Halk arasında “Nalıncı keseri gibi kendisine yontuyor” deyimini bilirsiniz. Genellikle kişinin karşısındakinden daha fazlasını hak ettiğine inandığı adil davranmadığı zaman bu deyim kullanılır!..
Malum ülkenin gündemini en çokta meşgul eden yargı sistemimiz ve adalet anlayışımızla ilgili tartışmalardır. Kılıçdaroğlu adalet diye yürüyor, damatlar bir alınıyor bir bırakılıyor, kimisi doğru yapıyor diyor, kimisi yanlış tartışmalar sürüp gidiyor.
Hükümet yanlısı kalemler diyor ki Mehmet Moğoltay “Yargıya MHP lileri mi alacaktık tabi ki kendi partimizden adam alacağız” o zaman niçin adalet, hukuk diye sesleri çıkmıyordu!.. Bu konuda dağlar kadar haklıdırlar. Kardeşim burası senin babanın çiftliği midir ki sen yalnızca kendi partili ve yandaşlarını dolduruyorsun, bunu yapmak hiç kimsenin hakkı da değildir haddi de değildir, değil mi yani!..
Peki AKP li sendika ne diyor. Tabi ki kendi adamları mı müdür yapacağım, gidip MHP lileri mi müdür yapacağım!.. AKP li bakanlar ne diyor. Tabi ki kendi cemaatime mensup kişileri devlet kadrolarına dolduracağım gidip MHP’lileri mi alacağım. Yalnızca hukuk alanında değil, son beş yılda neredeyse tüm kamuda milliyetçi-ülkücü camiaya mensup tek adamı bürokraside görevlendirmediniz ve var olanları da kapının önüne koydunuz!..Devlet CHP lilerin çiftliği değildir, peki AKP lilerin çiftliği midir?
Şimdi CHP ülkücü milliyetçi camiaya kadro vermiyordu amenna, peki siz verdiniz mi? Koca İstanbul ilinde bize bir tek ilçe müdürünü ya da il yöneticisini gösterin ki milliyetçi-ülkücü camiaya mensup olsun. Gösteremezsiniz yok, çünkü nalıncı keseri elinizde siz de CHP gibi kendinize yonttunuz. Tek farkla, yok aslında birbirinizden farkınız. O tek farkta siz bugün muktedirsiniz ve sorumluluk makamındasınız. Düzeltme şansınız olduğu halde hiçbir şeyi düzeltmiyorsunuz, yontmaya devam ediyorsunuz ve bu yüzden muhatabımız sizsiniz.
Yaptıklarınız elbette bununla sınırlı değildir. Akrabalarınızı devlet kadrosuna torpille alırken “Allah akrabaya bakmayı emrediyor” ayetini nalıncı keseri gibi kendinize yonttunuz. Oysa yüce Allah kendi malından kazancından akrabanı kolla-gözet diyordu, siz bunu milletin sırtından diye yorumladınız. Ayrıca günah bataklığına batmış arkadaşlarınızı savunmak için günah işleme özgürlüğümüz vardır dediniz. Doğrudur günah işleme özgürlüğünüz yalnızca kulu ile Allah arasındaki hesapta vardır. Ancak gidip başkasının malını çalmakta, hakkını gaspetmekte böyle bir özgürlüğünüz yoktur. Çünkü o başkasının hakkıdır kul hakkıdır. Kul hakkına girmek günah işleme özgürlüğü değildir hak gaspetmektir. Hepiniz çobansınız hadisini de nalıncı keseri gibi kendinize yonttunuz. Orada mesuliyet ve adaletle hükmetme emri varken siz gütme ve terbiye etme olarak anladınız.
Sonuç olarak; Adalet bir gün herkese lazım olacak sözü defalarca doğruluğunu ispatladığı halde bundan kimse ders çıkartmıyor. Koltuğa yapışan herkes ila nihayet bu devran böyle gidecek diye düşünüyor ve her türlü haksızlığı adaletsizliği yapıyor, nalıncı keseri gibi sürekli kendine yontuyor. Devran dönünce de kuyruğuna basılmış fare gibi ciyak ciyak ötüyor. Dün olduğu gibi yarında bugünün muktedirleri ellerinde pankart adalet bekliyoruz diyecekler bundan emin olun. Gelin daha fazla geç olmadan ve size de lazım olmadan nalıncı keserini elimizden bırakalım, enerjimizi boşuna harcamayalım. Mutlak hukukun üstünlüğünü, adaleti hep birlikte tesis edelim, millete nefes aldıralım!..