1918 den başlamak üzere dört yıl İngiliz işgâli altında kalan İstanbul ve Ayasofya'yı işgâlden kurtararak Türk'ün malı yapan Atatürk'e, O'nun kurtardığı Ayasofya'dan şeytâni hutbelerle LÂNET OKUMAK ne büyük bir imansızlık ve ne büyük bir nankörlüktur.
Bu yazım, Atatürk düşmanı sahte Osmanlıcıların yüzlerine bir tükürük ve iki müthiş tokattır!
Anlatacağım iki olaydan ilkini Atatürk düşmanı sahte Osmanlıcıların yüzlerine atılan tükürük, ikinci olayı ise beyinlerine inen bir tokat olarak kabul ediniz!
BİRİNCİ OLAY;
Abdülhamit’in torunu diyor ki;
''Bir şeyi sakın sakın unutmayın!
Eğer Mustafa Kemâl Paşa olmasaydı hiçbirimiz olmazdık.
Yaptığı devrim belki Hanedan için kötü oldu ama Türkiye bugün O’nun sayesinde var. Siz, ben, hepimiz varlığımızı Mustafa Kemâl'e borçluyuz’’
İKİNCİ OLAY;
Vahdettin'in torunu Neslişah Evliyazâde, kendisine sorulan ‘’Vahdettin’in torunu olarak Atatürk’e âilece kızgın mısınız?’’ sorusuna verdiği cevap, Osmanlı üzerinden Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle hesaplaşmaya kalkan soy özürlü hainlerin beyinlerine inen ağır bir tokat niteliğindedir.
Neslişah Evliyazade ‘’Vahdettin’in torunu olarak Atatürk’e âilece kızgın mısınız?’’ sorusuna verdiği cevap;
"Asla Atatürk'e düşman ya da kızgın değiliz.
Belki Osmanlı hanedanının sonu oldu ama Türk halkının da kurtuluşu oldu" şeklindedir.
Vahdettin’in Torunu Neslişah Evliyazade, sahtekâr Osmanlıcıların beyinlerine ikinci tokadı aşağıdaki şu sözleriyle indirir;
"Sürgündelerken, kalfalardan biri anneannem Hümeyra Hanım'a İzmir Marşı'ndaki “YAŞA MUSTAFA KEMÂL PAŞA” sözlerini “KAHROLSUN MUSTAFA KEMÂL PAŞA” diye öğretmiş. Anneannem de beş yaşında, ne bilsin. İzmir Marşını böyle söylerken, Sultan Vahdettin duymuş ve “Bir daha Mustafa Kemâle kahrolsun deme” diyerek kızmış. Kimsenin böyle bir şey demesine izin vermezmiş"
DÖRT BÜYÜK ŞEREFSİZ VAR!
Birinci şerefsiz;
Atatürk’e söverek Müslüman olduğunu sanır!
İkinci şerefsiz;
Dine söverek Atatürkçü olduğunu iddia eder!
Üçüncü şerefsiz;
Türk’e sövüp, milleti 42 ayrı parçaya ayırmakla demokrat olduğunu sanır!
Bir de dördüncü şerefsizler vardır ki;
Bunlar da, sahte bir Osmanlıcılık kisvesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devletini parçalamak isteyen müstevli torunlarıdır!
ADAMIN BİRİ 10 KASIM'DA DİYOR Kİ;
''Kök olmazsa ağaç olmaz. Kök Osmanlı ağaç ise Türkiye Cumhuriyeti'dir''
O ZATA SORUYORUM;
Madem öyle ise, ağaç olarak nitelendirdiğin Türkiye Cumhuriyetine karşı bunca düşmanlık niye?
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı denen kökün üzerinde büyüyen ağaç ise, o ağacın simgesi olan ''TC'' ibâresi tabelârdan niçin silindi?
SON BİR SORU;
O ağacı diken ve besleyip büyüten Atatürk'e ne hak ve ne mantıkla ''AYYAŞ'' denilebildi?
Bununla da kalınmayıp, 4 yıl İngiliz esaretine kalan İstanbul ve Ayasofya’yı kurtaran böyle büyük bir devlet adamına Cuma Hutbesinde LANET OKUNABİLDİ?
ATATÜRK DÜŞMANLARINA BURADAN TEŞEKKÜR EDİYORUM!
Sizler, o mel'un ağızlarınızla Atatürk'e saldırdıkça, O' büyük insan milyonların gönlünde ve beyinlerinde daha da muhkemleşiyor ki bu Allah'ın yüce adâletindendir.