Ülkücü oluşumuzu çizen çizgiyi kısaca şöyle anlatabiliriz. “ Türk Milletinin Değerlerine Değer veren ve insan sevgisinin Allah’ın izin verdiği en yüksek sevmek noktasıdır" diye tarif etsek inşallah hata etmiş olmayız. Ülkücü anlayışın devletin kutsallığını üstün tutmasındaki sebep; eşrefi mahlûkat olan insanın değerlerini, adalet arayışını, hak ve görevlerini belirsizlikten kurtarıp düzene koyacak dünyevi tek sistem olduğundandır.
Demek ki merkezde olan insandır. O zaman insanlar güzelleşmesi ve mükemmele yakın olması hedeflenmektedir. Allah insanlığın olgunluğunu zirveye taşımak için birçok kitap ve sayısız peygamberler yollamıştır. Son Peygamberimizle dinimiz kemale erdirilmiştir. İşte bu kemale erdirmeden sonra harekete geçen İslam düşmanlarına karşı Allah yolunda can verip kan akıtan bu milletin değersizleştirilmesine baş kaldırıdır Ülkücülük….
Ülkücülük, dağ başındaki çoban ile gecekondu mahallelerindeki çöpçünün de, Bağdat Caddesindeki namuslu işadamını eşit tutup adaletle bakmaktır.
Ülkücülük, makam mevkie ve ya zenginliğe göre bakış açısı belirlememektir..
Ülkücülük, dünyadaki bütün insanların adalet, güven ve hürriyet içinde yaşaması için çalışmak yani “Nizam ı Alem” davasına gönül vermektir.
Ülkücülük, İslam anlayışının en yüksek uygulanmasını benimseme fikridir.
Ülkücülük, bu vatana hizmet edenlerin hatırasını canlı tutmaktır.
Ülkücülük, ülküdaşının acı ve dar gününde yanında olmaktır.
Ülkücülük, vefalı olmaktır.
Bu anlattıklarımızdan sonra gelelim yaşanılan vefasızlıklara…. Öncelikle çok değer verdiğim ve bizim biz olmamızda canlarını hiçe sayarak siper olan dört dava adamına yapılan vefasızlığı anlatalım…
Ülkücü Hareket fikrini olgunlaştıran Alpaslan Türkeş, Dündar Taşer, Seyyit Ahmet Arvasi beylerdir. Türk Ocağı Beykoz Şubesi Ülkücü hareketin en önemli manevi mimarlarından olan Büyük Mütefekkir, düşünür ve dava adamı Seyyit Ahmet Arvasi’yi anmak için İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünde birlikte çalıştığı ve dava arkadaşı Kavram Meslek Okulları Müdürü Yrd. Doç. Dr Sakin ÖNER Beyi davet ediyor. Sakin Bey Hocamız bu durumu sosyal medya hesabından paylaşıyor. Ve herkesi davet ediyor. Sosyal Medyada beş bine yakın arkadaşı var. Daha sonra durumu hem haber yaptırıyorum hem se sosyal medya hesaplarımdan paylaşıyorum.
Daha sonra Arvasi Hocamızı daha iyi anlatmak için yine mesai arkadaşı olan ve Atatürk Eğitim Enstitüsü mescidinde onun cumaları ve vakit namazlarında namaz kıldırmasını istediği hocamız Prof. Dr. Osman Kemal KAYRA Beye de haber verip onunda anmaya katılmasını hem Sakin Hocam hem de ben rica ettik…. Hocam seve seve kabul ettiğini belirtmesi üzerine bu durumu da yine sosyal medya hesaplarımdan ve Atatürk Eğitim Enstitüsü ile ilgili üç sosyal medya hesabından herkese duyurdum….
Daha sonra Atatürk Eğitim Enstitüsünün müdürü Namık Özer Erdoğan Beyi de ben davet ettim…. Bu durumu da hem kendi sosyal medya hesaplarımda hem de Atatürk Eğitimle ilgili hesaplarda paylaştım.
Dava adamı okul müdürümüz Namık Özer Erdoğan Bey Sağlık problemi olmasına rağmen kendisini arabamla alma isteğimi reddederek buraya kadar yorulmana gereke yok ben gelirim diyerek otobüsle Ataşehirden Üsküdar’a oradan da Beykozdaki anma törenine geldi. Bende Çengelköy’den Osman Kemal Kayra ve MHP Van Millet Vekili Adayı Gültekin Çavuşoğlu ile Beykoz’a vardık. Sakin ÖNER hocamızda vapurla Beykoz’a geldi….
Tek korkum bütün Atatürk Eğitim Enstitülü Ülkücülere bu anmayı duyurduk hepsi gelirse Türk Ocağının 25-30 kişilik salonuna sığmazlarsa ne yaparım diye kara kara düşünmeye başladım…Öyle ya Resullahın Torunu, Ülkücü harekete manevi yön veren baş ucu kitaplarımızdan olan Türk – İslam Ülküsü Kitabının yazarı cennet mekan Atatürk Eğitim Enstitüsünde hocamız Seyyit Ahmet ARAVİSİ anılacak.. Ve onu anmaya okulun Efsane Müdürü Dava Adamı Namık Özer ERDOĞAN, yine okulun Müdür Baş Yardımcısı dava adamı Sakin ÖNER, yine okul müdür yardımcısı Dava adamı Osman Kemal KAYRA Beyler gelecek nasıl gelmezlerdi? Çünkü bu üç değerli hocamızın sosyal medya hesaplarında bir çok öğrencilerinin övgülerini görmüştüm.
Evet bu üç dava adamından yalnızca Sakin Bey Hocamız daha yetmiş yaşına gelmedi.. Osman Kemal Bey Hocamız ve Namık Özer Bey Hocamız yetmiş yaşını geçmişlerdir. Bu yaşlarına rağmen dava adamlığına ve vefaya değer verdikleri için anma toplantısında bulundular. . Anma sohbeti başlayınca Atatürk Eğitim Enstitüsünden benden başka kimse olmadığını fark ettim. Yani hocalar geldi talebeler gelmedi.
Gelmediği gibi yapılan sohbeti haber yapıp yine 200 bin kişinin görebileceği sosyal medya haspalarında paylaştım. 5000 bin arkadaşı olan Sakin Bey’in, 1900 arkadaşı olan Osman Kemal Beyin, 500 arkadaşı olan Namık Özer Beyin ve 830 arkadaşımla paylaştım. Şu ana kadar yazı 95 kere ancak tıklanmıştır…. Hicap duyulacak bir durum….Talebeler kendilerini yetiştiren insanı anmak için; yetiştiren hocaların anlatacaklarını dinlemeye gerek görmedi….
Halbuki Arvasi’nin mesai ve dava arkadaşları onun görüş, düşünce ve mesajlarını aktardılar. Bütün Ülkücülere ders gibi olacak bir hatırasından bahsettiler. Olay kısaca söyle: Üç hocamız Arvasi’ye Sol örgütlerin kendisinin öldürülmesi kararını aldıklarını evine yaya ve korumasız gitmemesini bundan sonra onu arabayla göndermek istediklerini söylediklerinde “Benim şehit olmak isteğimi mi engellemek istiyorsunuz. Bizde nerde öyle bir şans! Hem kaderden kaçmak mümkün değildir. Ayrıca Ülkücü gençler yaya korumasız gelip giderken benim vasıtayla gelip gitmek doğru olmaz” diyerek reddettiğini ve “İşte Arvasi Ülküdaşlarını böyle seviyordu ve Hakka böyle teslim olmuştu” diyerek sohbeti sonlandırmışlardı.
Ölüm gününde kabri başında onu anmak ve dua etmek için ne MHP Genel Merkezi ve ne de İl Başkanlığı hiçbir faaliyet yapmadı. Gazetelerden öğrendiğimize göre yalnızca İstanbul Ülkü Ocakları Başkanlığı, birkaç ilçe başkanlığı ve üniversiteli az sayıda Ülkücü onu kuran okuyup dualarla andılar…..
Şimdi soruyorum size: Seyyit Ahmet ARVASİ’ yi anmayanlar ve ya anmayı unutanlar sizi-bizi hatırlar mı? Ne dersiniz?