında sıkılan bir yumruk.Bazanda boynundaki ve ayaklarındaki zincirleri kırmaya çalışan bir yiğit.
İşte gençlik yıllarında resimlerine esir Türklere Hürriyet diye haykırdığın toprakların insanlarına hizmet etmek için gitmiştin.
Tanrı Dağlarının resmini yaptın mı bilmiyorum! Doru atlara binip oralarda nara attın mı bilmiyorum! Ancak nasibininde Tanrı Dağlarının eteklerinde hakka yürümek varmış. .
Ölümün zamanı yok.Ne kadar takdir edilmişse o kadar.Rabbim mekanını cennet eylesin.
Kardeşim Allah seninle olsun Merhametini üzerinden çekmesin.
Bir dönemin devleri sessiz sedasız göç ediyor. Hayalleri ile bulusarak