Israrla Türk Milliyetçiliği dahası Türkçülük yapanları ırkçılıkla suçlayanlar birkaç marjinal kişinin sözleri dışında ortaya hiçbir şey koyamazlar. Kaldı ki aynı uç düşünceler İslamcı—Ümmetçi ya da Atatürkçü-Ulusalcı kesimlerde de mevcuttur buna bakarak bu fikrin önderliğini yapan kişileri hiç okumadan hüküm vermek ön yargılardan ya da milliyetçi düşmanlığından başka bir şey değildir.
Örnek verelim Türk Milliyetçilik fikrinin yakın tarih öncüleri ne diyor ona bakalım.
Gaspıralı İsmail; milliyetçiliği dili, ameli, fikri bir olan topluluğu oluşturmak olarak görüyor.
Ziya Gökalp; milleti kültür birlikteliği olan toplum olarak belirtir. Kültür ise “Milletteki bütün nazari içtihatların ve hissi intibaların mecmuudur (toplamı)” olarak yorumlar. Kültür yereldir ve millidir, medeniyet ise evrenseldir, diyor.
Fuat Köprülü,‘ Ona göre, Türk milliyetçiliği, ‘dar’ ve bağnaz ırkçılık kuramı’na tamamıyla karşı anlayışlara sahip ve tamamıyla ‘meşru’ ve ‘insani’ mahiyette bir milliyetçiliktir. Yine Türk milliyetçiliği, bütün milliyetlerin eşit haklarını tanır. (283) 14
Nihal Atsız’ın milliyetçilik anlayışının temelinde “Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir” düşüncesi vardır. Dikkat ederseniz Türk doğduğun gün denilmiyor. Aslında buna kültürel bir anlam yüklemenin tek yolu vardır. O da her şeyinle
Erol Güngör Bey’e göre ise milliyetçilik; “Millet tarihin ve çağın gerçeğidir. Milliyetçilik ise tarihin, kültürün yorumudur ve siyasi inşasıdır.” “Türk Milliyetçiliği bir kültür hareketi olarak dolaysıyla ırkçılığı, halka dayalı bir hareket olarak ta otoriter idare sistemlerini ret eder.” Kültürün işlenmiş ve uygulanmış biçimi olan tarihin yorumu milliyetçiliğin fikri ve siyasi temelini oluşturur. Milliyetçiliğin ana hedefi Türkiye de milli kültür bütünlüğünü ve onunla birlikte siyasi bütünlüğü kurmaktır. (24)15
Mümtaz Turhan’a göre Milliyetçilik; Beşerin ictimai yoldan tevarüs ettiği maddi ve manevi her unsurdur. Beşer-insan kültür insanın yaşattığı, insanla birlikte var olan yaşatılan bir varlıktır.
Dündar Taşer; Milli telaki, millette yaşayan ve onun her şeyine tesir eden, ona mal olmuş hakim inanış ve ölçü manzumesi demektir. Tarih boyunca ve halen de, bu ne ise, milli telakki de odur. Milli telakki ancak tespit edilebilir; ihdas edilemez. (25) 16
İbrahim Kafesoğlu; Biz Türk kültürü ile yetişmiş, Türkçe konuşan ve kendini Türk hisseden herkesi Türk kabul etmekteyiz ki, bilindiği gibi, bu telakki millet nazariyelerinin en mütekamilidir. Türk milliyetçisinin ırkçı bir düşünce taşımaması, onun yine modern millet anlayışı icaplarından olarak Türkiye Cumhuriyetinin resmi sınırları dışında kalmış soydaş toplulukları düşünmesine mani değildir. (26) 17
Nitekim Mustafa Kemal Atatürk milliyetçiliği Bilge Kağan’ın dediği gibi fedakarlık olarak görüyor. “Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Hayatta tam zevk ve saadet ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, saadeti için çalışmakta bulunabilir”
Alparslan Türkeş göre Milliyetçiliğimizin amacı milli sınırlarımız içinde yaşayan bütün yurttaşlarımızı hiçbir ayrım yapmadan din, mezhep ve ırk gözetmeksizin kucaklamak, sevmek ve insanca yaşama şartlarına kavuşturmaktır. (29 ) 20-Milliyetçilik anlayışımız manevi bütünleşmeye dayanır. Ben Türk’üm diyen herkes Türk tür. Ülkümüz milli bütünleşmedir. Milli bütünleşme hareketinde bölünme yerine birleşme, farklılaşma yerine kaynaşma vardır. (30) 21-Görüldüğü gibi Alparslan Türkeş Bey de Milliyetçiliği kültürel bir hareket olarak almıştır.
Muhsin Yazıcıoğlu: Milliyetçilik çokluk içinde birliği sağlamaktır….(31)22
Yukarıdaki örneklere ilaveten Ne M.Akif Kahraman ırkıma derken ya da oğlum Nevruz ırkına çek ifadelerini kullanırken ırkçılık yapmıştır ne de Necip Fazıl “Umumiyetle metafizik ürpertisi zayıf olan ırkımızın bu bahisteki zaafını telafi edecek kudrette bir şahsiyettir, (33) 24” derken ırkçılık yapmıştır.
Osmanlı nın son devlet adamlarında Said Halim Paşa aynı zamanda İslamcı bir mütefekkirdir “İslam’ın ferdi toplumsal ve siyasi bir unsur olarak kabul etmesi, milliyeti istediğini ve kabul ettiğini gösterir. Şu halde, İslam esaslarının milliyeti inkar ettiğini ve zayıflattığını iddia etmeye imkan yoktur. İslamiyet’i, bütünü ile milliyetçiliğe muhalif görmek büyük bir hatadır. “Said Halip Paşa, Buhranlarımız”
Sonuç olarak; Söylemleriyle duruşlarıyla yaptıklarıyla hiçbir zaman ırkçılık yapmamış Türkçü-Milliyetçi düşünce sahiplerini ırkçılıkla suçlamak insafa sığmaz. Adama sormazlar mı işte bu düşüncenin önderleri işte söylemleri ırkçılık bunun neresinde?