Kahraman doğuran Emriye Ana!
Sen, şehit kızısın.
Sen, Sarıkamış'ta şehit olan mübarek dede ve iki amcanın torunusun.
Ruhun şâd, mekânın cennet olsun. Sana evlât hasreti çektirip, ömründen, sıhhat ve huzurundan çalan vatan haini alçakların gözleri önlerine aksın inşallah.
Aşağıda ki dörtlükte Ârif Nihat Asya'nın anlattığı son kuşak analardan biri de Mustafa Önsel gibi büyük bir kahraman doğuran Emriye Ablamızdı.
''Nerde kaldı o çağlar ki,
Analar kurt doğururdu,
Hilkat insan çamurunu
Destanlarla yoğururdu.''
Ana!
Türk Anası!
Bir de Emriye Ana gibiyse, böyle bir Ananın târifi, izahı biz sade vatandaşları, şâir ve edipleri çok çok aşar!
Mustafa Önsel gibi kahraman bir Kurmay Türk Albayı yetiştirip, O'nu Türk’e kurban adayan böylesi büyük Anaları ancak doğurdukları kahraman evlâtlarının vatana olan adanmışlıkları, Ferhatça sevdaları ve kahramanlıkları anlatabilir!
ANNE DENİLEN KİTÂP ÇOK İYİ OKUNMALIDIR!
‘’Eşref-i mahlûk olarak yaratılan insanoğlu denen varlığın, hayat kütüphanesinden okuyabilecek olduğu en mükemmel ve kendisini kemâle erdirecek olan kitâp kendi annesidir ve hayatı boyunca ondan daha güzel yazılmış bir esere tesadüf edemez, zira anneler ‘’KUDRET KALEMİYLE’’ yazılmış, müellifi Cenab-ı Allah olan eserlerdir''
Kudret kalemiyle yazılan kitaplardan biri de, Kurmay Jandarma Albay Mustafa Önsel’in vefat eden Annesi Emriye Ablamızdır.
İnsanın Anası, Emriye Ablamız gibi mükemmel ve mübarek bir TÜRK HATUNU olursa;
O’ kitâbı ezber ve rehber edinen evlât da MUSTAFA ÖNSEL gibi yiğit olur- Kahraman olur- Kürşat olur, dahası genlerindeki her an lav olup patlamaya hazır TÜRKLÜK MAĞMASIYLA vatan hainlerinin korkulu rüyası olur.
Rütbesi, geleceği ve Türk milleti uğruna idealleri kahpece çalınan yiğit Türk evlâdı ve geleceğin Genel Kurmay Başkanı adaylarından biri olacak Mustafa Önsel’i yıllarca Silivri’de esir tutarak, merhume Anası Emriye Ablamıza büyük acılar çektiren, ömründen çalan, evlât hasretiyle gönlünü dağlayan, bağrını yakan FETÖ ve ORTAĞI SİYÂSİLERİN ve de bu zâlimleri alkışlayanların yüzlerine tükürüyor ve köpekler gibi sürünmelerini niyaz ediyorum.
Emriye Ablamız, Türk milletinin namus bekçisi Ordumuza karşı yapılan Ergenekon- Balyoz gibi ABD- FETÖ patentli saldırılara karşı düzenlenen SESSİZ ÇIĞLIK MİTİNGLERİNE katılıp, seksen yaşına rağmen susmadı, hainlere meydan okurcasına haykırdı, kâh Türk bayrağını salladı, kâh Silivri’de tutsak edilen oğlunun resmini taşıdı.
YETİMLER!
Babası Mehmet Efendi, Dedesi Molla Hasan ve Dedesinin iki kardeşi Hafız Hacı Kâmil ve Hafız Ömer Sarıkamış’ta şehit olduğundan dolayı Emriye Ablamızın âilesi çevrede ‘’YETİMLER’’ diye tanınırlar.
Emriye Ablamızın Eczacı Hayrettin Kalaycı ve Prof. Zeki Kalaycı isimli iki kardeşi vardır ve hâlen hayattadırlar. Bu iki erkek kardeş, korku nedir bilmeyen, vatan ve Türklük denildiğinde mücâdelenin her türlüsüne hazır olan YETİMLER âilesinden yetişen asil ve soylu birer Atatürkçü ve Türk milliyetçisidirler.
VELHASIL;
Çok şehit verdikleri için YETİMLER diye tanınan bir âilenin kızı olan Emriye Hanım Ablamız, Mustafa’sının asker olmasını arzuladı, O’nu küçük yaşta askeri okullara gönderdi. Mustafa'sı zor görevlerin yiğit askeriydi ki bu yüzden oğlunla bir araya gelip Mustafa’sını öpüp, koklayıp doya doya sarılma fırsatını bulamıyordu.
ABD- İSRAL- İNGİLTERE ŞER ÜÇGENİ VE İÇİMİZDEKİ UŞAKLARI!
Bu şer üçgeni, kirli Orta Doğu plânlarının daha kolay uygulanabilmesi amacıyla Türk Ordusundaki Atatürkçü ve Türk milliyetçisi ki her biri bir VATANSEVER- VATAN DELİSİ olan subayların ordudan uzaklaştırılmasını şiddetle istiyordu.
Bu iş için Türk yargısı daha önceden siyasi iktidar tarafından FETÖ’ye teslim edilmişti!
Yargıda ki Fetöcüler tarafından, vatansever, cumhuriyetten yana, Atatürk'e ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş felsefesinden ödün vermeyen Türk milliyetçisi subay ve generallerin aleyhinde sahte delil, uyduruk belge ve yalancı şahitler hazır hale getirildikten sonra, asılsız davalar açılarak kahraman subaylarımız bir bir bir gözaltına alınarak Hasdal ve Silivri’de tutsak edildiler!
Gözaltına alınıp yıllarca tutsak edilenlerden biri de;
Babası Mehmet, Dedesi Molla Hasan, Amcaları Hacı Kâmil ve Hafız Ömer gibi Çanakkale ve Sarıkamış’ta şehit olup, mezarları dahi bilinmeyen Emriye Ablamızın evlâdı Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel’di
Mustafa Önsel, tıpkı şehit dedeleri gibi yaman bir yiğitti.
Balyoz Davasının görüldüğü mahkeme salonunda yaptığı savunmalarıyla adı şimdiden tarihe not düşülmüş olup, ileride yeni nesillerin hayretler içinde kalıp, hayranlık duyarak okuyacağı kahraman bir Kurmay Albaydır.
Mustafa Önsel’i haksız yere yıllarca Hasdal’da- Silivri’de esir tutup, muhterem Annesi Emriye Ablamıza ömrünün son demlerinde büyük acılar, dayanılması güç ıstıraplar yaşatıp hasta bedenini, yorgun kalbini daha da mustarip kılanlara, ordu düşmanı gayrı milli takımına bir iki sorum olacak;
ORDU DÜŞMANI SOYSUZLARA SORULUR;
Sizler, ordusuz kalmak nedir bilir misiniz?
Yoksa bildiğinizden mi orduya düşmanısınız?
Öyleyse hepiniz tescilli birer gavatsınız!
ORDUSUZ KALMAK;
Sabah karının,
Öğlen kızının,
Akşama gelininin veya ananın elinden alınmasıdır!
ORDUSUZ KALMAK;
Elinden alınan karının, kızının, düşman karargâhlarından yükselen acı çığlıklarını duyarak kahrolmaktır!
EY ORDU DÜŞMANI!
Yoksa sen bunu arzuluyor ve sabırsızlıkla, karının, kızının düşman karagâhına sürüklenmesini mi bekliyorsun?
Mustafa Önsel gibi yürekli bir askeri dünyaya getirip Türk milletine adadığı için Rahmeti Rahmana kavuşan Emriye Ablamıza çok şey borçluyuz.
Hakkını bizler helâl et Emriye Abla.
Senin, şehit Babanın, şehit Dedenin ve şehit iki Amcanın ruhlarınız şâd, mekâlarınız Cennet olsun inşallah.