Gagauzlar ve Gagauz Yeri Özerk Bölgesi.
Mirça Snegur döneminde, 23 Aralık 1994`de Gagauz Özerk bölgesi (Gagauz Yeri) tanınır. Gagauz Yeri’nin yüz ölçümü 1850 km2 idi. Gagauz parlamentosu da Halk Toplumu adı ile tanındı. Gagauzlar’ın iki bayrağı oldu: İlki mavinin üzerinde bozkurt kafası, etrafında da altın renkli küçük horoz figürleriydi (ilk defa 29 ekim 1989te dalgalandı). İkincisi ise bugünkü bayraktır. 1995 te büyük bir kısmı mavi sonra beyaz ve kırmızı renklerden oluşmuş ve sağ tarafında üç altın renkli yıldız vardır. Gagauzya’yı yöneten kişi Başkandır, aynı zamanda Moldova hükümetinin üyesidir. Gagauzya nüfusunun %80’nini Gagauzlar, %7’sini Ruslar, %4’ünü Moldovanlar, %9’unu da Bulgarlar ve Ukraynalılar teşkil etmektedir.
Dil
Resmi dil olarak üç dil vardır: birincisi - devlet dili (Moldovanca veya Romence, kendileri hala karar verememişler, onun için devlet dili kelimesi kullanılmaktadır.), ikinci dil Gagauzca ve üçüncü dil Rusça. Ama aslında herşey tersine oldu. Resmi yerlerde kullanılan dil Rusça’dır. Konserler, afişler, reklamlar, okullarda ve kreşlerde hep Rusça kullanılmaktadır. Son iki-üç yılda Gagauzca gündeme girdi. Bu da Gagauz aydınlarının diretmesi sonucunda gerçekleşti. Ama buna rağmen Gagauzca eğitim veren okul hala yok.
Gagauz dili köylerde kullanılmaktadır. Kasabalarda da (Komrat, Çadır, Valkaneş) dil büyükler tarafından konuşulmaktayken genç nesil tarafından kullanılamayacak durumdadır. Gagauzca Bulgar, Romen ve Rus dillerinden etkilenmiş ve bazı kelimeler ve cümle yapısında değişiklikler mevcuttur. Dil okullarda ders olarak haftada 3 defa verilmektedir. 2009 da Gagauz dilini ve kültürünü koruyan ve ilerleten “Meras” Topluluğu kuruldu ve dili çeşitli etkinliklerde yaymaya başladı. Gagauz dilinde iki dergi “Gagauz dili hem literaturası”, “Sabaa yıldızı” ve iki gazete “Ana sözü” ve “Gagauzlar” yayınlanıyor. Şiir kitapları bastırılıyor. Bir de Gagauz yazarlar birliği var. Bazı çağdaş şair ve yazarların adlarını verelim: Petri Çebotar, Todur Marinoğlu, Petri Moyse, Olga Radova, Tudorka Arnaut, Stepan Bulgar, Güllü Karanfil, Mercanka, Vasilisa Tukan, Vasi Filioglu, T. Zanet, Katerina Ganeva, Länka (Mokanu).
Gagauzya’da Gagauzca yayın yapan Gagauz Radio Televizyonu var.
Kültür ve sanat.
Üç kasabada üç musiki okulu vardır. Buraya normal okuldan sonra çocuklar gelir ve seçtiği müzik aletiyle çalmayı öğrenirler.
Gagauzlar’ın 2 tiyatrosu, birkaç müzik ekibi var “Kadınca”, “Düz ava”, “Serin su”, “Karanfil”, “Çayır” . Bu ekipler dafalarca Türkiye’ye, Amerika’ya, Bulgaristan’a, Romanya’ya gittiler ve Gagauzların kültürünü tanıttılar. Gagauzya’da 3 opera sanatçısı da mevcuttur.
Gagauzya’da 3 tane çocuklar için resim okulu vardır. Komratta Ressamlar birliği mevcuttur. Önemli ressamlar: Dimitri Savastin, Petri Fazlı, Dimitri Ayoğlu, Mihail Arabacı, Olga Unguryanu, Sergey Savastin, Praskoviya Bejenar. Su kabağı (Susak) üzerinde yakmalarla meşhur olan Petri Vlahın’ın da Gagauz ince sanatında büyük yeri vardır.
Gagauzların yortuları (bayramları).
Gagauzların takvim yılı ikiye bölünür: Bunlar yaz ve kıştır. Yazın Hederles (Hıdırellez) (6 mayıs) günü başlar, ve o günden itibaren koyunlar çobana verilir. Şenlikler yapılır, kurban kesilir. Kış (7 Kasım) Kasım yortusunda başlar. Koyunlar otlatılmaz, tarla işleri biter, şenlikler yapılır. Bu bayramlar Moldova’da olmayan öz bayramlardır. Buradan Gagauzlar’ın hayvancılığa nasıl bağlı oldukları belli oluyor.
Başka özel bayramlar da mevcuttur: Canavar yortusu, Kırk meçik, dini bayramlardan Paskalya. Bu yortularda (bayramlarda) ev işleri yapılmaz. İş yapanın başına kötü bir şey geleceğine inanılır. Bazı dini bayramlarda sokakta ateş yakılır ve üzerinden atlanılır.
Gagauzlar’da halk hekimliği
Gagauzlar’da korku, baş ağrısı, boğaz şişkinliği, arpacık, çıban gibi hastalıkların tedavisi için dua okumak meşhurdur. Her köyde tanınmış bir kaç nineye rastlanır. Kilise bu türlü şeyleri sevmese de halk okumaya inanır ve hatta hayvan (özellikle kuzu) hastalandıysa onu da okuturlar. Bu okumalarda Şamanlık özellikleri hissedilmektedir.
Gagauzlarda Hıristiyanlardan farklı olarak kurban kesilir. Köy kurbanı ve aile kurbanı vardır. Aile kurbanını papaz keserken hangi dini bayrama düştüğünü söyler. Köy kurbanında (Kilisenin kurulduğu gün) ise kilisenin avlusunda koçlar kesilir, orada yemekler pişirilir, yenir ve daha sonra şenlikler yapılır. Güreş, direğe çıkma gibi yarışlar yapılır, futbol oynanır. Kurbanlık koça Allahlık derler, onu özel beslerler, vurmazlar. Kesilen gün boynuzuna kırmızı şal bağlarlar, ve musiki sedaları altında keserler (korkmaması için musiki söylenir). Kurban eti büyük toprak fırınlarında büyük sinilerde bulgurla beraber pişirilir ve komşulara dağıtılır. Yakın akrabalar eve gelir, sofra kurulur.
Tarımcılık
Gagauzya’nın üzümü ve tabii ki şarabı meşhur. En tatlı üzüm Moldova’nın bu bölgesinde yetişir. Meyve bağları vardır. Ayçiçeği, mısır ve buğday da sık ekilen ekinlerin arasındadır.
Acı sonuç
Bu kısmı elbet daha güzel bir şekilde bitirmek isterdim, ama böyle oldu.
Gagauzlar yüzyıllarca Slav ve Romen halklarıyla beraber yaşamasına rağmen, dilini, dinini, adetlerini koruyan ve yaşatan bir halktır. Gagauzlar’ın arasında Yunanlar ve Bulgarlar kendi politikalarını yürütüyorlar. Şöyle ki, Komrat Devlet Üniversitesi’nde isteyenler için Yunan merkezinde parasız dil dersleri veriliyor, Yunanistan’a parasız geziler yapılıyor. Üniversitede ne Türk dili kursu, ne de Azerbaycan dili kursu verilmiyor. Böyle kurs tekliflerleriyle defalarca başvurduğumuz halde bir sonuç çıkmadı. Aslında kurs veren ve geziler düzenleyen Türkiye, Azerbaycan ve başka Türk devletleri olmalı. Gagauzlar’ı kazanmak için bunlar yapılmalı.
Bu Yunan politikasının sayesinde Gagauz aydınları içinde biz Türkleşmiş Yunanlarız diyenler var artık. Yunanistan’da yaşayan Gagauzlar’ın sayısı az değildir. Lakin Gagauzca’yı ancak 60 yaşından yukarı insanlar konuşmaktadır. Gençler artık dili ve hatta Gagauz olduklarını da bilmiyorlar. Yunanistan politikası Türkler’e karşı nefreti aşılamış ve oranın Gagauzları Türkiye Türkleri’nden nefret ediyorlar, biz Türkleştirilmiş Yunanlarız diyorlar.
Gagauzya’da işsizlik te etkili. Gagauz gençleri üniversiteleri bitirdikten sonra, iş bulamayınca başka devletlere gitmek zorunda kalıyorlar. Kadınlar çoğunlukla Türkiye’ye, erkekler ise Rusya’ya gitmeyi tercih etmektedirler. Türkiyede vize 1 aylık olduğu için, insanlar kaçak olarak çalışıyorlar ve 6 ay sonra eve döndüğünde büyük cezalar ödemek zorunda kalıyorlar.
Avrupa Birliği’ne giren Bulgaristan ve Romanya Gagauzlar’a vatandaşlık veriyor. Başka devletlerde çalışan Gagauzlar’ın çoğunda Bulgaristan vatandaşlığı var. Onunla Türkiyede daha rahat çalışabilmekteler. Bulgaristanın Türkler’e karşı politikası da malum. Oranın Gagauzları’nın sayı tam olarak belli değil. Onlara orada “gelmele” diyorlar. Ve Gagauzlar Gagauz olduklarını saklıyorlar, utanıyorlar. Varna Gagauz şehri olmasına rağmen orada Gagauzum diyene rastlayamazsınız. 60 yaşının üstünde, köylerde yaşayan Gagauzlar dili kullanıyorlar ama onların çocukları ve torunları Gagauzca’yı kullanamaz durumdalar. Ve hatta Gagauz olduklarını bile bilmiyorlar. “Biz Gagauzuz ama biz bulgarız” diyorlar.
Rusya da boş topraklarını doldurmak için Gagauzlar’a iş, ev ve vatandaşlık veriyor. Gençlerin çoğu Moldova’yı terk edip Rusya’nın köy ve kasabalarında yaşamayı tercih ediyorlar. Bu vatandaşlıklar hepsi kanuni yollarla devletler tarafından veriliyor. İyi ki Ruslar “Gagauzlar Rus’tur” demiyor. Ama Rusyada doğan Gagauz çocuğun Gagauzca’yı bilmeyeceği aşikardır. Gagauz şehirlerinden giden gençler dili zaten bilmiyorlar ve biraz bilseler de kullanmıyorlar. Rusya’ya göç edenlerin çoğu şehirlerdendir.
Bu pasif notlara bakmayarak, Gagauzya’yı seven milliyetçi Gagauzlar var ve para ve sağlık oldukça Gagauz dilinin, Gagauzluk’un yaşaması ve gelişmesi için elinden geleni yapmaktadırlar. Gagauzlar yer yüzünden kaybolmasın diye; Gagauzlar ve Türk dünyası dile ve kültüre önem vermelidir. Yapılacak çok iş var.....