Bu benim Köstence’ye ikinci ziyaretim idi. Romanya Demokratik Türk Birliği Kadın Komisyonu tarafından düzenlenen 9. Uluslararası Kadınlar Sempozyumu'na davet edilmiştim.
“ Tarihide Azerbaycan Türk Kadını" konusunda bir sunum yapacaktım. Yanı sıra Azerbaycan’dan Tanzilya Rustamhanli, Vasile Vahidkızı ve Melahat Gasimova da Sempozyuma katılmıştı...
Meraklı geçen sempozyuma Romanya’nın dört bir tarafından, Türkiye, Kosova, Bulgaristan, Batı Trakya, Moldova’dan katılımcılar vardır.
Dört oturum sırasında katılımcılar ilginç, ilgi çekici konuşmalar yaptılar.
“Tarih boyunca Türk toplumunda kadının yeri”,
“Küreselleşmede kadın”,
"Dünya Düzeyinde Kültür ve Din Diyaloğu Çerçevesinde Türk Kadının Rölü”,
“Bilge kadından Alp kadına modernleşmede Türk Kadını”,
“Kadın anadır, kadın millettir, kadın vatandır, kadın şehittir”,
“Medeniyetleşme ve adalette kadın”,
“Balkan Türklerinin geleneksel koruma ve tedavi yöntemlerinde kadının rölü”,
Ve diğer konuşmalarda, Türk kadınlarının uzak geçmişimizden bugüne kadar politika-sosyal yaşamda olumlu bir rol oynamakta olduğunu ortaya koydu. Onlarca bilim adamını - profesör, doktor, doçent ve sosyal aktivist kadınları bir araya getirmek sempozyum ve organizatörlerinin büyük başarıları idi. . Oturumlararası düzenlenmiş “Geleceğin kadınları” fotoğraf sergisi, Halide Edip Adıvar’ın anma töreni, Romanya Türk edebiyatının tanınmış temsilcisi Emel Emin ile tanışmak, şiirlerini kendi sesinden dinlemek sempozyumun unutulmaz etkinliklerinden biriydi.
İkinci gün düzenlenen "Ah Tuna, Vah Tuna" gezi programı, anılarımızda uzun zaman geçirmemiz gereken olaylardan biriydi. “Delta” gemisi bizi Tuna'nın Karadeniz’e kavuştuğu yere götürdü. Tekne, Tuna nehrinin lal sularında ilerledikçe Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarını batıdan Tuna Nehri’nin kıyılarına kadar genişleten I Yıldırım Bayezid’i ve daha çok sonralar Osmanlı-Rus savaşlarını hatırlıyorum….
Dört saatlik bir yolculukta, kadınlar yeteneklerini gösterdi. "Tuna nehri akmam diyor, Etrafımı yıkmam diyor “ ve “Çırpınırdı Karadeniz” şarkılarının nehre yayıldığını ve etrafta iyi bir ruh hali oluşturdu. Tuna boyunca sallanan kurumuş ağaçlar bile bizleri selamlıyordu…