~~Osmanlı Türkçesi okutulsun mu, okutulmasın mı? Sorusuyla gündem meşgul ediliyor.
4+4+4 mecliste görüşülürken, Erkan Tan ile TV8 de Osmanlı Türkçesinin okutulması gerektiğini üzerine basa basa söylemiştik.
Osmanlı Türkçesi, Türkçenin arap alfabesiyle okunmasıdır. Bin yıllık Türk tarihinin belgeleri, Osmanlı arşivleri, İstiklal Savaşının arşivleri, TBMM’nin açılışı, Cumhuriyetin kuruluşu ve ilanı Osmanlı Türkçesi iledir. Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’un da Osmanlı Türkçesi ile yazıldığını da unutmamak gerekir.
Yani Türk Devletinin hafızası Osmanlı Türkçesi ile elimizin altında bulunmaktadır. Ne yazık ki milyonlarca arşiv belgesi edebiyat ve tarih ile ilgili belgeler Latin harfleriyle günümüze kazandırılamamıştır. Bugün sayıları çok fazla olmayan bir grup, Osmanlı Türkçesini okumaktadır. Her metni de Osmanlı Türkçesini bildiğini söyleyenler okuyamamaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanı imam hatip mezunudur. Osmanlı arşivlerine girdiğinde ir çok metni okuyacağını zannetmiyorum.
Osmanlı Türkçesi okutulmasın diyenlere, bütün Avrupa ülkelerinde Latin alfabesinin okutulduğunu hatırlatmak isterim.
Osmanlıca diye bir dil yoktur. Öyle bir dil hiçbir zaman olmamıştır.
Osmanlı Türkçesi Türkçe’nin arap harfleriyle ifade edilmesidir.
Rusların işgaline kadar Türk coğrafyasında arap alfabesi ile yazılan Osmanlı Türkçesi kullanılmaktaydı. Ruslar 1917 den sonra Türk devletlerinde Latin harflerini kullanmayı zorunlu hale getirdiler.
Atatürk’ün ölümünden sonra 1944 yılında Rusya Kiril alfabesini kabul etti ve egemenliği altındaki Türk coğrafyasında da bu alfabeyi kullanmayı zorunlu hale getirdi. Böylece Türkler arasında kültür alışverişinde çok önemli rol oynayan alfabenin değişmesi kültür alışverişinin sona ermesine sebep oldu. Acaba Atatürk ölmeseydi Kiril alfabesine geçer miydi bilmiyorum? Bugün Çin de yaşayan Uyur Türklerinin de Osmanlı Türkçesinde kullanılan arap alfabesi olduğunu dikkatlerimizden uzak tutmamamız gerekir.
Osmanlı Türkçesi elbette okutulmalıdır. Ancak her meselede olduğu gibi Osmanlı Türkçesi’nin öğretilmesinde de, Osmanlı Türkçesini okutacak olan öğretmenlere ihtiyaç vardır. İlahiyat fakültesi mezunlarına verilecek altı aylık kursla Osmanlı Türkçesi öğretilemez. Olsa olsa Osmanlı Türkçesine giriş adı altında bir ders konulabilir.
Atalarının mezar taşlarını okumasınlar mı diyenlerin, mezar taşlarını okuyabileceklerini zannetmiyorum.
Önce okutmanlar ve öğretmenler yetiştirilmelidir. Sonra eğitimin hangi kademesinde nelerin verilebileceği planlanmalıdır.
Ben yaptım oldu demekle olmaz.
4+4+4 dede ben yaptım oldu dediler. Bir milyon çocuğumuzun geleceği ile oynadılar. Sonra geri adım atmak zorunda kaldılar ama iş işten geçmişti.
Hülasa Osmanlı Türkçesi öğretilmelidir. Ancak alt yapısı hazırlanmadan yapılacak olan bir uygulama çocuklarımızın geleceğiyle alay etmek demektir.
Ömer Hayyam şöyle diyor:
Bir elinde kadeh, bir elinde kuran
Ne tam kafir olduk, ne tam Müslüman