Ben kendimi çok şanslı addederim.. Tabii benimde hayatımda pekçok zorluklar olmuştur. Hüzün, keder,başarısızlık, mutsuzluk olmuştur. Ama mücadelem azmim,hayata bakış açım, dava adamliğım, ülkücü mücadelem beni hep hayata sıkı sıkı bağlamıştır..
Okuduğum okul benim en büyük şansımdır.Istanbul Atatürk Eğitim gençliğimin, mücadelemin,savaşın geçtiği eğitim,yuvası..
Hocalarım, başkanlarım, dava arkadaşlarım.Müdürümden başlayayım, Namik Ozer Erdogan ismi bile kendisi yokken saygı duyduğum hocam..Nezaket,samimiyet,insanın içini okuma,kibarlık, milli şuur anca bir kişide bu kadar bulunabilir..Türkçülük onda ayrı bir güzel görülür..Muazzam bir bilgi,kültür birikimi.Her konuda bilgisi olan bir kişi..
Müsade ederse kendisini anlatan bir yazı yazacağım..Daha cesaretinden bahsetmedim..Emperyalizme karşı verdiği mücadele..Ülkücü gençlere sahip çıkması..
Sakin Öner hocam..Hareketliliğine hayran olduğum dava adamı,müdür yar.Okulun bel kemiği, bir konuyu sorsanız, saatlerce anlatır,bıkmadan, usanmadan...
Teskilatcilik şuuru kimsede görmediğim bir özellik..Ayrıca Sakin hocamızıda anlatacağım..
Gıyasettin Hocam,Hayran olduğum Adalet Hocam..
Teşkilâtçilik , tasavvuf,milli şuur, konulara hakimiyet ,Fikret Akın hocam..Aynı zamanda Gomite başkanım. .
Birbirinden değerli hocalarımız..Onlardan aldığımız bilgi,dava şuuru Istanbul kültürü, ülküdaşlık..Verilen mücadele, mevzi savaşı..
Bunların yanında Arvasi Hocam..Can Hocam..
Kendisini uzun ince bir pardüso, içinde kitap olan bir çanta, takım bir elbise,hep temiz ve ütülü..Gözünde kalın camlı bir gözlük..
Hızlı hızlı yürüyerek sınıfa girer..Genellikle sınıfta ülkücüler olur,solcular ,koministler derse girmez..Girseler bile sessizce otururlar..
Diğer derslerde kaytaranlar ,Arvasi hocanın dersine hep girerler..
Biz rahmetli beyim Önder Güvenle ön sıradayız. Benim zaman zaman çenem düşer sorular sorarım..O zaman evrim teorisi gündemdeydi..
Çocuklar maydonoz diktim,büyüdü büyüdü çam oldu,evrimleşti derdi...
Eşref-i Mahlûkat olan Insanoğlunun atası maymun olamaz,derdi..
Her konuyu anlatmasinda Allahın varlığını ispat ederdi..Hayrandım ders anlatmasına..
Türklük üzerine çok konuşurduk..Türk Milletinin kurduğu medeniyetin üstünlüğü, Savaşcı olması, Islamiyetin Türkler sayesinde geliştiğini, yüceldiğini anlatırdı..
Türksüz Islamiyet olamayacağı gibi konular üzerinde dururdu..
Emperyalistlerin gençliği böldüğü, Türklüğü ve Islamiyeti yok etmek için mücadele ettiklerinden bahsederdi..
Sorulan bir soruyu en ince detaylarına kadar anlatırdı..Bilgi vermekten bıkmazdı
Meselâ Kurranda geçen Zulkarneyin, Oğuz Kağan olduğunu söylerdi...
Yazarken bile gözlerimin önündedir, okadar etkilemiş, beni...
O dönemde "Türk Islam Sentezi " derdik davaya Arvasi hoca itiraz etti..Sentez kelimesi birleştirici olduğu kadar,ayrıştırma özelliği var..
"Türk Islâm Ülküsü" dedi..
Arvasi Hoca Nekadar Türkçüyse o kadar da Islamciydi. Türklük ile Islamiyet etle kemik gibidir,ayrışmaz derdi...
Islamiyetten önce Gökkubbeyi çadır olarak gören, Dünyanın idaresinin Türk'ün elinde olması gerektiğine inanmış, İslamiyetle bu ideallerinin adına Nizam-i Âlem, İlahı Kelimetullah, Kızıl Elma demişlerdir..
Bazı çevreler Türkçülük Islamiyeti karşı karşıya getirmişler, Arvasi Hocayı eleştirmişler, Türkçülüğü arka plana attı,demişlerdir..
Fakat bu zihniyet yanılıyor, veya Arvasi Hocayı dinlememiş, okumamış..
Hem Arvasi hoca,Hem Adalet Ergenekon hocamdı..
Biri Şimdiki tabirle İslamcı, Diğeri Atsızcı,Türkçü Turanciydı..
Ben, Hem Türkçü, Hem Islamı fikri ağırlıkta olan bir fikir ,eylem,adamıyım..
Bu mesele şuur meselesidir..
Biri birini tamamlayan fikirler, duygulardır..
Arvasi Hoca'nın dedesi Abdül Hakim Arvasi'ye Türklüğü aşağılayan bir soru soruyorlar,sinirleniyor ,
Dünyada iki Türk kalsa biri ben olurum,diyor..
Yine ARVASİ hocaya ülkücülerle ilgili bir soru sorarlar,
Ben Afrika'nın bir yerinde doğsaydım, güneşe bakar,aya bakar, tabiata bakar bunu yaratan bir güç vardır, der .Allaha inanırdım..
Yaradan mutlaka kendini gösteren bir delil göndermiştir, der kitapları araştırır, bulurdum..
Enson kitap hangisi Kurrani Kerim ona inanırdım, der...
Bu bir din,bu dine ençok hangi millet hizmet etmiş, Türk Milletini öğrenirdim, Türklüğü soy olarak kabul ederdim..
Bu milletin içinden milli menfaatleri savunan,Türklük şuuru olan,Emperyalizme kalkan olan kimdir, Bedenlerini toprağa armağan eden kimmiş, Ülkücüler..
İşte ben bunun için ülkücüyüm...Der.
Hocamız şuurlu bir Türk Milliyetçisiydi.
Ülkücü bir dava adamıydı..
80 ihtilaliyle ıçeriye alınır, tutuklanır..
Hapiste layık olmadığı şekilde davranılır..Kaldığı oda çok pistir, namaz kılacak yer bulamaz,dua eder..
Rabbim ikindi namazını burada kılmayı nasip etme diye dua eder,
Kalp krizi geçirir, hastaneye kaldırılır, tam avluya çıkartıldığında Başbuğ görür, askere bağırır..
Asker asker görmüyor musun hoca rahatsız sandalye getirin, oturtun diye seslenir...
Asker hemen kırık bir sandalye getirir,oturtur..
Ikindi namazını temiz bir yerde ,hastanede kılar..Rabbim duasını kabul etmiştir..
Son senelerde mhp den de delege olmuş, siyasetle uğraşmıştır..
Hiç unutmuyorum bir kongrede Ismini yalnış okumuşlardı da ,Rahmetli beyinle birlikte biz utanmıştık..
Hocamıza baktık, öyle gülümsüyordu..Olur böyle şeyler diye..
Hocamızı gazetelerden yazılardan takip ediyorduk..Yanılmıyorsam Hergün gezetesi vardı,onda yazıları çıkardı..
Kafamıza takılan dini alanlardaki konuların cevaplarını o yazılarda buluyor,aydınlanıyorduk..Hiçbir zaman Arap kültürünü övücü yazılar, yazmamıştır..
Daha sonra o yazılar," Türk Islâm Ülküsü "Adlı kitapta toplanmıştır...Aklımıza takılan her sorunun cevabını o kitapta bulmanız mümkündür...
Yine hocamızın bir özelliğide arkadaşlarımızın kafasına bir soru takılınca evine gidip sormalaridir ...Gecenin geç saatlerine kadar sohbet eder, arkadaşları bilgilendirirdi...Öyle özverili bir kişiliği vardı...
Karşısında bir konuyu dinlerken bütün ruhunuzun,gönlünüzün ,aklınızın dikkat kesildiğini ruhani bir havaya girdiğini hissederdiniz...
Bu ruh halini anlatamam anca yaşanır, derim..
Hocamı anlatmak çok zor,o yillar zor yıllardı.
Kanımızla, canımızla mücadele ettiğimiz,savaştiğimiz yıllardı..Silahların gölgesinde kendi vatanımızda ders dinlediğimiz yıllardı...
Kelle koltukta, Arvasi Hocayı,Adalet hocayı, Hasan Köksal hocayı dinlediğimiz yıllardı.
Korkuyla dinlenilen dersler fazla hatırada kalmazmış, Ben nacizane bukadar anlatabildim...
Başka Arkadaşlar da anlatacaklardır, mutlaka..
Eksiklerimi lütfen hoş görün...
Dedim ya onları tanımak, talebesi olmak bizim için şereftir...Kendimizi onun için şanslı hissederim...Tüm arkadaşlarım gibi...
Hocamız yeni yılın girdiği saatlerde daktilosunun başında yazı yazarken vefat etmiştir...
Can hocam ,emeğiniz bizde çoktur, şuurlu bir ülkücü nesil yetişti, sizlerin sayesinde.
Hakkınızı ödemek ne mümkün...
Rabbim sizi Çok Sevdiğin Peygamber efendimize komşu eylesin..
Bu yazıyı son zamanlarda beni üzen, çok düşündüren bir konuyla bitirmek istiyorum.
Ülkücüler olarak biz Türk Kültürüne, ilmine,Tarihine,Sanatına hizmet etmiş, bir tuğla koymuş kim varsa saygı duyar,rahmet okuruz..
Oğuz Kağandan Atatürk e kadar,Mimar Sinan,
Tüm Edebiyatçılarımız, Mevlâna, Yunusumuz,Hacı Bektaşi Velimiz..v.s hepsi bizim değerimizdir..
Tepsi bizim için kıymetlidir, Atsız Arvasi hocada öyledir...
Hiçbir değerimizi yabana atamayız, atmamalıyız.
Bu, bu millete yapılabilecek en büyük ihanettir..
Unutmayalım biz yetiştirdiğimiz değerlerle büyük bir MİLLETİZ..
Banun başka açıklaması yoktur.