Beşikten mezara kadar ilim diyen bir Medeniyeten Anasınıfından Üniversiteye kadar kurnazlık demeye başladık.
İşte kurnazlık yarışına örnekler:16 Ekim 2017 Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, yabancı bir kadınla tokalaşmanın ateş tutmaktan daha korkunç olduğunu söyledi. Bu zihniyeti oraya getirip liyakat ve ehliyeti hiçe sayan kim veya kimlerdir?.
2 Kasım 2017 Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğretim kadrosu için verilen ve şaşkınlık yaratan ilanda alınacak kişinin "Kur'an ve sünnet rehberliğinde şeytanla mücadele edecek insan eğitimi üzerine çalışmaları" kriteri, Sosyal medyada yoğun tepki üzerine yayından kaldırıldı. Bu anlayışı oraya kim taşıdı?
2 Kasım 2017 Pazarcık Anadolu Lisesi'nde Müdür İbrahim Yılmazcan, okulun bahçe kapısı önüne sandalyesini çekip oturuyor. Bu sırada okula gelen öğrenciler, Yılmazcan'ın elini öpüp, içeri giriyor. Herhalde eğitime yeni bir hamle getirdiğini farklı bir şeyler yaptığını düşünüyor. Bu zihniyeti o okula Müdür yapan kim veya kimlerdir?
Yalnızca bu üç örneğimiz bile aslında kadrolara atama yapılırken Eğitimi yönetenlerin bakışını yansıtmaktadır. Eller aya biz kaldık yaya dedirten Selef bir anlayışla dinen ne kadar sahih olduğu belli olmayan bir takım dogmalara takılıp orada kalmış gerçek anlamda cahiliye dönemini yansıtan zihniyet !..Bu tür kafaların eğitimde önemli görevler almasını sağlayan Eğitim Bir Sen bu ara liyakat ve ehliyet sakızını çiğnemeye başladı. Yıllardır kural kaide dinlemeden kadrolaşan bu sendika eğitimde işler kötüye gidince hedef olmaya başladı. Şimdi kurnazlık yapıp ben de liyakat istiyorum deyip hedef saptırmaya başladı.
Öteden beri yapılan kurnazlıklardan biri de ölümü göster sıtmaya razı et taktiğidir. Bunu öğretmenlerin üzerinde deneyip öğretmeni adeta yem olarak velinin-öğrencinin önüne atıllar. Bu girişim yani 18 Ekim 2017 Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlere performans değerlendirmesi getirerek kimi densiz öğrencilerin sosyal medya üzerinde nefretlerini kusmaları tabi ki başta Türk Eğitim Senin sert tepkisi ve öğretmenlerin isyanı bunun o kadar ucuz olmayacağını gösterdi ve geri adım atmak zorunda kaldılar.
Şimdi kamuoyunun genelde, özelde Milli Eğitim çalışanlarının kaçırdığı en önemli kurnazlığa göz atalım. Önce bakanlık müfettişliklerini iptal ettiler. Efendim buna ne gerek vardır dediler. Merkezdeki birçok müfettişi taşraya gönderdiler. Herkes Müfettişlik tamamen kaldırılacak diye beklerken bakanlıkta akıl çok!..Onları gönderdik nasılsa şimdi yerlerine seçmece adam alalım diye formalite icabı bir mülakat yaparak yeniden Bakanlık Müfettişi aldılar. Ancak kazandı denilenleri de üç ayrı tasnife tabi tuttular. Her şeyiyle bizim uşak, az bizim uşak, hiç bizimle ilgisi yok. O halde her şeyiyle bizim uşak olanları göreve başlatalım, diğerleri biraz süründürelim dediler ve dediklerini yaptılar. Beş aydır kazandı dedikleri kimi Bakanlık Müfettişlerini başlatmadılar.
Bir diğer kurnazlık Maarif Müfettişlerinde yaşandı. Müfettişlik kalksın diye yaygara koparttılar, Mevcut Müfettişlerin seslerini kestiler. Onlara da ölümü gösterip sıtmaya razı ettiler. Şimdi ki kurnazlık yargının kardeşim sen torpille Şube Müdürü ataması yaptın ben bunu iptal ettim dediği Şube Müdürlerini müfettiş yapma peşine düştüler.
Sonuç; Milli Eğitim Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinin hiçbir döneminde bu kadar çıkar amaçlı kullanılmamıştır, bu kadar kendi kuruluş ve varoluş ilkelerinden uzaklaştırılmamıştır. Bu kadar bencilce hoyratça itibarı sarsılmamıştı ve geleceğimizi kurnazlıklarınıza feda edilmemişti!..