Galip ERDEM
“Tarihteki liderlik mevkiimize tekrar yükselebilir miyiz? Yarının neler getireceğini elbette yalnız Allah bilir. Ama, beşer hayatının ölçüleri içinde, eski yerimizi alabilmenin şartlarından biri de. Dr. Dhillon'un hatırlattığını unutmamaktır. Milletlerin büyüklüğünü, maddi ve mânevi güçleri ile birlikte hedefleri tayin eder;” diyor UNUTAMAYANLAR DA VAR yazısında.
“Milletimiz, bilinen tarihin en eski çağlarından itibaren, yeryüzüne daha iyi bir nizâm vermekle vazifeli olduğuna inanmıştır Nizâm-ı Âlem'i kurmak gayesi, Türk Cihan hâkimiyeti mefkûresinin,başlıca dayanağıdır, tarihe ayrı bir renk katan büyük Türk fetihlerinin izahı bakımından sağlam bir anahtardır. Hunlar, Göktürkler, Selçuklular, Osmanlılar ve diğer Türk İmparatorluklarının yaşama gücü, sadece maddi üstünlüklerinden değil, inançlarının yüceliğinden gelir. Tarihin inkâr edilemez kocaman bir bölümü, TÜRK MİLLETİNİ BAŞKALARINA ÖNCÜLÜK EDERKEN tanımıştır.
Bugün, cihan hâkimiyeti mücadelesi oyununda, sahanın içinde değiliz; kale arkasında bile yokuz. Tarihimizin kader çizgisi, artık tepeden tepeye dolaşmıyor. Başkalarını düşünmekten ziyade, varlığımızı korumak zorundayız.
Zamanımızın gerçeklerini biliyoruz Hatta gerektiğinden daha çok biliyoruz; öyle ki, milletlerarası maçlarda yedekte beklemeğe başlamamız yüzünden, pis bir aşağılık duygusuna kapılmış, geçmişteki yerimizi unutmanın asıl kötülüğü, geleceğin ümidini şimdiden kaybetmektir. Bir zamanların büyüklüğünü yalnız, yüreklerimizde duymak bile, aynı büyüklüğe yeniden kavuşmak iradesinin kaynaklarından biridir.
Geçmişteki verimizi gerçi biz unutmuşuz; ama hatırlatanlar hiç eksik olmuyor. Dünyanın nice köşelerinde “şimşek gibi bir hatıra”nın izleri hala silinmemiş, destanımız hâlâ okunuyor. Kısa bir süre önce Hindistan'dan gelen bir ses, dediklerimizi isbatlayan sayısız misallerin en yenisidir. Ferruh Bozbeyli Başkanlığında bir parlâmento heyetimiz, Hindistan'a gitmişti. Hindistan Meclis Başkanı Dr. Dhillon’u ziyaret ettiler. Görüşmeler sırasında Dr. Dhillon; Türkiye'nin tarihteki liderlik mevkiine tekrar yükselmesi için dua ediyoruz;” dedi. Bu ifadeyi, siyasi nezaketin alışılmış icaplarından biri; sayamayız. Âdettir, misafir heyetlere, patagonyalı bile olsalar, iltifat edilir; gururlarını okşayacak şeyler söylenir. Amma siyasi nezaket ifadeleri, Sizi çok severiz. Milletlerin kardeşliği devam edecektir;” v.s cinsinden eskimiş lâflardır. Oysa Dr. Dhillon, uzak sayılamıyacak bir geçmişe, yeniden kavuşmanın hasretini dile getirmiştir. Başka türlüsü zaten mümkün olamazdı. Ve meselâ. Bulgaristan'dan bir heyet Hindistan'a gitse, aynı şeyler söylenmezdi; gülünç kaçardı.
Tarihteki liderlik mevkiimize tekrar yükselebilir miyiz? Yarının neler getireceğini elbette yalnız Allah bilir. Ama, beşer hayatının ölçüleri içinde, eski yerimizi alabilmenin şartlarından biri de. Dr. Dhillon'un hatırlattığını hiçbir zaman unutmamaktır. Milletlerin büyüklüğünü, maddi ve mânevi güçleri ile birlikte hedefleri tayin eder.”
(Galip ağabeyimize Allahtan rahmet diliyoruz)