Bu yazıyı yazıp yazmamakta baya düşünüp, tereddüt ettim..Tereddütüm yeterince anlatamama,yetersiz kalmam..İnsan sevdiğini anlatmakta âciz kalıyor,diye düşünüyorum..
Ama Yüce Yaradana dua ettim, mutlaka bana yardımcı olacaktır.
Evlatlarına, torunlarıma onu sevenlere,öğrencilerine bir hatıra bırakayım istiyorum.
Hayatimda tanıdığım ıdealist dava adamı olarakta tanıtmak istiyorum..Malûm ".Söz uçar yazı kalır," denir..
Yine bir15 kasım geliyor, bizi bırakıp, gittiğin, içimize yakan ateşi bıraktığın gün..
O günden bu zamana kendimizi oyalamaya çalıştığımız, ama beceremediğimiz günler..
Bizim evliliğimiz bir ideal üzerine oturmuştu.
Lise ikide tanışmıştık. Beni merak etmiş, bir kız nasıl bir okulu idare ediyor ,diye..
Ben Endüstri Meslek lisesinde okuyordum,okulumuzdaki tüm faaliyetleri ben idare ediyordum.. Sık sık olay çıkar, kültürel faaliyetler ,sportif faaliyetlerde hep başı çekerdim..Hertürlü faaliyetin ele başı bendim..
Tabii müdürde 15 günde odasına çağırır, tehtid eder,seni okuldan, atacağım derdi..
Ama yine de söz dinlemez,arkadaşlarla yapacağımızı yapardık..Okul hakimiyeti bizdeydi,Yani ülkücülere.. ..
Okulumuz erkek ağırlıkta kız sayısı azdı..
Kızlar çekinir olaylara katılmaz, daha çok erkek arkadaşlarla plânlardık..
Bu faaliyetler Burdur ocağında konuşulur,arkadaşlar yaptıklarımızı anlatırlarmış..
Rahmetli Önder bey de,kendi kendine bir kızın peşindesiniz !yok mu bir erkek dermiş..
Birgün merak eder,eve benimle tanışmaya gelir..
Ben sokağa inip,tanıştım, teşekkür ettim..
Ondan sonra sık sık ocakta karşılaştık, ailece görüşmeye başladık. Gurup arkadaşlığı kurduk..
Ocaktaki arkadaslarin hepsinin kız kardeşi vardı, arkadaştık samimi olduk..
Önder'le benim farklı bir arkadaşlığımız oluştu.
Arkadaşlıktan öte dost olmuştuk. Farklı bir sevgi hissederdik,içimizde..
Hep" Döl kardeşliğinden yol kardeşliği daha üstündür," sözünü çok söylerdik..
Beni tam bayan olarak görmezdi..Biraz erkeğe benziyorsun ,derdi..
Herşeyi konuşurduk, Kitaplar,kişilerin eleştirisi, dava, eylemler ,kavgalar...Bazen benim düşündüğüm bir konuyu o da aynen düşünmüş olurdu...Bazen konuşmadan oturur,ama ne garipse hep aynı şeyi düşünürdük. Ben ona sormadan o bana sormadan bir konuda karar vermezdik..
Bizimkisi bir erkeğin veya bir kadının erkeğe duyduğu ilgi sevgi,aşk değildi..Bunun ötesinde bir duyguydu..Biz buna dostluk derdik.
Tüm sevgilerin zirvesi ,bencilliğin, nefsin,olmadığı bir sevgi..Birbiri için herşeyi hiç düşünmeden yapabilecek bir sevgi,Tutku.
Bir araya geldiğimizde çok sık görüşürdük, konumuz hep davaydı..
Olaylara bakış açısını, mantık yürütmeyi, analiz etmeyi,hızlı karar verip uygulamayı ondan öğrenmişimdir..
Çok okurdu,akıllı ve zekiydi.. Ben bir mevzuyu düşünmeden o düşünmüş, fikir yürütmüş olurdu..Bu yanına hayrandım ama kolay kolay söylemezdim.
Hep inatlaşır sonuçta kazanırdım...
Ocakta seminer vereceğimde peşimde dolanır, plan yapar konuları gruplandırır sonucu mutlaka beklerdi..
Ben seminer verip,bittiği zaman yakınımda olur,nasıl geçti..Kritiğini yapardık. Eksik varsa tamamlar ,gelecek seminere hazirlanırdık..
Hep arkanda olmuş, her yaptığımı planlayıp destek olmuştur..
Benim iki çocuğum var..Göktuğ, Gökçen onlar ocakta,parti sıralarında, sosyal faaliyetlerde büyümüşlerdir ....
Istanbul Atatürk Eğitime gitmemiz ayrı bir maceradır..Hayat, kader insani hesaplamadığı mecralara sürüklüyor..
Birgün ocaktayız,Şerife biz Istanbul'a gideceğiz dedi ,arkadaşlarla birlikte..Gurup halinde ..Niye dedim ,oradan istiyorlar, ülkücüleri okula sokmuyorlarmış, dediler.
Hepiniz mi gideceksiniz,? dedim..Evet dediler.
O dönemde ülkücünün kızı erkeği yoktu..Mücadele omuz omuza verilirdi.
Burdur'da da ortalıkta sadece ben vardım,
Ben de sizle geleceğim, dedim..O zamanda Afyon Elektirik mühendisliğini kazanmıştım..Sen oraya git,dediler..
Ben hayır! ben de sizle gideceğim dedim,baktılar kararlıyım, benle başedilmez, peki gel o zaman dediler...
Istanbul macerası böyle başladı. Ateş çemberinden geçtiğimiz günler, verilen mücadele..
Ikimiz de okul yönetiminden görev almıştık.
Yine beraberdik ,Okulda olayların olduğu,can pazarının yaşandığı, evimizden çıkarken helâlleştiydiniz günler..Okul içinde, okul dışında savastigimiz ,omuzlarınızda arkadaşlarımızın tabutlarını taşıdığımız o günler...Yine arkadaşlarımızın kucaklarımızda şehit olduğu günler...
Pekçok olayda bana kalkan olmuş, ölümden kurtarmıştır..
Yine beraber olduğumuz günlerde bombalandık ,kurşunladık Ama Rabbim bizi hep korudu..
.O zamanlar 75-80 dönemi sokaklarda gezemezdik,Kadıköye inemezdik.
Kendi canından benimkini aziz bilirdi..Çok cesurdu, korku yüreğinde barınmazdı..
Yüreği sevgiyle çarpar, sevdiklerine karşı çok merhametliydi..
Ama vatanına ihanet edenlere karşı merhameti olmazdı..
Şeref ve haysiyetinden taviz vermezdi..
Ne çok gururluydu",Şerife seni herşeyden, herkesten çok seviyorum ama sana bile eyvallahim olmaz"derdi...
Sen ok atılamayanlardansın" derdi.
Hayalinde evlilik için düşündüğü kadın tipi değildim..
Erzurum'luydu yöresine uygun o karakterde birisiyle ,görücü usulüyle evlenmeyi ,düşünürdü..
Nasıl bir kızla evleneceğini bile konuşurduk, öyle bir dostluk vardı,aramızda..
Hayalimizde yaşattigimiz erişmek için mücadele ettiğimiz bir dostluktu bizimkisi..
Ben de evleneceğim erkek tipini anlatınca sen evde kalırsın, öyle bir erkek olmaz derdi, bana...
O günlere dönünce nasıl bir sevgi beslemişiz içimizde diyorum.... Tertemiz,menfaatsiz,sıcacık ,nefsani duygulardan uzak...
Sevdiğim adam,sevdam hâlâ gözümde gönlümde teksin..Senin özelliğinde kimse yok,
Senin gibi yürek yok,karakter yok..
Senin ölümünü hâlâ kabul etmiş, değilim..
Hâlâ 5 ten önce eve koşuyorum acaba gelecek mi diye..!
Sanki biryerlere gitmişim de gelecek misin? gibi geliyor..
Rüyamdasın her daim..Uyuyunca üzerimi örtüyorsun usulca..
Insan kaderinden ötesine hükmedemiyor,
Yine anlatmaya devam edeyim,kaldığım yerden devam edeyim....
Baktık ki birbirimizden kopamıyoruz, evlenelim dedik..Ama aramızdaki büyü, sevgi,bağlılık, Tutku biter diye korkuyoruz...
Bunun üzerine epeyce konuştuk, evlenelim bakalım ne olacak dedik..
Evliliğimiz dava üzerine bina edilecekti. Türk Töresi hakim olacaktı..
İki çocuğumuz olacak Göktuğ, Gökçen .Isimlerini evlenmeden ,nişanlıyken vermiştik..
Yuvamızda Türk Islâm ateşi tütecekti..
35 senelik bir evliliğimiz oldu..Ideallerimiz doğrultusunda bir evlilik yaşadık..
Evimizde tek konu öğrencilerimiz ve davamız olmuştur..
Biz sevdamızı en idealiyle yaşadık..
Dostluğumuz zaman zaman bir kenara atilmışsa da ideal bir evliliğimiz oldu.
Öğrencilerimize örnek, çevremize örnek bir evlilik..Herkesin gıpta ile baktığı bir evlilik..
Önder Güven, Sevdam, beni ne çok sevdin.
Benden hiç ayrılmadın, başka bir okula öğretmen, idareci olarak istediler de ben hatunu mu bırakıp, gitmem derdin..
BİR tenefüs ayrı oturmazdın..Beni birgün bile başka bir yere göndermezdin..
Evlilik sevgiyi öldürür derlerya bizde hiç olmadı, birbirimizi hep sevdik..
Bizler ,ıdealist insanların hayatı bakış açısı farklıdır.Normal insan gibi yaşayamayız, yaşamadikta idealler doğrultusunda yaşama mecburiyetimimiz vardı...
Biz bunu becerebildik ,nefsimizde yaşadık..
Biz birbirimizin bakışından ne demek istediğimizi, ne düşündüğümüzü bilirdik..
Sevda ateşi yüreğimizde hep yandı, kıyamete kadar sürecek bir ateş.
Ahde vefaya çok önem verirdi,
Evlatlarıma benim de bırakacağım bir mirastır, Ahde vefa..
Dava mı ,idealleri mi ,özlemleri mi miras bırakacağım..
Turanı miras bırakacağım biz göremesekte ...
Torunlarım görecek inşallah..Torunlarimiz dedesinin, mirasını devam ,ettirecekler , inşallah...
Insanın en acı olanı nedir, diye sorarsanız sevdasının vefatıdır,derim..
Benim ki daha acı kucağımda son nefesini vermesi oldu...
Canım,ben sana ömrüm derdim,Senin bıraktığın yolda devam ediyoruz, biraz bölük pörçükte olsa ..
Bazen bu yük sorumluluk fazla geliyor, bel veriyor gibi oluyorum ..Ama şükür ayağa kalkıyorum...
Davam davamdır ,Ideallerimiz doğrultusunda iki kişilik, çalışıyorum
Evlatların yolumuzdan hiç sapmadı..Torunların kurt yaparak büyüyor..
Ömrüm vefa ettiği sürece prensiplerimden, yolumuzdan taviz vermiyecegim..
Mekânın cennet olsun, Inşallah buluşacağız, Tanrı Dağlarında Özlemimiz son bulacak.
Türk'ün Dünyaya hakimiyetini ,Nizam-i Alemi oradan seyredeceğiz..