Bugünkü Dolar krizinin ve ekonomik bunalımın, saldırgan Donald Trump'un Papaz ısrarına bağlanılması gerçekleri örtmekten ibâret bir el ve dil çabukluğu marifetinden başka bir şey değildir.
Neden 24 Haziran Erken Genel seçimine gidildi?
Çünkü büyük bir krizin olacağını bilen AKP, seçimi öne alarak 16 yıllık yanlışlıklarının neticesi olarak gelen ekonomik krizden dolayı oy kaybına uğramak istemiyordu.
Neden bir anda herkes ''AKP ne kadar yanlış yapmış olursa olsun arkasında durup desteklemeliyiz'' diyor?
16 yıllık ballı saltanatlarında sizlere tenezzül edip yanlarına yaklaştırdılar mı?
16 yıldan beriye nefret dilini kullanarak milleti ayrı kamplara bölmeye ve ayrı gemilere binmeye zorlamadılar mı?
16 yıldır milletimizi keskin hatlarla ''onlar ve bizimkiler'' diye düşman kamplara bölerek iktidarda kalmaya çalışmadılar mı?
''AKP ne kadar yanlış yapmış olursa olsun arkasında durup desteklemeliyiz'' diyenlere soruyorum ''Yanında olmanızla sizleri dinleyerek, ısrarlı bir şekilde sürdürdüğü yanlış ve kasti politikalarından geri adım mı atacak?
Elbetteki ABD gavuruna karşı Türk Devletinin yanında olacağız amma.....!
BURADAN SORMAK GEREK;
Aldığın yüksek faizli kredilerle 1300 odalı saray, sarayın yanına 250 odalı yavru saray, yetmedi deniz manzaralı 300 odalı yazlık saray yapmanı,
Bunca savurganlığı, dolarları betona gömmeni,
Köprü, tüp geçit, hastane gibi yerlerin ödemelerini dolarla yapmanı,
Ve dahası, yandaşlara ballı ihaleler vermeni, bir çırpıda yüklü miktardaki ödenmemiş vergilerini silmeni sana Amerika mı tavsiye etti?
Ortada tek suçlu var!
Krizin sorumlusu Dolar değil, AKP iktidarının 16 yıldır sıcak para ile durumu idare etmesi, ithalat-ihracat açığını kapatmaya dönük bir üretim ekonomisi kurmaması ve eroin bağımlısı gibi Dolar'a ihtiyaç duymasıdır. Sıcak para muslukları kesilince de Türkiye ekonomisi bir defa daha karaya oturmuştur.
Sıkışınca aynı gemideyiz!
"Bizler cumhuriyeti iki tane sarhoşun kurduğunu söyleyenlerle aynı gemide değiliz. Türk olmaktan mutlu olanlarız biz. Kindar değiliz!
İspanya, Portekiz ve Yunanistan'ın hesapsız kitapsız konut ve inşaat politikaları nedeni ile iflasın eşiğine geldikleri belliyken sıcak parayı betona yatırarak Türk milletinin geleceğini ipotek altına alanlarla ayni gemide değiliz!
Türklüğe, Türk kimliğine, devletin kuruluş felsefesine karşı savaş açanlarla aynı gemide değiliz.
Sırf İsrail'in güvenliği için Hafız Esad ile bozuşup milyarlarımızı heba edenlerle aynı gemide değiliz'' diyor vatandaş...
Kriz kimin işine yarıyor?
Emre Kongar yazısında, "Kriz kimin işine yarıyor?" diye sorduğu sorusunun cevabın şöyle veriyor;
"2007 yılından beri yaşadığımız siyasal ve ekonomik şok ve krizler, Erdoğan/AKP iktidarının işine yaradı. Erdoğan ve AKP çıkan bu krizleri ustaca fırsata çevirdi. Bu fırsatlardan istifadeyle rejimi değiştirip Meclisi etkisiz kılarak tek adam olup Cumhuriyete ve değerlerine karşı sinsi bir savaş başlattı''
Z. Kalkandelen, Naomi Klein'in ''The Shock Doctrine'' adlı kitabından hareketle, ''Felaket kapitalizmi'' adı verilen Neoemperyalizmin toplumlara nasıl dayatıldığını anlatıyor:
Cameron adlı bir CIA psikiyatristinin insanlara şok tedavisi uygulayarak belleklerini silip yeni bir insan yaratma formülü, Neoemperyalizmin şok yöntemiyle bugün bizim gibi toplumlara uygulanıyor.
Önce savaşlar, terör saldırıları, darbeler, ekonomik krizler ve doğal afetler yoluyla toplumlarda şok yaratılıyor, sonra da bu şokun yarattığı korku ve düzensizlik ortamını kullanan politikacılar ve şirketler aracılığıyla ikinci şok olarak Neoemperyalizm dayatılıyor. Bunlara direnenlere, polis ve hapis baskıları ile üçüncü şok uygulanıyor.
Not;
Arslan Bulut'un yazısını biraz değiştirip, biraz da ilâvelerde bulunarak sayfama alıp okumalarınızı arzuladım