Son zamanlarda, sosyal ağlarda katılımcılara "İnsanlarda hangi kaliteyi seviyorsunuz?" Sorusu ele alınmıştı. Değerlendirmede, “doğruluk, dürüstlük” kelimelerinin çoğu yer almaktadır. Bu sonucun nereden geldiğini söylemek zordur. Belki de yalanlarla dolu olan dünyamızda insanların böyle kelimelere olan ihtiyaçtan ileri gelmiştir. Ya da gerçekten bu cevapları verenler doğru ve dürüst insanlardır. İkincisini çok isterdik. Ama herkesin "kutsal yalanları", "bir iş uğruna söylediği yalanları", daha fazla kazanmak için söylediği yalanlar var…Bu durum, dünyadaki bütün dünya çapında insan toplumunda bireysel için ortak olan niteliktir. Allah’ın bize bahşettiği bu maneviya sahip çıkmak her kişiye mahsustur. Kimin nasıl olması, konuşması, emeli, kendi vicdanının meselesidir.
Geçenlerde İstanbul'da karşılaştığımız iki taksi şoförünün davranışlarını bir örnek olarak vermek istiyorum. Gecelerin birinde saat on birde Aksaray’da tak bindik. Gideceğimiz yeri taksi şoförüne söyledik.
- Bu adres nerede? "Şoför bize döndü ve sordu.
- Sultan Ahmet Camii'nin yanında, kısa bir cevabımız oldu.
- Nerede, nerede? Bir daha sordu.
- Biz misafiriz, araba navigatörünüz yok mu?," diye sorduk
-Hayır, yok. Kullanmıyorum, doğru çalışmıyor, söyledi
- Kardeşim, elbette İstanbul'da zor olur.. Navigator nasıl oluyor, doğru çalışmıyor? Diye bir-birimize bakarak gülümsedik. Ve gittik. Daha sonra şoförün yerli olup olmadığımızı anladığını ve hedefine ulaştığını fark ettik. Bir saate kadar dolaştırdıktan sonra adrese yetiştik. Arabanın sayacını göstererek:
- Çalışmıyor. Bu kadar para ödeyeceksiniz.
İstediği miktarı ödedik. İki gün sonra, aynı yerden başka bir taksi ile aynı adrese gittik. Şoföre hiçbir sormadan sayaçta gösterilen paranı ödedik. Ve önceki şoförün bizden iki kat fazla para aldığını fark ettik.
Davranışları ve konuşmaları aracılığıyla bize iyi bir izlenim bırakan sürücünün cep telefonu numarasını aldık. Ve bir kez daha, bu dürüst adamın hizmetini kullandık. ... Bizde - Bakü'de de böyle sürücüler var.
Türkiye'den öğretmenlerimiz, bu gibi vakalarla defalarca karşılaştıklarını söylüyordu. "Pazara gidiyoruz. Anadolu Türkçesinde konuşmamızı duyan satıcılar, hemen karşılarındaki tüm meyve ve sebzelerin fiyatını neredeyse iki katı artırarak bizlere söylüyorlar. Bu gibi sohbetleri Bakü'de çalışmaya gelen öğretmenlerden defalarca duyduk.
Ve daha önce de söylediğimiz gibi, bu hususlar, nerede yaşadıklarına bakılmaksızın her şahsın kusurlu davranışlarıdır. Kabahatli olan sadece o bireydir. Bu kabil hatalı davranışlardan toplumları değil yalnızca yanlışları yapan bireyleri mesul tutmalıyız….
Rabbim güzel bireylerle karşılaştırsın…