Acıpayam İlçe Milli Eğitim Müdürü sınav yapılmadan atanacak olan Müdür ve Müdür Yardımcıları belirleyip vatsap üzerinde okul gurubundan paylaşmıştır.
Peki suç bu kişinin mi yoksa onu tetikçi olarak kullananların mıdır?
Bugün söz konusu müdürü yüce Allah şaşırtmış o da bilgileri yanlış yere atarak afişe olmuştur. Peki açığa çıkmayan saman altında su yürüten ve yıllardır aynı suçu işleyenleri ne yapacağız? Ne güzel diyoruz değil mi, “Ya devlet başa,ya kuzgun leşe!”
İşin slogan kısmı kolay ve dilin kemiği yoktur. Hiç kimsede olmadığı kadar adalet vurgusu yapanlar, yeri geldiğince ayet hadis okuyup milleti kandırmaya çalışanlar acaba bu işlerin 2014 yılından itibaren zirve yaparak sürdüğünü bilmiyorlar mıydı? Bize göre bal gibi bilgileri vardı.
Çünkü defalarca listeler yakalandı, suç duyurusunda bulunulduğu halde hiçbir netice alınamadı.
Çünkü devlet kültürüne göre hareket edilmedi. Cemaat kültürüyle hareket edilerek benim adamım olsun çamurdan olsun mantığı güdüldü.
Peki çözüm nedir?
Çözüm devletin başa gelmesindedir, devletin varlığını hissetirilmesidir.
Çözüm devlet aklının devlete hakim olmasındadır, devletsizlere devleti öğretmektir.
Çözüm devlet kültürünün yeniden işler hale getirilmesindedir.
Ölçüsü: “Yüce Allah sizlere emaneti ehline veriniz” emrindedir. “Dini ve dünyevi işleri ehliyetsiz kişilere verildi mi kıyameti bekle” hadisi şerifidir. Devlet örfüne, devlet töresine göre görevlendirme yapmaktadır. Yani devlet adamlığı dediğimiz tecrübeli iyi yetişmiş devlet adamlarına görev tevdi etmektir. Elbette birikim veya bilgi tek başına ciddi hizmetler yapmaya yetmiyor. Bunların yanı sıra; ehliyet sahibi olmak, fedakar olabilmek, ya da maddi kaygılardan öte vatan ve millet çıkarını öncelemek, sadakat sahibi olmak gerekir. Bütün bunlardan daha önemlisi devlet görevini yerine getiren kişinin erdem ve fazilet gibi yüksek değerlerle donanmış olmasıdır.
Devlete bakış farklılığımızın arasında ne kadar büyük uçurumların olduğunu şu iki tespitle netleştirmek istiyorum:
Merhum Nihal Atsız; “Her Türkçü Mesleğinde yükselmek için çok çalışmalıdır. Devlet kadrolarında önemli görev almalıdır. Yükselmede tutulacak yol, masonların başvurduğu gibi birbirlerini haklı haksız destekleyerek layık olmadığı yere yükselmek gibi şerefsizce bir yol değildir. Ehliyet göstererek yükselmenin şerefli yoludur.”
Böyle listelerle hak etmeden bir yere gelmeyi Masonca ve şerefsizce bir yol olarak telaki ediyor.
Rahmetli Muhsin Başkan ise: “Milliyetçilik çokluk içinde birliği sağlamaktır. Milliyetçi Tek doğru metot benim diyemez. Diğerlerini tekfir ederek cemaat ve grup taassubu içerisinde hareket etmek bizim düşüncemize darbedir.”
Bugün yapılan bu haksızlıkların tamamı cemaat ve gurup taasubuyla hareket etmenin neticesidir. Devlet Kültürü; Devletin hafızasıdır, Tecrübedir. İbni Haldun’un deyimiyle“Bil kuvva aklıdır”Örf, Töre ve devlete ait geleneklerdir.
Sonuç olarak dünyanın en başarılı birikimleri ve devlet tecrübesi bizdedir demekte bir sakınca yoktur. Bu birikimlerden faydalanmak onları yaşatmak, dersler çıkartmak ve kendimize örnek almak bir keyfiyet değil mecburiyettir. Ancak ne yazık ki kendi çıkarımız ve menfaatimiz uğruna devlet kültürümüzü, devlet ahlakımızı ve devlet aklımızı tamamen bir kenara bırakıp bir takım katı ideolojik kalıplar içerisinde cemaat taasubuyla hareket ederek devlet yönetiliyor. Bu haykırışımız ne ilktir ne de son olacaktır. Beyler unutmayın; Bey töreden üstün değildir-İl gider Töre kalır bizi daha fazla tahrip etmeyin daha fazla bozmayın cemaatçilik anlayışından kurtulun ve devleti normalleştirin!..