Böylesi bir aşağılanmadan sonra Putin’in makamına niçin işemediniz Beyler!
Yazıklar olsun sizlere ki ‘’ZİMBAWE’’ heyeti saygıyla devlet erkânı olarak karşılanırken, sizler ayakta bekletildiniz, bundan da en küçük bir hicap duymadınız!
Tarihe geçen kara bir leke!
Türk Devleti aşağılanmıştır!
Türk milletine hakaret edilmiştir!
1711 de karısını Baltacı Mehmet Paşa'nın çadırına göndererek Türk'e yalvartan ''Şimal ayısı Moskof'', Erdoğan ve ekibini küçük düşürerek tarihi intikamını almıştır!
Sn. Erdoğan ve O’nunla birlikte Moskova’ya giden heyeti, şayet Kaşgarlı Mahmud’un ‘’Divânü lügati't-Türk’’ isimli eserini hayatlarında bir kerecik olsun okumuş olsalardı, Katerina’nın çocuğu Putin'in karşısında ayakta ve el pençe vaziyette bekletilmeyi asla ve asla içlerine sindiremezler, Puti’in yüzüne tükürüp mekânına işeyip dışarı çıkarlardı!
KAŞGARLI MAHMUD, DİVÂNÜ LÜGATİ'T-TÜRK'E ŞÖYLE BAŞLAR;
Esirgeyen, koruyan Allah'ın adıyla;
"Allah'ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Allah onlara Türk adını verdi. Ve yeryüzüne hâkim kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi. Türkler Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Hak’tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular. Cihan hâkimi olan Türklere herkes muhtaçtır, onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya nail olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir…’’
BIRAK KAŞGARLI MAHMUD'U, SİZ, ŞEYH ŞÂMİL'İ DE OKUMAMIŞSINIZ!
Bir gün Rus Çarı esaret altındayken Şeyh Şamil'i yemek yemek için karşısına alır. Şeyh Şamil'in iştahlı bir şekilde yemek yediğini görünce yanındakilere: ‘'Korkarım bu adam bizi de birazdan yer’' diyerek dalgasını geçer.
Şeyh Şamil, Rus Çarının sözlerini duyunca;
‘'Dinimizde domuz eti yemek haramdır. Korkmayın, bu yüzden sizi yemem imkânsızdır'' cevabını verir.
Her Türk, Türk’ü ve Türk milletinin varlığını korumakla mükelleftir ki bu İlâhi kanunlarla da sabittir.
Buradan çıkan netice odur ki;
''Türklüğü ayağımın altına aldım- Bana Türklükle gelmeyin'' diyen bir zihniyetten, Türk milletinin haysiyet ve onurunu korumasını beklemek beyhudedir!
Bütün bu olanlardan sonra yandaş medyanın zafer naraları atması yüzsüzlük ve haysiyetsizliktir!