Son yıllarda ülkemizde yaşanılan ,siyasi,ekonomik,kültürel gelişmeler mevcut düzenin sürdürülemez olduğunu gösteriyor…
Ülkemiz hukuk devleti mi,polis devleti mi olduğu belli değil..Demokrasinin olmadığı açıkça görülüyor…Sadece siyasi partiler yasası bile yönetim şeklimizin demokrasiyle yakından uzaktan ilgisi olmadığını gösteriyor..
Demokrasi çok partili yönetim şekli olmasına rağmen,hiçbir siyasi demokrat değildir..Partilerin tamamı anti demokrattır..Partilerin iktidar olması ve ya muhalefet olması hiçbir şey değiştirmiyor…Bir şekilde siyasi partiyi ele geçirenler ,bir daha koltuklardan kalmamak için her yolu mubah görmeye başlıyorlar..Seçimden seçime hatırladıkları seçmeni iktidar olmak için araç olarak görüyorlar..Seçmenin ne düşündüğü siyasi partiler için hiç bir değer ifade etmiyor..
Özellikle delege sistemi mevcut siyasi partilerin demokrasi oyuncağıymış gibi kabul ediliyor..Delegeler ; sözde demokratik yöntemlerle belirleniyor..Bundan dolayıdır ki partilerin oynadıkları Demokrasi oyunu oynanmaya devam ediliyor.. siyasi partilere göre seçmenin ya da özelde partilerin delegelerinin hiçbir kıymeti yoktur..
Siyasi partilerin düzen partileri oldukları ayan beyan ortadadır..Tatlı söylemleri sadece seçim zamanlarında kullanılıyor..Seçimlerden sonra seçmeni ne hatırlayan var ne de soran..seçmenin düşüncelerini doğru kabul ederek,siyaset yapan siyasi parti de yok..Mevcut düzenden güçlünün haklı,haklının ise haksız olduğundan başka bir sonuç beklemek hayal değildir..
Bu düzen mutlaka değişmelidir..Hak,adalet,eşitlik ,adil paylaşım gibi önemli uygulamalar bu vahşi düzenin özünde yoktur..
Demokratik ülkelerde ,hukuk kuralları geçerli olarak görülür..Yani devlet hukuk devleti niteliğini taşır…Devlet yönetimi hukuk kurallarına uygun ise,yönetenlerin tamamı hesap verirler..Bu hesabı sormak yine hukuk kuralları kullanılarak yapılır..Devlet; hukuk devleti değilse devleti yönetenlerden hesap sormak asla mümkün değildir..Bu gün tam bir polis devletiyle karşı karşıyayız..Son günlerde yapılan uygulamalardan anlaşılıyor ki yönetim şeklimizin ne demokrasiyle ne de hukuk devletiyle hiçbir alakası kalmamıştır..Tek adam ,tek söz sahibi,tek karar verici,tek uygulayıcı,tek hesap sorucu,tek kanun uygulayıcı,tek hakimiyet,tek söz sahibi gibi anti demokratik uygulamayla karşı karşıyayız….Tek hakimiyet sözüm sadece İktidar partisi için söylenmiş bir söz değildir…Muhalefet partilerinde de tek kişilik tahakküm vardır..
Son günlerde en çok konuşulan Mhp ‘nin tüzüğündeki bir maddesinin değiştirilmesi konusudur..Ancak mevcut Mhp yönetimi anti demokratik olarak kabul edilen tüzüğündeki bir maddesinin değiştirilmemesi için nerdeyse ülke içinde üçüncü dünya savaşını çıkartmaktan söz edecek direnişi sergiliyor..Bu gücü Mhp yönetimine sunan ,düzenin kendisidir.
Bir gecede anti demokratik davranış sergileyerek iktidar olan siyasi partinin genel Başkanının aynı zamanda Başbakan’ın görevinin sonlandırılması da düzenin eseridir..Çünkü devlet yönetimi hukuk kurallarına uygun değildir..Hukukun hakim olmadığı yönetimin adına da “”DEMOKRASİ”” demek doğru değildir..
Sonuç olarak diyorum ki ;Devlet varlığını devam ettirmeli ancak bu düzen mutlaka değişmelidir..Hukuk kurallarının hakim olduğu,demokrasiye uygun yönetim şekli kurulmalıdır..