~~Onursuz ve Şahsiyetsiz bir toplum olmak...... Benim atalarım ne güzel insanlarmış.....Ne kadar ahlaklı, yiğit, dürüst,yalansız insanlarmış..Çocuklarını yiğit -bilge anlamına gelen ALP tipinde insanlar olarak yetiştirmişler.Onlara ahlaklı olmayı, açları doyurmayı,düşkünlere yardım etmeyi,çıplakları giydirmeyi,merhametli olmayı öğütlemişler.
Aman dileyen düşmanı bile hoş görmüş bağışlamışlar.Kendilerine yapılan haksızlıklara ve iftiralara gülüp geçmişler.Ancak devletin hakkına tecavüz edenlere geçit vermemişler.Çünkü devletin hakkı milletin hakkı bilmişler.Devletin millet için var olduğuna inanmışlar..
Millet dara düşmüşse hakan malını mülkünü bir meydana yığmış havaya üç ok atarak malını yağmalatmış.İhtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını gidermelerini sağlamışlardır.Böyle bir davranışı dünyada hiçbir kral ve devlet adamında göremezsiniz.Bunlar Türkler daha İslam la tanışmadan evvel Türk hakanlarının davranışları..İslamı kabul ettikten sonra alp tipinin yanına eren tipini de ekleyerek ALP-EREN anlayışını oluşturmuştur.
Alperen hem yiğit hem de gönül insanı yetiştirmeye başlamışlardır.Yalan söylemeyi, devlet malını yağmalamayı en büyük suçlardan saymışlardır.Milletin menfaatini şahıs menfaatlerinin önünde tutmuşlar ve bunu töre(kanun)olarak kabul etmişlerdir.Fakiri fukarayı korumuşlar.Onları kimsenin karşısında boynu bükük ve ezik bırakmamışlardır.Sağ elin verdiğini sol elin görmesine müsaade etmemişler. İnsanların onur ve şahsiyetlerini korumuşlardır. Onurları ve şahsiyetleri kırılan insanların köleleşip uşaklaşacağını bilmişler ve düşünmüşlerdir.
Türk toplumunda hiç bir kimse açıktan yapılan İANEYİ (yardımı) kabul etmemiştir. Sen fakirsin diyenlere...Hayır ben fakir değilim.Nefes alıyor ve verebiliyorum.Sağlığım yerinde ..Bundan büyük zenginlik mi var diyerek karşılık vermişlerdir.
Dergâhlarda vakıflarda, ahi birliklerinde yardım usulüne uygun yapılmış.Yardımı yapanlarda yardım alanlarda hiçbir zaman birbirini tanımamışlardır..Zenginler her sene bakkala, kasaba giderek veresiye defterindeki borçları ödeyerek defteri yırtmışlardır.Ne borcu ödeyen kimin borcunu ödediğini bilmiş ..Nede borcu ödenen borcunu kimin ödediğini bilmiştir.
İnsan onur ve şahsiyeti hep ön planda tutulmuştur. Türk Devletini yıkamayan dış güçlere 2. Mahmut döneminde Fener -Rum Patriği Gregorasın Rus çarına yazdığı mektup malumunuzdur..Uzun bir mektup.Orada bu milletin “çok onurlu ve şahsiyetli bir millet olduğunu, onları borç para almaya alıştırarak onursuz ve şahsiyetsiz” yaptıktan sonra yenebileceklerini yazıyor.Zira borç almaya alışan bir devlet ve onun tabası köleleşir, uşak olur diyor..Ne yazık ki bu mektuptan otuz sene sonra ilk borç parayı İngiltere’den alıyoruz. Ve o onurlu, şahsiyetli kimliğimizi kaybetmeye başlıyoruz..
Şimdi kendimiz Rum Patriğinin öğütlerini yerine getiriyoruz..İnsanlarımızı kömür bekleyen makarna bekleyen zavallı varlıklar haline getirdik.Alanlarda arsızlaştı yüzsüzleşti… Bu milletin insanlarını dilenmeye alıştıranların onurları ve şahsiyetleriyle problemli. Aşağılık duygusu içerisinde intikam almaya çalışan çıfıtlar olduğunu zannediyorum..
Dilenciler ülkesi olduk..Devlet bu değil;adamlık bu değil; Müslümanlık ta bu değil..Devlet ihtiyaç sahiplerini tespit edip bir bankaya yatırır insanlarda ihtiyaçlarını görürler..Bunu anlamak için TÜRK olmak lazım.Türkün geleneğinde göstere göstere yardım dağıtmak yoktur.Bunu ve böyle davranışı dilenci geleneğinden gelen ve dilenmeyi hayat tarzı edinmiş zihniyetler yapabilir..
Devletini soyan bir Türk hakanından söz edemezsiniz. Devleti soyanlar Türk olmadığı gibi Müslüman da olamazlar.Türk milletini onuruyla oynamak en büyük alçaklık ve şerefsizliktir. Allah bilerek dünyevi menfaatler için Türk Milleti'nin haysiyet ve onuruyla oynayanlar bu dünyada rezil; ahrette de zelil edecektir. Şu unutulmamalıdır ki Hiçbir Türk aç kalır; açıkta kalır; Ancak şerefi ve onurunun ayaklar altına alınmasına tahammül edemez...