Dört sihirli sözcük…En çok konuşulması gereken dört önemli kavram..Her kurumunun öncelikli olarak temel ilke kabul etmesi gereken içi sevgi dolu dört anlamlı kelime..Uzaktan kulağa hoş gelen seslerden oluşan,kümeleşen dört değerli terim..
Bu dört kıymeti anlayabilmemiz için önce 7 haziran seçim sonuçlarını analiz etmeliyiz..Seçim sırasında sokaklarda MHP rüzgarı esiyordu..Taraflı anketörler dahi MHP en az %18 oy alacağını hatta bazı anketörler ise % 22 dolaylarında oyunu yükseldiği defalarca söylendi,yazıldı,çizildi..Sonuç yedi haziran sandıktan %16.2 çıktı..Milletin takdiridir,sonuca saygılıyım..Millet iradesi diyelim,geçelim..Yarım asırlık bir siyasi harekete Türk Milleti layık gördüğü oy bu kadar..
seçimlerden birkaç ay önce kurulan ve içinde her türlü gayri milli unsurları barındıran,ülkemizin her milli varlığına kast eden ,küresel güçlerin emrinde hareket eden ,Türk Düşmanlığı konusunda asla şüphe götürmedikleri belli olan bir zihniyete, Mübarek Türk Milletinden olanlar %13 oy vererek MHP ile eşit millet vekili çıkarmışlardır..Bu iradeye de saygı duyuyorum..Demokrasiye olan inancımdan dolayı..Söz konusu partinin düşüncelerine asla katılmıyorum…Bu partinin nihai hedefini herkes gibi ben de çok net biliyorum..Bazıları söyleyemediği,ifade etmekten çekindiği,ya da korktuğu sonuçtan bahsediyorum..
Kulağı sağır,bir ayağı topal,beyninin büyük bölümünün işlevsiz olduğu,gözlerin görmediği ,dıştan insan kılıklı ,sözde barış avareleri,kardeşlik sözleriyle tescilli yalancılar çözüm sürecinin son amacını bildikleri halde yüksek sesle ifade etmiyorlar..Bu gurubun içinde kendisini solcu,sosyalist,sosyal demokrat,liberal ve sözde Müslüman geçinen İslamcılar da dahildir..
Çözüm sürecinin planlanan son amacı “””BÜYÜK KÜRTİSTAN’DIR..””Büyük Kürtistan’ın asıl sahibi ise Fırat-Dicle nehirleri arasındaki topraklara hükümranlık kurmayı asırlardan beri amaçlayan zihniyettir..Kürtler ve diğer Etnik yapılar birer oyuncaktır,piyondur….
Bu planı en çok dillendiren Türk Siyasi Hareketinin duayeni MHP’dir..MHP yedi haziran seçimlerinde başarılı mıdır?sorusuna karşılık vereceğim cevap “””HAYIR””dır..MHP seçim çalışmalarına on gün sonra başlamış ve seçime üç gün kala propaganda dönemi bitirmiştir..İstanbul da Mhp kesinlikle başarılı bir seçim dönemi yaşamamıştır..Bu sonucun alınmasında en etkili olan ise adayların tespitinin yanlış yapılmasıdır..Zar zor “”BOZKURT””işareti yapanları,yorgun ve bitkin olanları,siyaseten Ülkücü Harekete vereceği hiçbir şeyi kalmayanları ,Şehirlerle hiçbir bağı olmayanları İSTANBUL-ANKARA-ADANA-MERSİN,BURSA-BALİKESİR-MANİSA gibi illerden aday yaparsanız sonuç bu günküden farklı olmaz..Strateji baştan yanlıştı..Yanlışlıklar; hala devam ettiriliyor..Adayların hatalı oluşuna birde Mhp teşkilatlarının görev yapmamaları,seçim çalışmalarından uzak kalmaları,başarıya inanmamaları,eskimişlerin ,işi bitmişlerin,söyleyecek sözü olmayanların heyecansız teşkilat mensuplarının yanına ilave ettiğinizde ,bu günkü sonuç bile çok fazla olmuş dersiniz..
Ülkücü hareketin yeniden yapılanması gerekiyor..Bu harekete Gençlik aşısı yapılmalı ve Hanım eli ülkücü iradenin merkezinde olmalıdır..Tüm illerde,tabandan başlamak üzere alınan seçim sonuçları en ayrıntılı şekilde mutlaka analiz edilmelidir..Teşkilatlarda uzu n süre görev yapan yöneticilerin heyecan kalmamıştır..Yeniden sevgi,saygı,heyecan,inanç ve iman ,dayanışma ve yardımlaşma en önde yer alacak şekilde Ülkücü irade şekillendirilmelidir..
Ülkemizin yaşadığı sorunlara akılcı,kalıcı,inandırıcı çözüm önerileri sunulmalıdır..ÜLKÜCÜ hareketin; konuşamayacağı,tartışamayacağı ,çözüm önerisi sunamayacağı hiç bir sorunumuz olmamalıdır..Önce bu hareket kendi içinde sorunları demokratik düzlemde mutlaka konuşmalıdır..Aday tespitinde demokratik yöntemler uygulamaya konulmalıdır..Seçimlerde aday belirlemede mutlaka MHP’YE üye olanların tümünün görüşüne baş vurulmalıdır..Uyduruk aday belirleme yöntemlerinden derhal uzaklaşılmalıdır..Çağ dışı kalmış yöntemler demokrasiyle bağdaşmıyor..
Barış,kardeşlik,demokrasi,temel insan hakları,evrensel hukuk kuralları ,değişen dünya şartları da göz önüne alınarak yeniden yorumlanmalı ve tavizsiz uygulamaya herkes tarafından konulmalıdır..
Hepimize çok ters olsa da her konuda en zıt fikirleri de tartışacak,konuşacak ortam sağlanmalıdır..susmak,küsmek,konuşmamak,yok saymak asla demokratik bir tavır değildir..
Fikirlerini,düşüncelerini,tavırlarını,uygulamalarını,amaçları onaylamadığınız insanlar,siyasi guruplar olabilir..Demokratik olgunluk, size ters gelen tüm düşünce sahipleriyle de rahatlıkla konuşabilmektir,tartışabilmektir..Savaş alanında ölümüne savaştığınız insanlarla,milletlerle ,guruplarla konuşmadan ,anlaşma yapma şansınız var mı?
Türkiye’mizin içinde bulunduğu bu günkü olumsuz şartlar nedeniyle içimizde mutlaka kalıcı barışı,kardeşliği,huzuru,güven ortamını tesis etmek zorundayız..Ülkemizin çevresi son yıllarda uygulanan dış politika neticesinde tam bir “”ATEŞ ÇEMRİNE”” döndü..Her gün onlarca insan toplu halde öldürülüyor..Milyonlarca insan Türkiye ye sığınmış durumda..Sokaklarımızda her adım başı dilencilik yapan binlerce kadın ve çocuk karşımıza çıkıyor..Ahlaki değerler sıfırlanmıştır…Yozlaşma her alanda sergileniyor..İnanç değerlerimiz yön değiştirdi..Haram ile helal anlam değişikliğine uğradı..Yalan kavramı günlük yaşamımızın ilkesi hailine geldi..Haksızlık ,adaletsizlik,eşitsizlik had safhada..Devlete ait hiçbir kuruma güven kalmadı..
Kimlik tartışması nerdeyse her dakika karşımıza çıkıyor..Millet olma vasfımızı yitirdik..Atası,dedesi,soyu -sopu belli olmayan sıradan halk yığını haline gedik..Her gün ,her kurumda Türk Milleti’ ne küfrediliyor…Camilerimiz,okullarımız,ordumuz ,emniyet güçlerimiz siyasallaştı..O kadar çok vahim gelişmeler yaşanıyor ki 365 gün durmadan,ara vermeden 24 saat olayları yazmak bile yetmez..Sınırlarımıza her gün yüzlerce sığınmacı geliyor..Dış siyasette Hayalcılık neticesinde hayal kırıklığı yaşıyoruz..Bir çok ülkede soydaşlarımıza zulüm ediliyor.. Doğu Türkistan’da kardeşlerimizin oruç tutmaları,namaz kılmaları,camilere gitmeleri,toplu halde bulunmaları,,inançları gereği ibadet etmeleri yasaklanmıştır…Türkiye’de sözde Müslüman oldukları belli olanların sesi çıkmıyor..Dünya Türklüğü konusunda hassas olanların da yeterince ses çıkarmadıklarına şahit oluyoruz..
Bu zor sorunların üstesinden gelebilmek için samimi inanç sahibi ve sağlam bir imana toplumun büyük ihtiyacı var..
Bakınız ne diyor HAZRETİ MEVLAN’A
Güneş gibi ol şefkatte,merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde,cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede ,asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda,mahviyette.
Ya olduğun gibi görün,ya göründüğün gibi ol.””