Azerbaycan şairi Şeyh Nizami Genceli 90'lı yılların sonu idi Bakü Türk Anadolu Lisesinde öğretmen çalışıyordum. Bir gün teneffüste şagirdlərimdən biri bana yaklaşıp:
- Öğretmenim, Nizami Gencevi fars şairidirmi? Diye sordu
- Elbette, yok. Nizami eserlerini Türkçe değil Farsça yazdığına göre onun milli kimliğinin fars kökenli olmasını uzun yıllar İran, Avrupa ve bazı Azerbaycan alimleri kanıtlamaya çalışmışlardır. Bu ondan ileri gelmiştir ki, VII yüzyıldan başlayarak İslam'ın yayıldığı ülkelerde Arapça hem din, hem de bilim dili olarak, XII yüzyıldan ise Farsça şiir dili olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nüfusu başlıca olarak Türklerden oluşan Azerbaycan'da, Orta Asya'da, Anadolu'da, hatta Hindistan'da bile şairleri milli kim olursa olsun Farsça eserler yazmaya sevk etmiştir. Nizami de eserlerini Farsça yazmış. Ama Azerbaycan şairidir - dedim.
Ve sonra da:
- Neden sordun? diye sual ettim.
- Türk edebiyatı öyretmenimizi bize onun fars şairi olduğunu söyledi-yanıtını verdi.
Ders bittikten sonra ben öğretmenle bu konuda hayli sohbet ettim. Melum oldu ki, bilgisizlikten bu fikirleri söylemişti. Ertesi gün ben Nizami Genceli ile bağlı olan birkaç akademik araşdırmanıı, kitapları getirip ona verdim. Bunların arasında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti'nin kurucusu Mehmet Emin Resulzade'nin "Büyük Azerbaycan şairi Nizami" eseri de vardı. Büyük şairin fars olması hakkında iddiaları reddeden eser öğretmen arkadaşımın dikkatini daha fazla çekmişti. Fars dilini mükemmel bilen M.Ə.Rəsulzadə şairin yaratıcılığının bilimsel tahlilini vererek Nizamini farslaştıranlara onun kahramanlarının dili ile cevap vermiştir.
"Sırlar hazinesi" eserinde zulme tab getirmeyen ihtiyar bir kadın Sultan Sancara hitaben diyor:
Türklerin çün yükseldi devletleri,
Adaletle süslendi tüm elleri.
Madem ki, sen zulme hizmet ediyorsun,
Türk değil, qaretgar bir Hindusan!
Nizami yaratıcılığının ilk araştırmacısı olan M.Ə.Rəsulzadə daha sonra yazıyor: "Eserlerini Arapça yazdıkları halde, Türklük hakkındaki duyguları ile, Türk kültürü ve vatanseverliği tarihnde müstesna yeri olan Kaşgarlı Mahmudlar, Gürlü Fahreddin Mübarekşahlar, Zemexşerli Mahmudlar ne kadar türkdürlerse, Nizami de onlar kadar Türk'tür! "
Nizami Gencelinin Türkiye'de şimdiye kadar yeterince tanınmamasının sebebi, şüphesiz. onun eserlerinin Farsça olması ile ilgilidir. Fikrimizi onunla tamamlamak isteriz ki, kendi eserlerini Farsça (küçük istisnalar ile) yazmış Mevlana Celaleddin Rumi Türkiye'de en çok sevilen, öğrenilen şairdirsə, Şeyh Nizami Genceli de Azerbaycan'da aynı sevgiye sahip, öyrəilən bir şairdir.
.
.