Türk siyasetinde devleti yönetenler ve ya devleti yönetmeye talip olanlar zaman zaman yaptıkları işleri ve ya yapacakları işlerin doğru olduğunu ispatlamak için tarihimizden çeşitli olardan örnekler vermektedirler. Bu örnekler çoğu zaman tarihin seyrine ve manasına ters olarak telakki edilerek yanlış yorumlanmasına sebebiyet vermektedir. Türk tarihinin şanlı sayfları böylece yersiz ve zamansız ve rastgele kullanmak doğru değildir.
Libya'aya asker yollamak teskeresini eleştirenlere "Mustafa Kemal neden Trablusgarp'te savaşmıştır. İblip'te Suriye ile yapılan savaşı sorgulayanlara Mustafa Kemal Çanakkalede "Ben size ölmeyi emrediyorum" sözünü hatırlayın... Son olarakta korana virus salgını için "Biz bize yeteriz" sloagani ile yardım toplamaya zemin ve dayanak için Kurtuluş Savaşında Gazi Mustafa Kemal " Tekalifi Milliye Emirlerini" çıkartmadı mı? Milletten yardım talep etmedi mi gibi örneklerler yaptıklarına tarihi gerçekleri destek olarak göstermektedirler.
Ama tarih ve tarihi olaylar öyle değil? Çünkü:
Trablusgarpta Binbaşı Enver Bey, Kolağası Mustafa Kemal ve Türk Subayları neden Trablusgarp’a gitmiştir? Neden savaşmıştır. Neleri başarmıştır? Trablusgarp o zaman kimin toprağı idi?
Çanakkale de Kara Savaşlarının ilk başlarında düşman önünden çekilen askerlerimize Mustafa Kemal “Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” sözlü emri yaptırımı hangi şartlarda söyledi. Kendi komutası altında bile olmayan bu askerleri neden direnişe çağırmıştır? Ne kazanılmıştır?
Tekalif Milliye Emirlerine niçin ihtiyaç duyulmuştur. 1.,2. İnönü Savaşlarından ordumuzun durumu nedir? Bu savaşlardan sonra Aslıhanlar, Kütahya, Eskişehir Savaşlarında ne oldu? Ordu mevcudu ve morali nasıldır? İstiklal ve istikbalimizin tek dayanağı olan Türk Ordu nereye kadar çekilmiştir? Batı devletlerinin desteklediği Yunan Kuvvetleri TBMM meclisine ne kadar yaklaşmıştır ve hedefi nedir? Türk Milletin moral değerleri nasıldır? TBMM Hükümetinin yönettiği topraklarda ekonomik, siyasi durum nasıldı? Bu Tekalifi Milliye Emirleri ne zaman Türk Milletine bildirilmiştir. Bunun haricinde yapılabilecek başka bir şey var mıydı? Milletten komisyonlarca toplanan bu paraların 1923 -24 yıllarında tamamına yakını geri kalan küçük bir mikarın ise 1928 yılında geri ödendiğini her Türk Vatandaşı bilmek zorundadır.
Yukarıda değindiğim konuları anlayabilmek için Kurtuluş Savaşını, Çanakkale deniz ve kara savaşlarını bilmek yetmez, Balkan Savaşlarını bilmek yetmez, Türk Yunan Harbini Bilmek yetmez, 93 Harbini bilmek yetmez, en azından 1810 yılından beri Türk Siyaset tarihini çok iyi bilmek gerekmektedir…
Türkiye’yi yönetenler veya yönetmeye talip olanların günlük hesaplarına Türk Milletinin malıyla, kanıyla, canıyla dünyaya yazdırdığı tarih ilmini en az milleti kadar bilmek zorundadır…