Ne zaman bu resime baksam, mazi okul yıllarım aklıma gelir..Yine buna benzer bir Resim Başbuğ'un cenazesinin resmidir..Karla abdest alınan cenazemiz.....
Ülkücü Hareket imtihanlardan geçmiş, Rabbim tarafından hep sınanmıştır ...
Ben Üniversiteyi Istanbul Atatürk Eğitimde 75-80 donemi okudum..
O günü bölük pörçük hatırlıyorum...Çünkü artık hatıralar bizimle dalga geçer, hale geldi..Hatıralarımız tam net değildir. Ana hatlarıyla hatırlıyorum
O günü düşündüğümde aklıma gelenler,hayalime yerleşenler, şunlardır..
Dersten çıktık, kantine indik..Kantine inerken mutlaka gurupla inerdik.Yalniz insen dayak yer ,hayatın tehlikeye girerdi..
Arkadaşlarla inip,bir masaya oturduk..Şurdan ,burdan konuşuyoruz. .Hocanın anlattıklarından bahseder veya o gün giriş, çıkışlarımız nasıl olacak ,kimler başkanlık yapacak, planlıyoruz..Gelip gitmeler tehlikeli olduğu için hergün farklı plânlama yapardık..
Teşkilattan bir arkadaş yanımıza geldi,
-Arkadaşlar Şehidimiz var, Karşıda Adana yordu bombalanmış, bir arkadaş şehit olmuş, dedi..
Dışarıda kar yağıyor lapa lapa gidilecek,ama nasıl..?
Genelde şehidimiz olunca okul boşaltılır veya bir gurup,katılırdı..
Biz kızlar teşkilatıyiz. Tam hatırlamamakla beraber gurupla katılmaya karar verdik.
(Yazıyı okuyan okul arkadaşlarım eksiğim varsa tamamlasın..)
Hızlı bir şekilde toplandık, Kadıköye indik..
Kadıköy Komünistlerin elinde, yalnız inmek mümkün değil..
Guruplar insen ,tek insek çok tedbirli inmek mecburiyetindeydik..
Okul baş. Yurt baş. Kadıköy baş. Ve kalabalık bir gurubuz.
Hava buz gibi insanin içine kurşun gibi işliyor.
Tedirgin bir vaziyette gemiye girdik..Başkanlar arkalı önlü girerdi. Kızlar ortada erkek arkadaşlar kenarlarda olurdu..
Gurupla yürüyorsak bizler kenarda kızların yanlarında yürürdük..
Karşıya geçtik, cenaze gurubuna nerede katıldık, tam hatırlayamıyorum..
Yalnız cenazeyi çok iyi hatırlıyorum.
Yukarda demiştim,lapa lapa kar yağıyor.
Hava buz gibi ,Istanbul'un havası rutubetli olduğu için, soğuğu insanın içine işler..Âdeta ruhunuz donar,böyle bir soğuk..
Cenaze önde battaniyeye sarılmış durumda.. Parasızlıktan tabuta konamamış...
Çevreme bakıyorum, yazlık kıyafetli arkadaşlar.
Ne üzerlerinde doğru dürüst palto var,ayaklarında delik ayakkabılar, gözlerden hep akan yaşlar..Atılan sologonlar ..
Kanımız aksa da zafer islamın..
Hak hukuk adalet,
Savaşımız VURGUNCU düzene karşıdır.
Ne Amarika ne Çin herşey Türklük için. Vs.
Soğuktan, titreyen çenelerimizden sesimiz doğru dürüst çıkmıyor, ama bağırıyoruz..
Vücutlar donmuş durumda robot gibiyiz,hiçbirşey hissetmez olan ayaklar..
Nereye kadar gittik,cenazeyi nasıl gönderdik, hatırlamıyorum.
Son hatırladığım yokuş bir yere çıktığımız.
Geriye nasıl döndük, kaç gün hasta yattım, bilmiyorum...
Işte bu resmin bendeki hatırası başkadır.
Tabuta konulamayan bir şehit, buz gibi karlı bir hava,yazlık tiril tiril gömlekler, paltosuz arkadaşlar..Ayakkabısı su alan ,donmuş ayaklar..
Ülkücü hareketin kaderi yaşantısı, umutları, davası..
Inancinin gücü..
Işte bu şehidimizi katleden Dev Solun( solun bir fireksiyonu,Ruscu)bir militanı Ozan Ceyhun..
Yakalanamiyor,Avrupaya kaçıyor, Alman vatandaşı oluyor.O dönemde Avrupa solculara kolaylıkla vatandaşlık verirler.Sahip çıkarlardı..
Katil siyasete atılıyor,Yeşiller Partisine katılıyor..
Türklerin aleyhine olan Ermeni tasarısına ımza atıyor..
Cezası zaman aşımına uğruyor, Turkiyeye geliyor..
Akp den millet vekili olmak için mücadele ediyor,olamıyor..
Işte bu ülkücü katili,devlet ,millet düşmanı
Büyükelçi olarak atanıyor..
Biz ülkücüler garip geldik,garip gideceğiz.
Tabut bile bulamadığımız şehitler..Kanımızdan geçinen vampirler..Vatanda yaşamayı haketmeyen kişiler zevk ,sefa içinde en iyi yerlere atanmışlar..
Ne diyeyim,
Bu celsenin hükmünü veremez hâkimler,
Hüküm sırası sende bozkurttum..