Cumhurbaşkanının bile "At izi it izine karıştı" dediği ve bir cadı avına dönüşen FETÖ operasyonu son sürat devam ediyor. Cemaat sempatizanı öğretmen sendikasına üye olan tüm öğretmenler, cemaate yakın kişilerin kurduğu okullarda görev yapan tüm öğretmenler hiçbir kriter gözetilmeden meslekten ihraç edildi. Yazıktır günahtır, bu insanların eşleri, çocukları, borçları harçları var. Itibar kayıpları da hakeza. O damgayı yiyen kişinin kolay iş bulması da mümkün değildir. Bu nedenle hiçbir eylemi olmayan sempatizanla, örgütte aktif görevi olan militanı birbirinden ayırmak gerekir. Eğer bir tutarsanız, insanlara zulmetmiş olursunuz. Bütün özlük haklarını kaybeden ve aile sorumlulugu olan bir insanın düşecegi ruh halini ve yaşayacağı stresi bir düşünün. Bir müddet sonra yaşanılan ruhi bunalım sonucunda ölümle biten olumsuzluklarla karşılaşabiliriz. Eğer sempatizanlığı suç olarak görürseniz, 2013 yılına kadar bu cemaate sempati duymayan, bunların etkinliklerine katılmayan bürokrat ve siyasetçi çok azdır. Eğer cemaate sempati duymak suç olarak görülürse, diğer cemaatlerin sempatizanlarını da suçlu saymak gerekir. Çünkü 15 Temmuz darbe girişimine kadar bu örgütün de böyle bir eylem yapabileceği kimsenin aklına gelmezdi. FETÖ operasyonu bu kadar geniş kapsamlı tutulursa, bu örgütün üst yönetiminin işine gelir. Örgütte çözülme yerine yeniden birleşme ve kaynaşma meydana gelir. Büyük bir mağdur kitlesinin oluşmasına ve kutuplaşmasına yol açarsınız. Bu operasyonları yapan polis, savcı, yargıç ve bürokratlara tavsiyem; elinizi vicdanınıza koyun, haktan, adaletten ve hukuktan ayrılmayın, titiz davranın ve empati yapın. Ki kul hakkı fiilini işlemeyin.