(Rahmetli Beyim Önder Güven'in Yazdığı Yazıyla Mevlana’yı Anlatmak Istedim..)
"Otuz küsürluk öğretmenlik mesleğimde yirmi bir yılı Seydişehir'de doldurdum.Konya'da olmak ne demek deseniz Mevlâna Diyarında olmak derim,
Peki Konyalı Mevlanayı biliyor mu ?Ne Konyalı nede diğer iller Mevlanayı tanımıyor..
Nerdeyse beş yüz yıl Koca Osmanlı'nin hayat felsefesinin temel taşı olan Mevlâna kendi vatanında bilinmiyor.Eserleri tanınmıyor. Bilen tanıyanlara sözüm yoktur. Birşeyler olmuş sanki bu milletin idrakina, dimağına. Kendi öz kökünden nasıl uzaklaşmış, anlaşılır şey değil..
Mevlanayı bilmek insanlığı bilmek,sevgiyi,hoşgörüyü, mücadeleyi, sabrı, azmi,fendi, imanı, Hakkı, hakikat-i topyekûn bir hayatı, Yaradanı bilmek, sevmektir..
Mevlâna için Peygamber değil ama kitabı var"denmistir.
Mevlanayı tanıyan ne ateist olur,ne hümanist olur,ne komünist, ne feminist,ne faşist, ne kapitalist, ne dinbaz,ne soysuz, gayrı milli olan ne şu ne bu olur..
Mevlanayı bilmek Turan-i, Horasanî, Piri Türkistan Ahmet Yesevi Hz bilmek demektir.
Horasanî bilmek demek Selçukluyu bilmek demektir..
Mevlâna Türk kültür hayatında sayısız emsalsiz güzel sözleri ile mankibeleri,kıssaları, fabillari, sema töreni ile capcanlı yaşamaktadır..
Mevlanayı bilmek demek softa,bağnaz örümcek kafalı dinbazlara meyletmemek demektir..Bu dinbazlar Mevlananın adını törenlerde anılır, hale getirirler. Çünkü Mevlananın Aydınlığı onların karanlığını aşikar eder..
Deryayı Dünyaya getiren Mümine Hatunu,Deryayı Yetiştiren Alimler Sultanı Bahattin Veledi, Şemsi bilmek demektir..
Konya Alaattinde talebeleri ile gezerken tutar uzuvları hırsızlık sucundan ötürü kesilmiş, en son hırsızlığına da idam edilmiş birini görünce boynundaki suç yaftasını okuyup,"Sadakatine hayran oldum dostlar,Sadakatine hayran oldum"diyerek ,ağlamıştır..
Sadakatin yüceliğini batilda bile taktir eden yüce ruhu anlamaktır..
Mevlanayı tanımak, Peygamber yoldaşı Ebubekir Sıddıkın sadakatinin kıymetini kavramak demektir..
Hele anaya ataya eşe dosta,vatana millete dine devlete ihanetin kol gezdiği bu günlerde Mevlananın bu kıssasını öğretmen gerekmez miydi?
Tepkisizlik,Duyarsızlık, tembellik,aymazlık gaflet içinde olupta acizlenip durana,mücadelenin yanında olmayıp, halktan hakikatten bahsedeme "Iyilerin tembelliği (basiretsizliği) kötülerin hakimiyetini hazırlar
Her rüzgarın önünde eğilip bükülen ot gibi olursan dağ kadar olsan da ota değmezsin..
İkazını duyan ve kavrayan bukalemun gibi olur mu...
Türk bir arslandır, Arslanın dişisi erkeği nin farkı olmaz" diyen Mevlânayi Türk nasıl bilmez..
"Alemin bal şerbetinden bana ne ? Işte önünde benim ayran tasım" diyen insanın dünyaya,başkalarının varına tamah eder mi.?
Aşk nedir?diyene ,Ben ol da bil."diyen bu yüce gönlü bilmek değil mi bizi gerçek AŞK ile buluşturacak..
Dogmanın ve mukadder sonuç ölümün vuslat olduğunu, 1207-1273 arası bir ömrü ŞEB-İ ARUZLA tamamlayan GÖNÜLLER SULTANI MEVLÂNA Fani hayatı ve ebedî olanı ne güzel anlatıyor..
Mevlanayı anlamalı ve anlatmalıyız..Evlatlarımıza, torunlarımıza öğretmeliyiz..
Bakın Amerikada,Avrupada,Avrupada en çok okunan düşünürlerin başında Mevlâna var.
Gayri Türk milyonlarca ecnebi,Mevlanayı okuyor, öğreniyor, hayran oluyor,koşuyor Mevlanaya,
ÖZELLIKLE SEN,EY TÜRKOĞLU, MEVLÂNA DEMEK SEN DEMEK,SEN DEMEK DE MEVLÂNA DEMEK,OLMAMALI MI ?
Mevlâna diliyle,gerçeği ermek için, YA BATILI TERK EDECEKSİN, YA HAKKI TUTACAKSIN.HER İKİ HÂLDE DE KURTULUŞA ERERSİN...
ÖNDER GÜVEN...."