Can kardeşim Yusuf İmamoğlu’nun şehadetinin 47. Yılı şahsında bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Bana son sözleri “Mehmetçiğim, bu komünistler gelecek Pazartesi (15 Haziran 1970)* yeni kanunu bahane edip isyanı başlatacaklarmış. Her halde devlet artık uyanmıştır; gerekeni yapar. Yapamazsa onlar bizi zaten bulurlar ama yine de dikkat etmek lâzım” olmuş, yine mavi mavi bakıp bıyık altından gülümsemişti. “Allah’a emanet ol !” deyip yürümüştü. Ya ben öyle hatırlıyorum, çünkü öyle hatırlamak istiyorum, ya da sahiden, arkasından uzun uzun bakmıştım; Edebiyat Fakültesinin o kısa basamaklı geniş merdivenlerini küçük adımlarla koşarak çıkmış, kaybolmuştu. Günlerden Pazartesi, aylardan Haziran; Haziranın 8′i. Yıl 1970. Yani 47 yıl önce bugün. Ve Türkiye’yi bölüp parça parça Sovyetler Birliği sovyeti yapmaya çalışan kanlı katiller sürüsü, sözde ilerici, devrimci aslında bölücü-solcu güruhun arasına düşmüş, bir hayli hırpalandıktan sonra kendimi dışarı zor atmıştım ki silâh sesleri duydum. Yarım saat geçmemişti, buluşma mekânımız Küllük’te haberi aldım: “Yusuf’u vurdular !”
Bugün tam 47 yıl bitti. Yaşasaydı 72 yaşında olacaktı. Kim bilir, belki de ülkü yolunun liderlerinden biri hattâ lideri olarak… O kişilik ve potansiyeli daha 18′inde, beraber öğrencisi olduğumuz Kabataş Erkek Lisesindeyken bile taşıyordu.
Şehadet yolunun bile öncüsü ülkücülerden, kardeşim Yusuf İmamoğlu’nun aziz hatırasında 5000’e yakın ülkü yolu şehidini bir kere daha rahmetle anıyorum.
( (*) 15 Haziran 1970′te, tarihe “15-16 Haziran Olayları” adıyla geçen, İstanbul ve İzmit’in güya Marksist sendika Disk önderliğinde, çoğu başlarında bazı salakların kahraman sandığı tanınmış itler bulunan öğrenci militanlar tarafından altının üstüne getirildiği, birçok can ve büyük mal kaybına sebep olan, araba, dükkân hattâ evlerin yağma edilip ateşe verildiği, bulvarlardaki fidanların bile tek tek kırıldığı “Büyük Komünist İsyan”ın başladığı gündür. Basın, bu kadar büyüyeceğini öngörmeden, protesto eylemleri hazırlıklarını Disk’e büyük destek yayını yaparak 8 Hazirandan itibaren verecek, ancak olayın vahameti görülüp halk solcu vahşete karşı çıkınca tersi yayına geçecektir.)