Sağılık için doktorların ısrarla üç beyazdan uzak durun tavsiyesi milli eğitimde üç T den uzak durun olmalıdır. Üç T ne midir? Takkeci, Tekeci ve Takiyeci anlayıştır. Kısaca ne olduklarını özetlersek; Takkeci anlayış inanç değerlerini şekle indirgeyen yalnızca kılık kıyafetle tam mümin olunacağı inancını taşıyan anlayıştır. Tekkeci anlayışta ise şeyhin her dediği doğrudur, dolaysıyla devletin hiyeraşik sistemi değil şeyhin söylediği önemlidir. Emir aldığı yer de burasıdır. Takiyeci anlayışta ise birçoğumuzun etrafımızda gördüğümüz ve hiçbir zaman göründüğü gibi olmayan, ancak zemine, zamana ve araziye çok çabuk ayak uyduran tiplerdir ve bu tiplerin çokluğundan kaynaklı anlayıştır.
Şurası bir gerçektir ki Türk Milli Eğitim sistemi tarihin hiçbir döneminde almayacağı kadar büyük yaralar almıştır. Kimse masal anlatmasın. Eğitime bilimsel yaklaşılmıyor ve kesinlikle ideolojik bir yaklaşım gösteriliyor. Okullar toplumu dönüştürme aracı olarak görülüyor. Bu bakış açısı başarısızlığı getirince bir suçlu aranıyor. En kolay lokma olarak öğretmen görüldüğü için bütün olumsuzluklar bu camianın omzuna yıkılmak isteniyor.
Öğretmen geliştirme ve yetiştirme stratejisi adlı dahiyane fikir yeni gündem olarak dokuz Haziran günü resmi gazetede yayınlandı. Belli ki bakanlık eğitimdeki bütün sıkıntıların öğretmenden kaynaklı olduğunu düşünüyor. Bundandır ki sürekli bu camianın üzerinde oynanıyor. Arkadaş on beş yıldır Türk Milli Eğitimini idare ediyoruz neden bir arpa boyu yol alamadık diye asla kendilerini sorgulamayan bir bakanlık. Öğretmenliği bilmeyen, psikolojiden anlamayan, çocuk ve yetişkin tanımayan ülke gerçeğine hakim olmayan üç T formatlı bürokratlarla Milli Eğitimi idare ederseniz onların yapacağı en güzel iş sürekli suçlu aramak asla ve kata kendilerine dönüp sorgulamamaktır.
Oysa 4+4 ü dahiyane fikir olarak sunanlar bir süre sonra bu çıkmazdan kurtulmak için 5. Sınıflara İngilizce getirerek yumuşak dönüşün önünü açmışlardır. Bunun sorumlusu öğretmen midir?
Bitişik yazı da ısrar edenler bir süre sonra bu yazı türünden vazgeçerek dik yazıya geçmişlerdir bu kararı alan öğretmen midir?
Ders saatleri normlarını sürekli değiştirerek hem öğrenci hem de öğretmenin uyumunu zorlaştırmışlardır bu olumsuzluğun sorumlusu öğretmen midir?
Öğretmen şiddet ve tehdide sürekli maruz kaldığı için öğrenciye dokunmayarak kendisine hiçbir telkinde bulunma cesaretini gösteremiyor. Dolaysıyla eğitimde bir başıboşluk alıp başını gidiyor bunun sorumlusu öğretmen midir?
İmam Hatip ve diğer okullar arasında ayrım yapılarak fırsat eşitliğine aykırı davranan öğretmen midir?
Ne kadar yetersiz ve yeteneksiz öğretmen varsa okul müdürü yapan öğretmen midir?
Müfredatı adeta kevgire döndüren öğretmen midir?
Öğretmeni bir gün iş güvencesiyle, bir başka gün rotasyonla, velinin ve öğrencinin değerlendirmesiyle sürekli tehdit edip gelecek kaygısına sevk eden öğretmen midir?
Sonuç olarak beyler eğitimin çok yönlü paydaşlarının olduğunu unutuyorsunuz. Özellikle sorunun karar vericilerden kaynaklı olduğunu görmemezlikten geliyorsunuz. Milli Eğitim Türk Milli anlayışı ve şuuru çerçevesinde değerlendirilmelidir. Merkeze tekkeci, takkeci ve takiyeci anlayış değil; mutlaka milli ve manevi değerler çerçevesinde fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirerek, muasır medeniyetler seviyesine çıkabileceğimiz eğitim politikaları geliştirilmelidir.