28 Haziran 2020 kaybettigim ,(KOCA REİS) TÜRKAN ABLAM..
Bazı şahıslar vardır Anlatılmalı, maziye mim düşürülmelidir..
Bu yazımda pazartesi kaybettiğimiz apartmanımızın Türkan Ablasını anlayacağım. .
Hani Osmanlı kadını derler ya tam o özelliği üzerinde taşıyan bir karekter..
Hayati roman olur derler ya işte o özellikte..
Çok gençken dul kalmış, iki çocuğuyla yokluk,fakirlik,mahrumiyet için de büyütmüş iki evladını..
Kendini insan sananlarla hep mücadele etmiş.. Namusundan şerefinden hiç taviz vermeden..
Dul kadın olmak cemiyette çok zordur,hele eski zamanda 35 ,40 ,sene önce daha zordu..
Beş kuruş etmeyen,değersiz tipler bile dul hanımların üzerinde söz sahibi olurdu..
Onu yermekle kendi kişiliği yükselecek zanneden zavallılar, kişiliksiz insancıklar..
Güçlü, şuurlu kadınlar neyse cemiyette hep ezilmek istenir, sufli duygulu beyler, hiç bir özelliği olmayan hanımlar neyse konuları hep bu kadınlardır..
Çünkü tek bildikleri dedikodu ,başkalarının arkasından konuşmaktır..
Türkan Ablam,bizim dilimizde Koca Reis..
Onun yanında apartmanda ben küçük reisimdir.
Kimseyi kirmaz, incitmez,bet sözü hiç yoktur..
Ağzı dualidir. .Herkesin halinden anlar,nasihat eder..Çocukları sever,sevindirir..
Hepimizin evinde mutlaka el emeği vardır.Oyali havlusu,Lifi, şalı, tülbenti. .Elini hiç boş göremezdiniz. .
Kefenini ,havlusunu,yikayanlara verilecekleri,kısaca ölümde lazım olan malzemeleri bohçalayıp ,hazırlamış. Kendi elişi parasıyla. .
Özellikle beni severdi,ben de onu çok severdim..
Benim yolumu gözler, arabamı görmese Şerife Hoca nerede yine diye ,Kızı Selma'ya sorarmış..
Selma ayrı bir değer. Bir evlat ancak bu kadar hayırlı olur,anaya anca bu kadar düşkün olur.
Anası kızına kıyamaz, kızı anasına kıyamaz.
Damadı Hasan bey, bir evlattan öte emeği olan,değerli kişi.. Hayranlıkla, yaptığı fedakârlıklarini övdügüm kişi. .Apartmanın dert babası. Nazımızın, niyazınızın geçtiği kişi. .
AmaTürkan ablam kimseye yük olmaz,her işini o hastalık esnasında bile kendi yapardı ..
Kendisi kanser hastasıydı, 8 defa ameliyat olmuştu ..
Son ameliyatından çıkamadı. .
Her seferinde tevekkül sabır..Biz üzülür, teselli ederiz ,Rahmetli aldirmaz görünür. .
Hayran olmamak mümkün değil.. Hiç suratı asık görülmezdi. .Nekadar sancısı olsa hep güler, şaka yapardı..
Neşe doluydu..Hayata bağlılığı, yaşama sevinci bizlere örnekti. .
Apartmanda kapısını çalmayan, hal hatır etmeyen yoktu..Cenazesine bakınca nekadar sevildiğini, uzaktan gelenlere bakarak kanaat getirirdiniz...
Apartmanın bahçesinde mahallenin yaşlı hanımları ,bahçenin dut ağacının altında otururlardı...
Türkan Ablam o toplanmalarinin,oturmalarin mudavinlerindeñdi..Sağlığı el verdiği müddetçe oraya gider,otururdu..Onu görünce ben de gider,çökerdim. .Ebelerin yanına. .
Sohbetlerini dinlediğinizde ebeler ,dertlerini anlatırlar, geçmiş geçliklerinden bahsederler, dinleyince o ferasete hayran olurdunuz.
Derler ya,"Dil dilin yarasını alır " işte aynen öyle dertleşerek rahatlıyorlardi..
Bugün dut ağacına uzun uzun baktım.. baktım.
Hüzünle, orada oturan yok,diye..
Heyhat !Dut ağacı sahipsiz kaldı, Apartmana bakınca pencereden beni gözleyen artık yok oldu,
Günlerimiz Koca reissiz olacak, şakasız, espirisiz..Mizah olmayacak,takılma olmayacak..
Evine bakacağız, boğazımıza bir yumru takılacak, ağlayamadan asansöre yönleneceğiz, iki damla yaş damlayacak gözümüzden. .
Işte o zaman vefat ettiğine inanacağız,Türkan Ablam...
Biz senden razıyız, Rabbimde razı olsun inşallah..Mekânın cennet olsun.