(Sosyal Medyadana bir arkadaşım bana bir yazı gönderdi. Çok duygulandım. Benimde içinde bulunmakdan (diğer kardeşlerimin ödediklerinin yanında hiç mesâbesindeki ödediğim bedellere rağmen aslâ pişman olmadığım bilakis) iftihar etdiğim vatan-millet davasının çilekeş, cefâkâr ve fakat fedâkâr bir nesli anlatıyor.
Ömrümün dâvâyâ adanmış 48 senesini yeniden muhayyilemde yaşamama vesîle olan bu yazıyı sizlerle sizlerle paylaşmak istedim. Hiç bir şey katmadan aynen yayınlıyorum....)
"NESLİ TÜKENEN DİNAZORLAR MİSALİ ÖZEL BİR NESİL..!
Hepsi nev-i şahsına münhasır özel üretilmiş, yokluklar içinde yetişmiş yaralı bir nesil…
KİM BUNLAR?
1950 ile 1970 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş en genci 50, en delikanlısı 70 yaşında HALA 18’LİK DELİ TAYLAR GİBİ ÜLKÜLERİNİN PEŞİNDEN KOŞAN HESAPSIZ BİR NESİL..?
Hiçbirinin altına hazır bez bağlanmamış…
Höllük üzerinde yatmış, şeker çuvalından pantolon, canik lastikten ayakkabı giymiş…
Evde inek beslemiş, kendine okulda ABD süt tozu içirilerek beslenmiş, bir garip nesil…
Hiçbirinin renkli çocukluk resmi olmamış…
Hatta hiç bebeklik çocukluk resmi olmamış…
Hiçbiri kreş, dershane, özel okul görmemiş…
Ama hepsi profesörlere ders verecek kadar bilgi sahibi olan bir tuhaf nesil…
Harp görmüş, darp görmüş…
Baskı, çatışma, sorguda işkence görmüş…
Karakolda sorguda Filistin askısını, ceza evinde isyanı tanımış…
İHANET VE KALLEŞLİKLE işkencede insanın hayvan yüzünü görmeyeni kalmamış…
En azı 5 ihtilal, 6 muhtıra, 7 post-modern darbeden sağ salim paçayı yırtmış…
En azı 10 ekonomik krizden nasibini almış…
Tecrübe abidesi, yoklukla terbiye edilmiş, direnç abidesi bir nesil…
Bu nesil özel bir nesil, birbirini vatan için katletmiş…
Vurmuş, vurulmuş…
Dövmüş, dövülmüş…
Ne yaptıysa yoluyla yordamıyla kendi meşrebine uygun, ahlakına yakışanı yapmış…
Düşmanın da merdini aramış, buldu mu hakkını teslim edip onu da sevmiş…
Dostun namerdinden, arkadan hançerleyeninden nefret etmiş…
Birbirini yok etme pahasına ölümüne mücadele etmiş, ama neslini tüketmemiş…
İntihar sayılmasın diye idam sehpalarına selam veren inançlı yiğitler de sırtından kurşunlanıp dostunun kucağında can veren ana kuzuları da bu nesilden çıkmış…
68’liler de 78’liler de bu neslin deli tayları, ipe geme gelmeyenler de bu neslin temsilcileri.
Bu nesil tarihe adını kanları ile yazmıştır…
Bu nesil imalat harikası mı yoksa imalat hatası mı tartışılır ama bu neslin istisnasız tamamı karşılıksız hesapsız bu vatanı sevmiş…
1950 ve 1970 yılları arasında doğanlar gerçekten özel imal. Çoğu yatılı okumuş, kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış…
Çok kitap okumuş, en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş…
En azı simitçilik, olmadı ayakkabı boyacılığı, tamirci çıraklığı, inşaatta amelelik, pazarcılık hamallık yaparak okul harçlığını çıkarmıştır…
Ne ailesine ne devletine mâli yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuştur…
Muhannete de muhtaç olmamış, ezilmiş ama ezik kalmamıştır…
Aç, açık, evsiz yurtsuz, aşsız, susuz kalmış, kimseye mudara etmemiş…
Eğilmemiş, el etek öpmemiş, aç yatmış, kuyruğu dik tutmuş…
Kan kusmuş, kızılcık şerbeti içiyorum demiş…
Dik durmuş dikleşmemiş kendi nev-i şahsına münhasır özel bir nesildir…
Görevini, mes'uliyetini bilen… Şerefi için bir pireye bir yorgan yakan, öfkeli hırçın bir acayip nesil bu 1950 ile 1970 yılları arasında doğan dinazorlar…
İyi bakın, bunlar bu son kalan kadifeye sarılmış çelik yumruk misali yumuşak gözüküp indiği yeri dağıtan bu özela neslin öfkesinden sakının…
Bu soyu tükenen son kalanlarına aşağıdaki resimlerde iyi bakın…
Bunlar kimi sokakta oyun arkadaşım, kimi ilk okul arkadaşım…
Kimisi öğretmen okulunda aşımı paylaştığım kader arkadaşım…
Kimisi üniversitede silahındaki son kalan mermiyi çatışmada kendimi korumam için benimle paylaşan; dava, silah, can arkadaşım…
Kimi de DÖRT duvar arasında çıkan isyanda sırtımı dayadığım cezaevi Yusufiye ,Taş medreseli arkadaşım…
Kimisi de Anadolu yollarında ömrümüzü adadığımız bir ülkü, bir dava uğruna bir ömrü feda ettiğimiz yol arkadaşlarım…
Bunlara iyi bakın, Sizin evinizde de bu resimdekilerden kalan varsa bunları korumaya alın…
Çünkü bunların nesilleri tükenmek üzere…
Bunların imalatı sonlandı…
Kullanma süreleri doldu, tedavülden kalktı…
Neden bu nesil özel biliyor musunuz..?
Bu neslin üzerinden silindir gibi devlet geçti…
Dozer gibi dünya milletleri ezdi geçti…
Hayat bu nesli sınadı, denedi, çarkının dişlerinde öğüttü ama tüketemedi…
Bu çarktan kurtulabilen kurtuldu…
İşte bugün nesli tükenen, çarkın dişlileri arasından yaralı kurtulan bu nesil, yaralı da sakat da olsa yine de şükretmeyi, tevekkülü, sabırlı davranmayı, yaşamayı, hayatta kalmayı bildi…
Bu nesil, ihanetin acısını, dost hançerinin sancısını, ölümüne yoldaşlığı, mezara kadar arkadaşlığı bildi…
Dostu için can vermeyi de elindeki son lokmayı paylaşmayı da sadakati de vefayı da bildi…
Bu nesil, katı, aksi, deli, serttir…
Bir o kadarda merttir, hoş görülü ve merhametlidir…
Bu neslin, yaşarken öğrendiği bilgi ve kaybederken edindiği tecrübe en büyük servetidir…
Yani bu 1950 ve 1970 yılları arasında doğan dinazorlar tam bir müzelik antika nesildir…
Onun için 1950 ile 1970 yılları arasında doğmuş, hâlâ inadına yaşayan, ana, baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge, dede anneanne, babaanne, her neyiniz varsa değerini bilin..!
Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir…
Oturun onlarla konuşun, dinleyin onlardan geçmişi, öğrenin…
Sonra arar da bulamazsınız…
Çünkü onlar yakın tarihin son canlı kaynak kişileri, her biri iki ayaklı sözlü yakın tarih kitabıdır…
Benden söylemesi…
Vesselam…
MEVLÜT KALELİ"
Bu yazıda kendinizi bulabildiniz mi?