Görülmüştür ki Sayın Bakan ve Müsteşar mülakat sevdasından vazgeçmeyecekler. Hatta Sayın Müsteşar dönem sonu seminerinde öyle bir söz etti ki öğretmenlerin çoğu birbirlerine bakıp şaşkınlıklarını gizleyemediler. “Efendim Milli Eğitim Bakanlığında sendikal ayrımcılık yapılmıyormuş” Buna inananlar ancak bakanlığın her söyleneni onaylamakla yeminli olan zavalılarıdır. Bunun dışında inanan çıkmaz. Öğretmenler uzayda yaşamıyor, sineye çekseler de, susup pussalar da olup biteni idrak edecek eğitim düzeyleri vardır.
Bilindiği üzere 15 Temmuz da Türkiye tarihinde yaşanmamış bir olayla karşı karşıya kaldı ve ne yazık ki kendi askeri vatandaşına ateş açarak ortaya acı bir bilanço çıkardı. Bu hadiseden sonra yedi Ağustosta Yenikapı mitingi yapıldı ve buna Yenikapı ruhu adı verildi. Bu ruh tehditlere karşı birlik olma ruhu, devlet aklının yeniden çalıştırılması ruhu, siyasi düşünceye bakılmaksızın liyakat ve ehliyetin önemsenmesi ruhu, demokrasiye müdahaleye itiraz ruhu, siyasi rekabete evet ama düşmanlıklara hayır ruhuydu. Ancak aradan geçen sürede bu ruh hep arandı, arzulandı ve beklendi ancak ne gelen oldu ne de giden!..
Ülkemize bir diğer önemli tehdit hiç kuşkusuz ki bölücü terör örgütü tehdittir. Ne yazık ki terör örgütleri yalnızca elinde silah bulunduranlardan müteşekkil değildirler. Bunların bir de halk içerisinde ya da kamuda uzantıları vardır. Sendika olarak alan çalışmalarında bu düşüncelerini açıkça ifade eden çok sayıda kişiyle muhatap oluyoruz ve ne yazık ki bunların kimi İlçe Milli Eğitim Müdürü, kimi okul müdürü veya müdür yardımcısıdır. Hükümetin açılım süreciyle birlikte yine Hükümet e yakın sendika içerisinde kümelenen bu zihniyet icraatlarında sıklıkla açık vermektedirler. İstanbul’ da Kürtçe afiş bastırıp okullara dağıtmak, Şeyh Sait ve Seyit Rıza’yı öven sözler, PYD yi terör örgütü görmemek, Güneydoğuya Kürdistan demek gibi alışkanlıkları vardır.
Adı Milli eğitim olan bir kurumda bu tür pervasızlıkları yapmak devlete ve millete meydan okumaktan başka anlam içermez. Kimsenin dilini konuşmasına engel değiliz ancak milleti kaderde kıvançta, tasada, düşünce de, dilde, işte fikirde bir yapmakla görevli olan eğitim kurumlarımız da ki bu gidişat tam aksine bizi dağıtmaya hizmet eder. Bu davranışları mazur görülemez. Henüz ilk okul çağındaki öğrencilerin aklını ve fikrini bulandıracak işler içerisine giremez. Dünün hainlerini kahraman göstermeye çalışmak yarın da birilerinin bugünün hainlerini kahraman göstermenin önünü açar ki bu hiç kimseye bir fayda sağlamaz. O halde bugün bu densizliğe göz yummayacaksın ki, yarın da göz yumanlar çıkmasın!..
Sonuç olarak yetkilileri uyarıyoruz: Görülen bir gerçek vardır ki; siyasal İslamcı kisvesi altında Hükümete yakın sendikaya yerleşmiş birçok bölücü terör örgütü mensubu vardır. Bunlardan kimileri dernek ve vakıflarda cemaat kisvesi altında kimileri aktif siyasetçi görünümündedir. Nitekim bu suçtan ihraç edilen şube başkanları da oldu. Ne yazık ki sendika bunların müdür olması için yoğun mesai harcamaktadır. Geçmişte kurum yöneticiliği için listelerin hazırlandığını biliyoruz. Benzer bir durumun olmaması için mutlaka tedbir alınmalı ve bu listeleri getirenler kesinlikle dikkate alınmamalıdır!..