Yazılarımı ve şiirlerimi değerlendiren bazı arkadaşların beni anlamak için çaba göstermediklerini, benimle ilgisi olmayan yargılara vardıklarını görüyorum ve üzülüyorum. Her şeyden önce yıllarca birlikte düşünmüş, mücadele etmiş, sıkıntı çekmiş ortak anıları olan dostların birbirini değerlendirirken sükunetle ve ihtiyatla hareket etmeleri gerekir. Tanıdığımız ve güvendiğimiz bir insanın bize ters gelen bir durumu varsa önce onu anlamaya çalışmamız, eğer tatmin edici bir sonuca ulaşamazsak, o zaman kendisinden sebebini sormamız gerekir.
Çünkü ben 19 yıl önce yazdığım "Türk milleti bekamız için birleşmeliyiz" başlıklı yazımdaki düşüncelerimden milim sapmadım. İnançlarımdan, ilkelerimden ve ülkümden kopmadım. Ama yıllardır savunduğum Yunus Emre'nin "Yaradılanı hoş gör Yaradandan ötürü" sözündeki, Mevlâna'nın "Ne olursan ol, yine gel. Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhımız değildir" sözündeki ruhu zaman içinde içselleştirdim. İnsan düşüncesindeki farklılıkların ve tercihlerinin fıtrattan olduğunu düşünerek insanlara daha hoşgörü ile karşılamaya, farklılıklara saygı göstermeye ve insanlara insan olarak bakmayı öğrendim. Ben Türk milliyetçisiyim, ama asla ırkçı olmadım. Türk milliyetçiliğini de, Türk milletini sevmek ve onun iyiliği için çalışmak olarak benimsedim. Bunun için vatan haini olmayan her Türk vatandaşını, siyasi ve ideolojik görüşü ne olursa olsun, bir gördüm ve hizmet etmeye çalıştım. Bu noktaya gelmem de zaman aldı.
Sonra büyük kültür, edebiyat ve ilim insanı Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "gelişerek değişmek" ilkesine uydum. Yaşadığımız zamanı, zemini ve şartları yakından takip etmeye çalıştım. Çünkü çağı takip edemediğim zaman geride kalacağımı görüyordum. Ben inandığım değerlerimden değiştirmedim, sadece bakış açımı ve insanlara yaklaşımımı değiştirdim. Bunu yaparken önyargıların beynimde ördüğü duvarları yıktım. O zaman diğer insanların da benden çok farklı olmadıklarını gördüm. Siyasi ve ideolojik tercihlerini onlar için doğal bir hak gördüğümden, onlardaki insani güzellikleri ve farklılıkları keşfetmeye başladım.
Kişiler, partller geçicidir, Kalıcı olanlar fikirlerdir, ideallerdir. Zamanın ve şartların değişimini takip etmeden, insanlardaki farklılıkları hoşgörmeden ne kendimize ne de insanlara yararlı olamayız. (VATAN-MİLLET-BAYRAK-CUMHURİYET) ekseninde birleştiğimiz herkesle arkadaş ve olabiliriz. Bugünü, kırk elli yıl öncesinin bakış açısı ve yöntemlerine çakılı kalarak değerlendirirsek, gönül seferberliği lafta kalır. Gönüllere dokunmak için insanları insan olarak değerlendirmek gerekir.
Bir insan için de bir millet için de en büyük zenginlik, insan sermayesidir. Benim kazandığımız arkadaşları, dostları kaybetmeye niyetim yok. Size de tavsiyem, sadece bakış açınızı değiştirin. Beni anlamayan eski dostlarım, sizi de değiştirmeye niyetim yok. Ama bu açıklamalarıma rağmen benim yazdıklarımdan rahatsız oluyorsanız, sevgi çemberimden çıkabilirsiniz, ama ben çıkarmayacağım.