İstanbul ve Trakya Bölgesinde irili ufaklı birçok belediyede bu işlemin nasıl yürüdüğünü sorduk soruşturduk. Ortaya gerçekten ilginç bir tablo çıktı. Aynı zamanda karakter analizi ve emeğe bakış açısında önemli ip uçları elde ettik. Bu bakış açısı sendika yöneticilerinden mi yoksa yöneten Belediyelerin dünya görüşünden mi kaynaklıdır gayri orasını siz takdir edin.
Söz gelimi Belediyelerde faaliyet gösteren üç büyük sendikamızın yetkili olduğu belediyeler ve yaptıkları sözleşmelere bakalım. Kamu Sen’e bağlı Türk Yerel Hizmet Sen; Alpullu, Lalapaşa, Vize, Demirköy ve Büyük Çekmece Belediyelerinde yetkilidir. Yaptığı Sosyal Denge Sözleşmesinden her sendika üyesini eşit olarak yararlandırmıştır.
KESKE bağlı Tüm Bel Sen; Kartal, Maltepe, Sarıyer, Beşiktaş, Bakırköy, Avcılar,Beylikdüzü ve diğer CHP li Belediyelerin ağırlıklı olduğu yerlerde yetkilidir. Bunların da yaptığı Sosyal Denge Sözleşmesinde bütün çalışanlar eşit yararlanmaktadırlar. Yani yetkili sendika anlaşma imzalarken rakip sendikalara para vermeyin veya az verin dememiştir.
Memur Sen’e bağlı Bem Bir Sen İstanbul Büyükşehir dahil AKP nin aldığı tüm Belediyelerde yetkilidir. Başta Fatih ve Üsküdar Belediyesi olmak üzere Bem Bir Sen’in yaptığı sözleşmeden önceleri diğer sendika mensuplarına bir lira dahi verilmedi. Arkadaş yetki bizden gelin bize üye olun paracıkları kapın yoksa havanızı alırsınız denildi. Sonra Mahkeme kararıyla diğer sendika mensuplarına da ödendi ancak bu sefer neredeyse bütün AKP li Belediyeler sendika yöneticilerini ayrı tutup onlara yüksek ücret ödeyerek çalışana 350 ve civarı rakamları reva gördüler. Peki AKP li olmayan Belediyeler Sosyal Denge tazminatı olarak ne ödüyorlar. 1300 TL ile 1650 TL arası bir rakam. Ayrıca 350 TL veren bu AKP li Belediyeler diğer sendika mensuplarına da arkadaş sizden bu paranın %4 nü danışma aidatı adı altında keserim dediler. Verdikleri bu cüzi rakamda da muhalif gördüklerine ayrım yapmaktan kaçınmıyorlar.
Özellikle Fatih Belediyesinin bu konuda keyfi yönetimi gerçekten isyan ettiriyor. Bu 350 lira gibi bir rakamı da özellikle diğer sendika yöneticilerine vermemek için elli dereden su getiriyor. Kimine performans bahanesi, kimine bürosu olmadığı halde büron düzensiz diyerek bu paranın kesintiden sonra kalan kısmını ödemiyor. Ayrıca yirmi beş yılını dolduran memura da bu denge tazminatını ödemiyor. Emekli olmaya zorluyor. Yalnız bu değil elbette. Personele yıllık izin konusunda da büyük zorluklar çıkartmaktadır. Bir arkadaş babası hasta olduğu için mazeret izni değil biriken yıllık izninden on gün talep ediyor. Cevap; git şu müdürden özür dile, çünkü aldığımız duyumlara göre sen kendisine ah okumuşsun onun için izin özür dilemeden izin vermiyorum diyerek personeli geri çeviriyor.
Gerek Sosyal Denge Sözleşmelerindeki keyfiyet gerekse personel ile iletişim noktasında belediye yönetimleri arasında büyük farklılık olduğunu görüyoruz. Oysa yasalarımız eşit işe eşit ücret demektedir. Bu adaletsizlik Belediye çalışanını canından usandırmış ve soruyorlar;
Dedik kardeş; Hak hukuk, adalet, insanlık geç bunları dediler,
Dedik kardeş emeğe saygı, alın teri kurumadan, geç bunları dediler.
Dedik kardeş din, iman, ahlak, haya, vicdan , namus hepsine geç bunları dediler!.. Gerçekte şaşırdık diyorlar. Hakkımızı nasıl savunacağız, biz de bu ülkenin evladıyız anlayışını ayrımcı Belediyelere nasıl kabul ettireceğiz? İşte zihniyet farkının Milli Eğitim ve diğer kurumlarda olduğu gibi Belediyelerdeki uygulamaları da bunlardır. Bu ayrımcılık bitmeden ülkede huzur olmaz, kimse hayal görmesin.