Türk Milleti tarih boyunca iki tane yüzde yüz milli devlet olma şansını yakalamıştır. Bunlardan birincisi Göktürk Devleti Bilge Kağan dönemidir. Adıyla sanıyla Türk olan bu devletimiz “ Ey Türk üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir” ifadesi taşlara nakşedilerek tarihe altın harflerle istiklal bağımsızlık için meydan okumayla başlar. İkinci milli devletimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Bunun da milliliği hem devlet adında Türk’ün olması hem de “Ya İstikla Ya Ölüm ve Ne Mutlu Türküm Diyene” ifadelerinde saklıdır.
Şimdi milli devleti yaşatmak isteyenler önce bu milli devletin kuruluş felsefesine sahip çıkmak durumundadırlar. Başta kurucu iradeye düşmanlık olmak üzere milli kurtuluşa karşı çıkan düşmanla işbirliği yapan kimi şahsiyetlere sahip çıkanların anti emperyalist olduklarını söylemeleri gülünç kaçar.
Bu ülkenin en büyük sendikası Türk Ordusuna kumpas kuranları alkışladı mı alkışlamadı mı?
Bu ülkenin en büyük sendikası çözüm sürecine balıklama atlayıp karşı çıkanları kandan besleniyorlar diye suçladı mı suçlamadı mı?
Bu ülkenin en büyük sendikası bu ülkede darbeye kalkışanlarla aynı sendikayı paylaşıp iki kez birleşip ayrıldı mı ayrılmadı mı?
Bu ülkenin en büyük sendikası Hakkari il başkanı bölücülere destek olduğu için memurluktan atıldı mı atılmadı mı? Bu sendikanın Genel Başkanı bölücüye sahip çıktı mı çıkmadı mı?
Bu ülkenin en büyük sendikası Diyarbakır İl Başkanı Şeyh Sait’i anma programı yaptı mı yapmadı mı?
Bu ülkenin en büyük sendikası mensupları Seyyit Rızayı yere göğe sığdırmayarak okul dergilerine kadar taşıdılar mı taşımadılar mı?
Bu ülkenin en büyük sendikası Genel Başkanının kurtuluş savaşına karşı çıkan, yurt dışında milli mücadele aleyhinde yayın yapan dergi çıkartan Mustafa Sabri ye sahip çıktı mı çıkmadı mı?
Son olarak Barzani Kürdistan hayaliyle referandum yaparken bu ülkenin en büyük sendikasına mensup birçok başkan ve üye Barzani sevici oldu mu olmadı mı?
Bütün bu sorulara vereceğiniz cevap kuşkusuz EVET olmak durumundadır. Çünkü Google amca hepsini kaydetmiştir. Dileyen açar bakar. Bu gerçekler ortadayken ve bu zihniyete sahip sendikanın devletin bürokrasisinin neredeyse yüzde doksanına sahipken biz milli devlet oluyoruz söylemi ne kadar gerçekçidir. Üstelik mevcut hükümetin sahiplenmesi sonucu bu makamlar bahşedilmiştir. Bu büyük bir tezat değil midir?
Efendim bunlar münferit birkaç olaydır diyenler olacaktır. Elbette bu sendikanın tüm mensupları aynı düşüncede değildirler. Ancak bir Genel Başkanın çıkışı bu işi münferitlikten alıp kurumsallaştırabilir. Üstelik son derece cüretkar milyonların takip ettiği sosyal medyada bu düşüncesini ve diğer konulardaki düşüncesini paylaşıyorsa bu münferitliği aşıp genel bir kanaat olduğunu tartışmasız kılar.
Sonuç olarak öteden beri Türk Milletinin bekası için milli devletin varlığını korumak zorunda olduğumuz kanaatini taşıyoruz. Eğer tam bağımsız bir milli devletin yeniden inşası söz konusu olacaksa bu ancak milli kadrolarla mümkündür. Aksine milli kavramı sözde kalır.