Nankör soysuzların bilmeleri gerekenler;
''Mustafa Kemal, hükumeti kurma yetkisini içinde Mehmet Akif’in de bulunduğu dindar gruba verdi. Yani o günün muhafazakâr milletvekillerine hükumeti kurun dedi. Başbakan olarak kimi düşünüyorlardı, onu bilmiyorum ama herhalde Hasan Basri Çantay’ı düşünüyorlardı.
Bu görev bize verildi. Biz de toplandık fakat hiç kimse görev kabul etmedi. Mehmet Akif’e Milli Eğitim Bakanlığı’nı teklif ettik, kabul etmedi. Bir gün, sabah ezanı okununcaya kadar yalvardık, gene de kabul etmedi. O yüzden kabahat bizdeydi. Eğer hükumeti kurabilseydik bu işler böyle olmazdı.’’
(Ali Özek Hoca)
CİA İstasyon Şefi GRAHAM FULLER ve PAUL HENZE, 1980’li yıllardan itibaren çok sıkça, “Atatürkçülük ölmüştür. Ulus devletler dönemi bitmiştir. Türkiye, Osmanlı gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok ırklı bir yapıyı benimsemelidir. Bunun için en iyi yol Ilımlı İslam’dır. Etnik kimlikler kendilerini ifade edebilmelidir” demeye başlamışlardı.
Bugün AKP'nin güttüğü OSMANLICILIK buradan çıkmıştır.
Dün Osmanlıyı çökerten zihniyetin temsilcileri bugün de, Osmanlıcılık kisvesine bürünerek TC. Devletini çökertmenin peşindeler.
Dün Osmanlıyı çökertenler, şayet bugün hayatta olsaydılar; bu sefer de TC. Devletini çökertmek için aşırı birer Osmanlıcı olup AKP'de siyâset yaparlardı.
Osmanlı diye bir millet yoktur.
Osmanlı Hanedanlığın ismidir.
Osmanlı İmparatorluğu bir Türk Devletidir ve bizimdir.
Bizlere düşen görev;
Hem ceddimize, hem de TC Devletine karşı saygılı olmaktır.
Şunu da unutmayalım ki;
Kulağa ve gönle hoş gelen OSMANLICILIK FİKRİ, dış güçlerin Türk milletine ve Türk Devletine karşı kurmuş oldukları kirli bir emperyalist tuzaktan ibarettir.
İSTİKLÂL ŞAİRİMİZ M. ÂKİF VE GİRESUN MEBUSU TARIK US ARASINDA GEÇEN BİR OLAY;
M. Âkif, bir gün Giresun mebusu Tarık Us'a aşağıdaki sözleri söyler:
"Tarık Bey! Ben yemin etmem. Fakat işte yemin ediyorum; Milli Mücadele de Atatürk’ün bizzat yanında bulundum, yakından tanıdım. VALLALAHİ DE BİLLÂHİ DE eğer Atatürk olmasaydı İstiklâl Savaşı asla kazanılamazdı…’’