Türkiye’de zulme uğrayanların çaresiz kaldığı, esas zalimlerin elleri kolları sallayarak serbest gezdiği izlenimi her gün biraz daha vatandaşta pekişmektedir. Son yapılan öğretmen mülakatında yine yüzlerce yeni mağdur yaratıldı. Bir önceki mülakata girip seksen puan alan öğretmen adayı son yapılan sözleşmeli mülakatında elli üç alarak baraj altı bırakılmıştır.2002 yılında çalıştığı firmaca bankaya hesap açtırılarak maaşı yatan kişi işi bırakıp okuluna devam edince hesap kapatmayı unuttuğu için hesabı açık kalmıştır. 2015 yılında da hesabını kapatmıştır. Bunun yanı sıra 2011 den sonra Bank Asya’da hiçbir işlem yapmadığı halde 2013 yılına kadar yalnızca 1 lirası bankada olan kişi bu tarihte hesabını kapattığı halde açıktadır. Devletin atadığı Fetö cü müdür baskısıyla sendika üyeliğinden dolayı mağdur edilen mi dersiniz, emmisi, bibisi, dayısı, teyzesinden dolayı mağdur edilen mi dersiniz birinin iftirasına kurban giden mi dersiniz binlerce insan çaresiz bekliyor.
Öte yandan Devlet Bey’in "Millet kavrulmuşken, ülke kavrulmuşken kavurmacılar aklanıyor, baklavacılar adaletten kaçırılıyorsa, ortada kesinlikle çözülmesi gereken bir sorun var demesine tepki olarak Sayın Cumhurbaşkanı:“Siyasette bu temizliğin yapılmadığını iddia eden bunu somut olarak ortaya koyması lazım. Hep söyleriz, hukukta bir kaide var, 'müddei, iddiasını ispatla mükelleftir.”
Şimdi soruyoruz. Fetö den açığa alınan, ihraç edilen kaç kişi ile ilgili müddei iddiasını ispatlamıştır. Kaç kişi soruşturulmuş, incelenmiş ondan sonra işinden edilmiştir.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ haklı olarak bu meselenin sulandırıldığını şu cümlelerle ifade ediyor. “Şimdi herkes kılıcı eline almış, şu FETÖ'cü, bu FETÖ'cü diye kesmeye bakıyor... Bu çarpıklıktan Türkiye'nin çıkması lazım. Kesinlikle ancak gökten birileri gelip bu çarpıklıktan Türkiye yi kurtarmayacak. Yetki sizde buyurun çıkarın!
Nihal Bengisu Karaca, "Sözcü çalışanları FETÖ'den içeri alınıyorsa, kimse FETÖ'cü olmadığını ispatlayamaz" diyerek aslında gelinen vahim noktanın altını çizmiştir.
Çok ilginçtir ki; ellerinde 1967 yılında kalan sahte veya gerçek belgeyle aslında hepimiz FETÖ ye hizmet ettik diyen darbe araştırma komisyonu başkanı bunu itiraf ederken bir tek suçlu olarak kamu çalışanının gösterilmesi içler açısıdır. Meselemiz insanımızın gözünde hukukun geldiği noktadır, devletimizin düşürüldüğü zafiyettir.
Sonuç olarak; sizi temin ederim ki milletinin başına kurşun yağdıranı hiç kimse afetmez, verdiğiniz hiçbir cezaya da kimse itiraz etmez. Ancak mübarek Ramazanı Şerif’i ihya ettiğimiz şu günlerde lütfen bir çevrenize bakın. Suçsuz olduğuna inandığı için ihraç edildiği haberi alır almaz tansiyonu fırlayıp şu anda bitkisel hayat yaşayan kamu çalışanı var mı yok mu tespit edin. Lütfen bir araştırın bu haberi aldığı için kaç kişi intihar etti çoluk çocuk eşleri ne durumdadır bir gözleyin, kaç kişinin yuvası dağıldı, kaç kişi yerini yurdunu terk etti.
Valilik dediniz hiçbir netice alınmadı, komisyon dediniz aradan dört ay geçti hiçbir icraat ortada yok. Adeta hükümet cephesinde bu anlamda yaprak kıpırdamıyor. Ne olacak bekleyişi sürüyor.
Unutmayın adalet yer ile gök arasındaki direktir. Siz o direği çeker alırsanız er geç gök kubbe tepemize çöker ve hepimiz altında kalırız. Çünkü gök kubbenin altında birlikteyiz!..