Çünkü Bahçeli Balgat'ı ''AKP'yi Sevenler Kulübü''ne döndürdü!
Şöyle de diyebiliriz;
MHP artık ''AKP ve Erdoğan'ı Koruma ve Yaşatma Derneği'' gibi çalışmaktadır!
Şu haliyle MHP göstermeliktir!
MHP, Bahçeli ve mevcut Milletvekilleriyle birlikte toptan AKP'ye iltihak etmişlerdir.
Daha fazla vakit kaybetmeden yeni bir parti şarttır.
Ümit Özdağ- Meral Akşener- Sinan Ogan, nefislerini ayaklarının altına, Türk milletinin ırzını ve namusunu başlarının üstüne alarak derhal parti kurmalılar.
Taşralarda biz ülkücülere düşen en büyük görev ise;
Her devirde olduğu gibi bu partiye de sızmak için pusuya yatan, vatan, namus, din ve devlet endişesi taşımayan menfaatperest, yılışık ve yüzsüz insanları anında tespit edip, yukarıya ihbar ederek, yeni oluşumdan def edilmelerini sağlamaktır. Şayet yukarısı bu ayıklama işine kulak asmaz ise; Özdağ, Akşener, Ogan demeden hadleri en sert şekilde bildirilmelidir!
REZÂLETİ OKUYUN VE GÖRÜN!
Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, yaşanan acı olaylar ve Türk milletine karşı bilerek ve kasten yapılan saldırılar karşısında suç duyurusunda bulunuyor ve bakınız neler söylüyor:
Misâk-ı Millî ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan 18 Türk Adası ve 150 civarında Türk Kayalığı 2004 yılından beri Yunan işgali altındadır.
İzmir, Aydın ve Muğla il sınırları içinde bulunan vatan topraklarında 13 yıldır Yunan bayrağı dalgalanıyor ve Yunan askerleri elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
Türk adaları Yunan ordusunun ileri karakolu haline dönüştürülmüş ve Türkiye Cumhuriyeti, Erdoğan ve AKP Hükümetleri eliyle Ege Denizi'nde soyutlanarak Anadolu'ya hapsedilmiştir.
Devletin birliği ve tekliği ortadan kalkmış, otorite Yunanistan ile paylaşılarak, Türkiye'nin batısında ikili devlet düzenine geçilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti, Erdoğan ve AKP Hükümetleri döneminde tarihinin ilk ve en büyük toprak kaybını yaşamış, Anayasanın 3. maddesi fiilen değiştirilmiş ve Türkiye batıdan bölünmüştür.
ÜMİT YALIM DİLEKÇESİNDE DİYOR Kİ;
Zaten Erdoğan ''1920'de Sevr'i gösterdiler, 1923'te bizi Lozan'a ikna ettiler. Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Bağırsan sesimizin duyulacağı adaları verdik. Burnumuzun dibindeki adaları verdik'' gibi söylemlerle kendi döneminde verilen 18 Ada ve 150 Kayalığın sorumluluğunu Lozan'a yüklemeye çalışıyor. Ayrıca bazı marjinal gruplar tarafından 18 Türk Adası ve 150 Türk Kayalığının Lozan'da verildiği iddia edilerek kara propaganda yapılıyor ve kamuoyu yanıltılmaya çalışıyor.
Erdoğan, Lozan Antlaşması'nda verilmeyen ve haritada altı kırmızı çizgi ile çizilmeyen 18 Türk Adası ve 150 Türk Kayalığını 2004 yılında alenen Yunanistan'a vermiştir.
AKP iktidarının tüm mensupları hakkında böylesi ağar bir suç duyurusunda bulunulurken medyadan tık bile yok!
Bunca acı olaylar karşısında medya acaba niçin susar ki?
Çünkü ortada bağımsız ve özgür bir medya yok ki konuşsun!
Medya menfaat ve çıkarın esiri olmuş, önlerine konan çanağı yalamakla meşguller!
Adalarımız gitmiş, vatanımız tehlikede, öğretmenimiz kaçırılmış, medyanın umurunda bile değil!
Medya, iktidarı cilâlamak, iktidara yağ çekmek ve bütün yanlışlarını örtüp vatandaşın gözünden saklamakla meşguller!
Bu kokuşmuş siyasi kararlar, açıkça görüldüğü gibi Türkiye'yi parçalamaya, Türk Milletini yok etmeye doğru götürüyor. Ve bu kokuşmuş siyasi kararlar, hatayla değil kasıtlı, bilerek ve kasten alınmaktadır.
Asıl korkunç olanı, bu kastın ve bilerek yapılan yanlışların 15 yıldan beriye hâlen daha görülmemesidir.
Bahçeli, bütün bu kötülüklerin suç ortağıdır ve bu konudaki suçu kesinleşmiştir!