1 Mart 2005 !.. İsrail’in ikinci zengin adamı Sami Ofer, Tüpraş’ın % 14,76’lık hissesini satın aldı. Ofer’in oğlu Eyal Ofer’in, o gece dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’la gizli bir görüşme yaptığı ortaya çıktı. Unakıtan, gece yaptığı görüşmenin sabahında Özelleştirme İdaresi Başkanlığına (ÖİB) talimat vermiş, ve jet hızıyla yasalara tamamen aykırı olarak o gün satış gerçekleşmişti. Bu arada aynı gün Ofer’in Başbakan Recep Bey ile de gizlice buluşturul...duğu iddia edilmişti. Öğleyin bir açıklama yapan Recep Bey “Benim Sayın Ofer ile Başbakanlıkta veya bir başka yerde görüşmem olmadı” demiş, ama konunun ayyuka çıktığını anlayınca, akşam katıldığı bir canlı yayın programda “Ofer ile Davos’ta bir kez görüştüm” itirafında bulunmuştu. Ankara Bilkent Otel’de görüştükleri iddiaları içinse “Hatırlamıyorum” cevabını vermişti. Daha sonra Erdoğan’ın Ofer’le 4 kez görüştüğü ortaya çıkacaktı.
AKP, 2006 Şubatında, Güneydoğu’daki arazilerin mayınlardan temizlenmesi karşılığı 49 yıllığına kiraya verilmesi için harekete geçmişti. İhalenin İsrail’e verileceği, böylece Tel Aviv’in ‘Arz-ı Mev’ud’ hayallerini gerçekleştireceği söyleniyordu. Buna rağmen AKP, projede ısrarcı davranmış, günlerce süren itirazlar sonucu, henüz Fetoş kanalıyla ele geçiremediği Danıştay, kanuna uyarak düzenlemeyi iptal etmişti.
AKP’ye o dönem bu projeye en büyük itiraz Zaman gazetesinden gelmişti. Zaman, günlerce bu konuyu manşetine taşımış, bununla “Bu gibi konularda bensiz olamazsın, yapamazsın” denilmek istenmişti. Yıllar geçmiş, Fetoş’suz bir halt edemeyeceğini anlayan AKP bastırınca Recep Bey işi FETÖ’ye bırakmaya ikna olmuş, kendisi de Zaman gazetesinde, “İsrail’e meydan okuyan adam” oluvermişti.
AKP, 2009 yılı Mayıs ayında aynı projeyi raftan indirdi. Danıştay kararına rağmen yeni bir kanun teklifi hazırladı. Mayın temizlenmesi karşılığı 49 yıllığına ‘tarım’ amaçlı verilecek bölge, Türkiye’nin Suriye ve Irak sınır bölgesi boyunca 877 km’lik ve 216 bin dekarlık alanı kapsıyordu. İhalenin yine bir İsrailli firmaya gideceği ortaya atıldı. Hükümet bunu yalanlayamadı. Yine haftalarca süren itirazlar oldu ve Recep Bey, burada Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u dinleyip, bu sefer de geri adım atmak zorunda kalmıştı. Çünkü Recep Bey taze “Gazze Fatihi” idi. 4 ay önce Davos’ta ‘One minute’ çıkışı yapmış olan Recep Bey, Türkiye’de bu tezahüratlarla karşılanmıştı. Her ne kadar oturum biter bitmez o sözü moderatöre söylediğini açıklasa da kamuoyuna sanki İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres’e söylemiş gibi bir hava estirilmişti. Yine de durumdan memnun olan Recep, ortaya çıkan imajın ekmeğini yıllarca yemeye devam etti. Perde arkasındaysa işler farklı yürüyordu.