Atmış ihtilali hep anlatılır…
Nedenleri ihtilalin oluşumu, yönünün saptırılması üzerinde durmak istemiyorum. Sadece bir konunun açıklanması adına konuyu, şu şekilde açıklamak isterim…Türkiye'nin iyi yönetilmediği, Menderes'in emperyalizmi ülkemize sokması. Amerika’dan borç alıp, har vurup harman savrulması..
Verilen borç paranın, yol yapacaksınız, teknolojiye, fabrika olarak değerlendiremezsiniz şartı antlaşmanın kabulü ve imzalanması...
Atatürk'ün son kuruşuna kadar ödediği borçlarımız maalesef, Menderes zamanında tekrar gündeme gelmiş, borçlanılmıştır…Ayrıca, Atatürk zamanında kurulan uçak fabrikası kapatılarak, salça fabrikası yapılmıştır.
İçten içe Türk Gençliğinin içine sızılmış, İslam’dan, milliyetten, öz benliğinden uzaklaştırılmıştır. Gençlik Rus milli menfaatlerini savunur hale gelmiş…Gençler düzene karşı ihtilal çığırtkanlığı yapılmıştır…Veya Batının her şeyine hayran bir gençlik, toplum oluşmuştur.
Asker içinde huzursuzluk başlamış, öğrenci olayları, ayaklanmalar baş göstermiştir..
Amerikan menfaatleri doğrultusunda, NATO’ya girme hevesiyle, Kore’ye asker gönderilmiş, orada Mehmetçiğimiz şehit olmuş, gazi olmuştur.(Halbuki Atatürk hiçbir pakta katılmamıştır)
İçten içe İnönü'nün de desteklemesiyle, Türkeş Beyin komiteye sonradan katılımıyla ihtilal gerçekleşmiştir... Türkeş, ihtilalin kudretli albayı olmuştur. Ciddi, çalışkan, prensip sahibi, Türk Milliyetçisi, dürüst kişiliğiyle dikkatleri üzerinde toplamıştır…
Başbuğ, devletin işleyişini görmek üzere hükümeti, bakanları ziyaret eder. İlk girdiği Milli Eğitim bakanlığıdır. Odaları gezerken bir bölümde Amerikalı elemanlarla karşılaşır. Ve sorar:
-Siz kimsiniz? Burada ne yapıyorsunuz? Onlar da
-Danışmanlık hizmeti veriyoruz. Derler. Cevabına başbuğ çok şaşırır ve
-Türk Milli Eğitimi size ne danışacak? Pılınızı pırtınızı toplayıp, gidiniz.
Diyerek Amerikalıları kovar… Artık iyice sinirlenmiştir… Diğer bakanlıkları dolaşır… Dış işlerine, Maliyeye, İç işlerine gider, aynı durumla karşılaşır… Her bakanlıkta Amerikan danışmanlar görev yapmaktadır. Atatürk zamanında kovulan, emperyalistler, tekrar Türk Milletinin yönetimine milliyetsiz yöneticiler, tarafından çağrılmış, kadrolara dahil olmuşlardır...
Bu yabancılar Milletin geleceğini kendi emelleri, arzuları, idealleri doğrultusunda planlamaya başlamışlardır…
Başbuğun feraseti sayesinde tehlike fark edilmiş ve bertaraf edilmiştir. Başbuğ, Araştırma ve Planlama Bölümünü kurarak, beş yıllık kalkınma planı hazırlatmıştır. Türk Standartlar Enstitüsünü kurmuş, devlet içindeki menfaat çetelerini çökertmiştir… Emperyalizmin uşaklarıyla mücadeleye girişmiş, maalesef dış güçlerin baskısıyla 13 Kasımda sürgüne gönderilmiştir..
Menderesin hakkıyla yargılanmasını talep etmiş, sürgün yerinden zamanın, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'e iki defa mektup yazarak, Menderesin idamını engellemeye çalışmıştır . Fakat başarılı olamamıştır.
Ondan sonra yavaş yavaş emperyalist güçler, özellikle Amerika, İngiltere sinsi sinsi içimize girmiş, yönetime dahil olmuştur. Danışmanlık adı altında devleti kendi istekleri doğrultusunda yönlendirmişlerdir…
Askeriyeye de NATO vasıtasıyla yuvalanmışlar. Türk Gençliğini bölmüşler, bölücü ideolojilere sürüklemişlerdir..1980 ihtilalini yönlendirmişler… İktidara çok yaklaşan Ülkücülerin üzerinden dozer gibi geçmişlerdir. Ondan sonra istedikleri şekilde devletin içinde at koşturmuşlardır. Özal, arkasından gelen siyasi İslam tamamıyla batıya kucak açmıştır…
Bugün Ekonominin, Amerika şirketlerinin emrine verilmesi, denetlettirilmesinin yolculuğu hemen hemen bu şekilde olmuştur. Üretemeyen, ilimden, sanattan, teknolojiden uzaklaştırılan Türkiye Batıya bağımlı, ondan emir alır, hale gelmiştir.
Akif’in dediği gibi:
Garbın afakını saran çelik zırhlı duvar,
Bizi tek dişiyle yutmaya başlamıştır..
Türk Milleti kararını vermeli, silkinip kendine gelmelidir.
"Girmeden tefrika bir millete düşman giremez,
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez",
Düsturuna uyarak birlik beraberlik içerisinde çok çalışmalıyız. Türk'ün Türk’ten başka dostu yoktur ve olmamıştır. Bunu beynimize kazımalıyız. Bizi yönetenler, Milli olmadığı sürece işimiz çok zordur. Atalar ne demiş, Kılavuzu Karga olanın.... Gerisini siz tamamlayınız...