Yok diyenin alnını karışlarım
ütfen son kelimesine kadar okuyunuz, noksan kalmasın. Yazımın sonu çok hoşunuza gidecektir ki bundan eminim)
Her kulun bir kaseti var mutlaka!
Erdoğan'ın da,
Binali Yıldırımın'da,
Kemâl Kılıçdaroğlu'nun da,
Devlet Bahçeli'nin ve TBMM'de ki 550 kişin de birer kasetleri var!
Bu saydıklarımın içinden bir teki çıkıp ta ''Yalan konuşuyorsun, sen kim oluyorsun da, kaseti var diye bana iftira atıyorsun. Seni mahkemelerde sürüm sürüm süründüreceğim'' diyemez!
Yine yeminle söylüyorum ve hiçbirine iftira atmıyorum, hepsinin birer kasetleri var;
Erdoğan'ın da,
Binali Yıldırımın'da,
Kemâl Kılıçdaroğlu'nun da,
Devlet Bahçeli'nin ve TBMM'de ki 550 kişin de birer kasetleri var!
Bu kasetler, öylesine tarafsız ve âdilane kayda alınmış kasetlerdir ki tamamı Allah'ın KİRÂMEN KÂTİPLERİ tarafından kayda alınmışlardır ve o büyük hesap günü insanlar bu kasetlerdeki kayıtlar (ameller) üzerinden hesaba çekileceklerdir.
Her insan, ölüm anında gözlerini tavana dikerek hakkındaki bu kaseti (amel defterini) seyrederek son nefesini verecektir.
Kur'ân-ı Kerim'in bazı âyetlerinde bu meleklerden bahsedilir.
Meselâ Ra'd Sûresinin 11. âyetinde meâlen şöyle bildiriliyor;
''İnsanın yanından hiç ayrılmayan sekiz tane vazifeli melek vardır. Bunların dördü gündüz, dördü de gece vazife görürler. Bu dört melekten ikisi HAFAZA MELEĞİ, diğer ikisi de KİRÂMEN KÂTİBİDİR. Hafaza melekleri insanı korumakla görevlidir, diğer iki Kirâmen Kâtibi ise insanın sevap ve günahlarını yazar''
ŞİMDİ BURADAN SN. ERDOĞAN VE B. YILDIRIM'A SORUYORUM;
Çıktığınız kürsülerden EVETİ anlatamadığınız için devamlı surette rakibiniz olan Kemâl KILIÇDAOĞLU'nun hayâli kasetlerinden söz ederek belden aşağıya vuruyorsunuz. .
Kirâmen Kâtiplerince hayatınız boyunca yaptıklarınızın kaydedildiği KASETİNİZDE (Amel defterinizde) mevcut günahlarınızın- suç ve kabahatlerinizin ortaya dökülmesini ve 80 milyon insanımız tarafından izlenilmesini ister misiniz?
''Olur mu öyle şey, kim ister ki biz de isteyelim'' dediğinizi duyar gibiyim!
Madem hakkınızda melâkeler tarafından kayda alınan kasette (Amel defterinde) yazılan, görüntü ve eşkallerinizi insanların bilmelerinden korkuyor ve de utanıyorsanız, o zaman elin günün kasetiyle uğraşmayın. Bu yaptığınız HEM AYIP, HEM DE BÜYÜK GÜNAHTIR!
SİZLER GÜNAHSIZ, AYIPSIZ KİŞİLER MİSİNİZ?
Kulsunuz!
Beşersiniz!
Şaşarsınız!
O ZAMAN;
Uslu olun!
Uslu oturun!
Usturuklu konuşun!
Germeyin,
İftira atmayın,
Kimseyi çekiştirmeyin lütfen!
YARIN MAHŞER GÜNÜ MİZAN BAŞINDA;
Kasetler (Amel defterleri) açık edildiğinde;
Öyle gemiler,
Yatlar,
Katlar,
Arâziler,
Haksız kazançlar,
İhanetler ve devletin hazinesine karşı gaddarlıklar, millete karşı merhametsizlikler, HOVARDALIKLAR- FELEKTEN GECE ÇALMALAR ortaya dökülecek ki Allah biz kullarını böylesi KASETİ olanlardan eylemesin inşallah.
Burada yazdıklarımla kimseyi itham etmiyorum!
Lâkin yanlışını gördüklerimi uyarıyorum, hepsi o kadar!
Ben sadece dinimizin gereği ve Allah'ın emri üzere ''Emri bil maruf neyhi anil münker''i yapıyorum. Yâni iyi,likleri emredip, kötülük ve ve günahlardan sakındırıyorum. Yanlışı gören her Müslüman bunu yapmak zorundadır.
Kur'an, '' Sultanlara, hükümdarlara, Emri bil maruf neyhi anil münker yapılmaz'' demiyor. Allah'ın indinde Hükümdarlık, Sultanlık- C. Başkanlığı diye bir şey yoktur ve herkes sadece BİR KULDUR!
AMAN DİKKATLİ OLALIM!
Değerli ülküdaşlarım!
Kıymetli kardeşlerim benim!
Bizlerinde yanımızdan ayrılmayan, elinde ilâhi kamera, bir de amelimizin yazıldığı amel defteri olan iki KiRÂMEN KÂTİBİMİZ var!
Kuluz!
Nefis taşıyoruz!
Beşer şaşarız!
Bol bol tövbe istiğfarda bulunup Allah'tan af dileyerek, KASETLERİMİZDE kayıt altına alınan kötü görüntüleri ve amel defterlerimizde yazılı olan günahlarımızı silmeye gayret gösterelim!
Haklarınızı helâl edin!
Benim ki sizlere helâli hoş olsun!
Selâm ve sevgilerimle Allah'a emanet olunuz!
16 Nisan günü;
HAYIR diyerek,
HAYIR işleyelim.
Şimdiden HAYIRLI olsun.