Birkaç gün önce UNEC 'in (Azerbaycan İktisat Universitesi))ev sahipliği yaptığı "Üniversitelerde bilimsel faaliyetin modern yönetim modeli" konusunda toplantısına katıldım. Organizasyon ve içerik açısından yüksek düzeyde düzenlenmiş tedbirin ilgi çeken meselelerinden biri de Nobel ödülü sahibi, ABD'nin Kuzey Carolina Üniversitesi profesörü ve aslen Türk olan Aziz Sancar’ın konferansta konuşma yapması idi.
Aziz Sancar’ın 15-20 dakika süren tanıtımı onun büyük alim olmakla birlikte, büyük bir vetendaş olduğunu da gösterdi. Türk milleti ve bilim Sancar kimliğinde bir bütün teşkil ederek onu beşeri ideallerle bütövləşdirir. Ve onu Nizami'nin tasvir ettiği kâmil insan mertebesine yükseltir. O, bilimsel ve teknik başarılarının ahlaki-manevi bazaya dayanmasına nail olmuştu. O, bilimsel ve teknik başarılarının ahlaki-manevi bazaya dayanmasına nail olmuştu.
2004 yılında John Buckinghamıç kimya tarihi hakkında yazdığı "Molekülün peşinde" adlı eserini okuyan Aziz Sancar yazıyor: "Eserin giriş bölümünde tarif edilen Benzolfestin esas konusu kimyanın ve genel olarak bilimin bayram edilmesi beni hayran bıraktı.
Ancak bununla birlikte, o dönemde Avrupalıların ve görüldüğü gibi eserin müellifinin "Türk İmparatorluğu'nun paylaşılması" hakkında kendisinden razı yaklaşımı bana dokundu. Bu iki mesele ilim ve Türk milleti (Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti) meseleleri sıralamadan bağımsız olarak kendimi tanıdıktan beri düşüncemde hakim konumda olmuştur.
Ben bir Türk vetenseveri gibi büyüdüm ve şimdi de böyleyim ". Türkiye'nin küçük Savur köyünün sınırlarından başlayan Vatan, millet ve bilim sevgisi tüm hayatı boyunca onu terk etmemiş, nerede olursa olsun onun yaşam tarzına dönüşmüştü.
Aziz Sancar’a göre millilik insanda ülkenin atributlarına, sorunlarına, başarılarına bilinçli yaklaşım karakterinin oluşumu gibi anlaşılmalıdır. İnsan beşeri ahlaki ideallere ve değerlere yiyelenmekle beraber kendi özel hayatında hedefleri belirlemeli ve bu hedeflere ulaşmak için çaba göstermelidir.
Nobel madalyasını modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün mavzoleyinə bağışlayan alim yazıyor: "Türkiye'nin geri kalmış ve üzak bir bölgesinde mükemmel öğretmenlerim oldu Onlar bana Türk halkının tarihinden gurur duymayı ve büyük işleri başara edeceğimiz güvenini aşıladılar "
Bununla da büyük alım bugünkü başarılarının kazanılmasında Atatürk'e ve öğretmenlerine kendi şükranlarını bildiriyorr. Aldığı ödülün finansmanını ise ABD'de "Türk evi" nin faaliyet göstermesi için sarf etmişti. Aziz Sancarın tanıtımını hem de bir ders adlandırmak olurdu: bilim ve ahlak dersi!