Türk devleti yıllar öncesine uzanan bir teşkilat yapısına sahiptir..
Devlet adamı nasıl olmalıdır? Sorusuna cevap aramadan önce devleti kısaca tanımlayalım…
Devlet; milletin teşkilatlı yapısıdır….
Devlet olmadan ,halkı yönetmek mümkün değildir.. Son yıllarda en çok tartışılan, eleştirilen devlet adamı sıfatını taşıyanlardır.. Halbuki en az konuşulması gereken ya da en az konuşması gereken kişiler devlet adamları unvanlarına sahip olanlardır…
En basit bir iş için bile ustalık, bilgi, beceri ararken, devleti idare edecek, milleti yönetecek kimselerde üstün vasıflar aramazsak hata etmiş oluruz.
Aslında milleti yönetecek kimsede çok şey aranması lazımdır. Çünkü insanları idare etme sanatı öyle bir sanattır ki, sanatların en zoru ve hüner isteyen bir sanattır. Yetki kullanacak, emirler verecek, millet hakkında önemli kararlar alacak insan, her şeyden önce namuslu, dürüst ve iyi insan olmalı, vatanını, milletini çok sevmeli, bu konuda hiçbir fedakârlıktan kaçınmamalıdır. Zaten bir millet için en büyük şans, o milleti seven üstün vasıflara sahip bir lidere ve yöneticilere sahip olmasıdır. Eğer bir millet bu şansa sahip değilse, var olma şansına da sahip olmaz. Bunun için yöneticinin nasıl olması gerektiği üzerinde çok durulmuştur.
Devlet adamının vasıflarından bazıları kısaca hatırlatalım…
Bilgi ve yetenek sahibi olmalıdır..
Hafızası güçlü, uyanık ve zeki olmalıdır. İnsan yönetimini çok iyi bilmelidir.. her şart altında sözlerine dikkat etmelidir…Ahlaki zaafları olmamalıdır.. Güzel konuşma ve doğruları halka anlatabilmek için gerekli eğitim düzeyinde olmalıdır….Doğruluk ve doğruları ilke olarak kabullenmelidir…Yalandan ve yalancılardan uzak durmalıdır…
Şahsi hırs ve mala düşkün olmamalıdır…Adaletli ve adil olmalıdır….zulüm ve zalimlik yapmamalı ,yapanlara da asla toleranslı davranmamalıdır.. Devleti yönetmek amacıyla yazılı hale getirilen kurallara uymalı, yasaları hazırlarken akıl ve bilimi öne çıkarmalıdır…
Devlet adamının dört temel özelliği;
Terbiye-Akıl-Cesaret -bilgi….
Bu dört temel ilkeye sahip olduktan sonra; adaletli, akıllı ,cesur, cömert ,yumuşak huylu, vefalı ,doğru ,şefkatli ,merhametli affedici, sabırlı, özellikler devlet adamı olmanın vaz geçilmez özellikleridir..
Doktor, mühendis, avukat ve öğretmen yetiştirmek için yıllarca eğitimi şart koşulur…Her hangi bir iş yerini yönetenlerden deneyim ,bilgi ve yetenek aranır.. Devleti ve Milleti yönetecek kimsede neden bazı şartlar aramayız? Esasında devleti yönetenlerden çok şey aramamız gerekiyor.. Bu şartlar aranmaz ise ardı arkası kesilemeyen şikayetler meydana gelir…
Özellikle demokratik ülkelerde seçim ile iş başına getirilen vekillerden insan yönetimi ile ilgili bilgi ve tecrübe mutlaka aranmalıdır..
Atalarımız “”kusursuz inşa olmaz..”” demişlerdir.. Bu söz doğrudur…Ancak yönetim için kusurlu insan olmaz …Bilmeyerek yapılan hatalar fark edildiğinde ,bu hatalardan derhal uzaklaşmalıdır…Devlet adamı hatayı sürdüremez…Devlet adamı inatlaşarak hatalı duruşunu haklı göstermeye devam ederse ,toplumda büyük kaos olur…Halk ;devletin kurumlarına güvenmez…Ahali arasında ayrışmalar meydana gelir…Anarşi doğar…Terör olayları artarak devam eder..
Bu gün ülkemizde yaşanan ve herkesi huzursuz eden terör olaylarının artış göstermesi ,devleti yönetenlerin zaafları ve hatalı uygulamalarından kaynaklanmaktadır..
Nazik ,fikir terbiyesi almış, nezaket kurallarından uzak bir yönetim anlayışı maalesef ülkemizde uygulanmaktadır…Sağlam karakter sahibi olmayanlar kurumların başında yer almışlardır. Yalan söylemek, yalan vaatler, doğru olmayan sözler günlük siyaset dilinde yer almıştır…Bu tür yaklaşımlar neticesinde toplumsal sıkıntılar yaşıyoruz…
Hatalı ve yanlış devleti yönetme anlayışı; bozgunculara, fesatçılara, teröristlere iç ve dış mihraklara imkan sağlıyor.. Vatanına ,milletine bağlı olmayan kişiler kurumların başında yer almışlardır…Emanet; ehil olmayan kişilere verilmiştir.. Ehil olmayanların tek hedefleri her fırsatta şahsi çıkar elde etmektir…Bundan dolayı yolsuzluğa, rüşvete, soyguna, vurguna bulaşmayan hemen hemen hiç bir kurum amiri kalmamıştır…Adaletsizlik ve Haksızlık hat safhaya çıkmıştır.. Adaletin tecelli etmesini beklediğimiz adalet saraylarında görev yapanlara güven en alt düzeye inmiştir.. Bir ülkede adalet zedelenmiş ise ,Adalete olan güven azalmış ise ,o ülkede huzur ve güven ortamını tesis etmek asla mümkün değildir..
Her gün aynı kişiler ekranlarda konuşuyorlar…Halbuki devlet adamı; konuşacağı ve susacağı zamanı bilmelidir.. YERİNDE VE ZAMANINDA KONUŞMALI VE HER KONUDA KONUŞMAMALIDIR..
Devlet adamı; insanlarla arkadaş gibi olmalı. İnsanlara yumuşak davranmalı, hoş muamele etmeli, alışık olmadıkları bir şeyi insanlara teklif etmemeli. Daima iyi niyet göstermeli,
Devlet adamı; Kötü huylu, kaba, kırıcı, gururlu, tamahkâr olmamalı… Kanunlara, temel yasa olan Anayasaya ,yazılı olmayan toplumsal ahlaki kurallara mutlaka uymalıdır..…Bu tavrı ile herkese örnek duruş sergileyecek kişiliğe sahip olmalıdır..
Bu nitelikler bizi yönetenlerde var mı derseniz? Bu sorunun cevabını herkes düşünerek bulsun…