Reuters haber ajansı, Dağlık Karabağ’da yaşananlara ilişkin bir analize yer verdi. “Putin, Karabağ anlaşmasıyla Erdoğan’a Rusya’nın güney kanadında kırmızı çizgi çekti” başlıklı analizde, arabulucu rolünü üstlenen Putin’in arka bahçesi olarak gördüğü bölgede Türkiye’nin varlığının güçlenmesini engellediği yorumu yapıldı. Analizin devamında şu tespitler yapılıyor:
Azerbaycan ve Ermeni güçleri arasında 6 haftadır devam eden yoğun çatışmalar eskiden Sovyet Birliğinin parçası olan Güney Kafkasya’da Moskova’nın etkisini teste tabi tuttu. Moskova, kendi güney kanadını savunmak için bu bölgeyi çok önemli görüyor. Moskova’nın aracılık etmiş olduğu önceki 3 ateşkes denemesi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Ancak en nihayetinde, Putin, Rusya’nın en az 20 yıldır düşlediği Dağlık Karabağ’a barış gücü konuşlandırılması hayalini gerçekleştirdi. Barış gücü en az 5 yıl bölgede kalacak ve tekrar yenilenebilecek. Putin böylelikle şimdilik bölgenin dışındaki ateşkes gözlem merkezinde yer alacak Türk birliklerini dışarıda tutmuş oldu. Bu, Rusya’nın askeri etkisini artırarak bölgede Moskova ve Ankara arasındaki jeopolitik rekabeti belirgin şekilde sonlandırıyor. Buna benzer bir rekabet iki ülke arasında Suriye ve Libya’da devam ediyor.
Putin bu anlaşmayla aslında, Ermeni güçlerin düşmesine sadece günler kaldığını söylediği Dağlık Karabağ’ın Türkiye destekli Azerbaycan ordusunun tamamen kontrolüne geçmesini engellemiş, Türkiye’nin imzacı olmadığı anlaşmaya aracılık eden Rusya’nın bölgedeki etkisi de teyit edilmiş oldu. Düşünce kuruluşu Carnegie Moscow Center’dan Alexander Gabuev, “Bu anlaşma, pek çok açıdan Rusya’nın çatışmalardaki asıl çıkarlarına işaret ediyor ve muhtemelen Moskova’nın en azından kısa vadede elde edebileceği en iyi sonuç. Rusya, Dağlık Karabağ’a 2.000 barış gücü askeri konuşlandırdı. Bu Moskova’nın 1994’ten beri yapmak istediği ancak yapamadığı bir şey. Türk barış gücü askeri olmayacak ki bu Moskova için çok önemli” dedi. Siyasî risk danışmanlığı yapan Eurasia Group ise araştırma notunda, “Türkiye rolünü sürdürüyor ancak bu açıkça Rusya’ya kıyasla ikincil bir rol. Erdoğan’ın muhtemelen buna dair bir sıkıntısı yok. Onun Azerbaycan’a askerî desteği büyük bir fark yaratırken Türkiye içinse çok masraflı olmadı” denirken hükümetin iç politika için ucuz bir milliyetçi kazanım yanında Rusya’ya karşı bazı avantajlar elde etmesini de sağladığı görüşüne yer verildi.