20 Ocak, Azerbaycan tarihinde kanlı bir sayfadır. Ama bu tarih, Azerbaycan'ın bağımsızlığının ilk zirvesi olan gün ve ulusal kurtuluş isteğini uyandıran gündür..
Sovyet İmparatorluğunun esaretinde yıllarca yaşayan insanların sesini yükselten ve egemenliklerine cesaret gösterdiği bir tarihtir. Bu tarih aynı zamanda bizlerin kim olduğunu kanıtlayan bir sonraki testti. 1980'lerin sonlarında Azerbaycan'daki sosyo-politik durum daha da şiddetlendi. Eski Sovyetler Birliği'nde yaşanan süreçler, ülke önderliğinin başarısız "yeniden kurma" siyaseti, verimsiz ekonomik reformlar ve ulusal politikadaki ciddi hatalar, tüm cumhuriyetlerde olduğu gibi Azerbaycan'da yaygınlaştırılmış ulusal kurtuluş hareketine yol açtı.
Azerbaycan'da sosyo-politik durumun ağırlaştırılmasının temel nedenlerinden biri de, Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik toprak iddiasının "Dağlık Karabağ sorununun" üretilmesinin olmasıydı. Sovyetler Birliyi tarafından desteklenen Ermenilerin iddiaları, halk kitlelerinin ve sivil toplum kuruluşlarının tepki ve isyanı ile karşılandı. Kasım ve Aralık 1988'de ülke çapında yapılan mitingler, 31 Aralık 1989'da Nahcivan’da Azerbaycan-İran sınırının yıkılması, Sovyetler Birliğinin liderliğini korkuttu.. Bu nedenle, Sovyet Devlet Güvenlik Komitesi Azerbaycan halk hareketini yok etmek amacı ile harekete geçti. Buna elverişli bir zemin oluşturmak için Bakü, Lankaran, Jalilabad, Neftchala ve diğer bölgelerde yerli ahalinin Ermenileri ve Rusları yağmalamayı organize etti.
Ocak 1990'da Sovyetlerin Altun Ordusu bunu bahane etti ve Bakü'de katliam düzenledi. Yüzlerce insan şehit oldu, bin nefere kadar isan yaralandı. Bu imparatorluğun halkımıza uyguladığı cezalandırma "dersi"nin kanıtıydı. Ancak bu, Azerbaycan'ın bağımsızlığa giden yolunu engelleyemedi.
1920'de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin sukut etmesinden 71 yıl 5 ay sonra bir ulusun, halkın içinde yaşayan özgürlük ruhu oldu! Bugünün Bağımsız Azerbaycan'ı bu özgürlük ateşi yüzünden doğdu! 20 Ocak’taki şehitlik, kahramanlık olarak algılanıyor, çünkü halk bu trajediden ders aldı, kendini tanıdı. Bu nedenle, 20 Ocak'ı kara bir gün olarak görmezden gelmemeliyiz ve bugün Özgürlük ve Bağımsızlık yolunun temeli olarak bakmalıyız. Bu şehitlik-kahramanlık gecesi, yıllar geçse bile halkımızın hatıralarında yaşayacak.
20 Ocak günlerinde Azerbaycan'ın yanında Türkiye idi! Bu, Atatürk'ün "Azerbaycan'ın üzüntüsü üzüntümüz, sevincimiz sevincimizdir" fikrinin sübutu oldu. Böylece 20 Ocak - cumartesi günü, 28 yıl boyunca ruhlarımızda,, manevi dünyamızda, şiirimizdedir.
Düşmanımızı tanımak, kendimizi anlamak, bağımsızlığımı korumak için onlar hep bizimledirler. Dünyanın tanık olduğu, şahitlik ettiği Şehitliğimizi – Kahramanlığı anlamak için!