Ülkü ocağı denince yeni nesilde bir şey ifade etmeyebilir. Bizim için orası yuvadır. Evlatlarımızı yetiştirdiğiniz kutsal mekandır.Marşlarımızı söylediğimiz, seminerler verdiğimiz, Kuran öğrettiğimiz yerlerdir.
Kapısından girince üzerimizdeki mantomuzu çıkarıp, kolumuzu sığayıp, temizliğe giriştiğimiz yuvamızdır. Kısırlar yapıp, çay simitle karın doyurduğumuz mekanlardır.
Öğrencilerimizi orada görünce aferin, deyip kafasını okşayarak gurur duyduğumuz yerdir, ocaklar. Başbuğ'dan bize emanet edilen yerdir, OCAKLAR…Ta Ahmet Yesevi' den gelen ruhla efsunlanan yerdir, ocaklar. Türk'ün Kültürünün, tarihinin, sanatının, töresinin, yasasının öğretildiği yerdir, ocaklar..
Babaların bir çay paketiyle, şeker alıp, başkanım sana emanet oğlum! bundan gayri başkanın dediğinden çıkma diye, Evladını emanet ettiği yerdir, ocaklar..
Bir defa ocak başkanlığını yapmış, bir başkanın ölesiye kadar çağrılış şekli başkanımdır. Bu unvan her türlü sevgi ve saygıyı içinde barındırır.
Ben şahsen pek çok başkanla çalıştım. Ama yüreğimde yer eden başkanlar: Muhsin Başkan, Mehmet Gül Başkan, Aydın Demirkol Başkanlardır. Bu üç başkanımızda rahmeti rahmana kavuşmuştur. Mekanları cennet olsun.
Burdur’da da Eyüp Başalan, İrfan Saygılı, Beyim Önder Güvendir. Seydişehir’de , Ahmet Arslan, İbrahim Karaçay, Ramazan Neyaman, gibi Pek çok başkan tanıdım. Ama şu anda aklıma gelenler bunlardır. Bu yazımı okuyan başkanlarım beni bağışlasınlar. Kasıt yoktur asla, unutkanlıktan kaynaklıdır, mesele…
Ocaklar Türk Milletinin teminatı olan gençlerimizi Ülkücü, olarak yetiştirmek için kurulmuştur. Siyaset üstü bir teşkilattır. Gençliğimizde MHP parti başkanının üstünde bir durumu, ağırlığı vardı. Ocak başkanı gelince parti başkanı ayağa kalkardı. Hiyerarşi durum bu şekildeydi.
Ocaklarda Türk ruhuyla yetişen gençler, Vatana, Millete, Bayrağına, Namusuna sahip çıkmış, bölücü emperyalistlere karşı yek vücut durmuş, komünizmin Rusya'da çökmesine sebep olmuş, kızıl emperyalizmin sıcak ülkelere inmesini engellemiştir.
"Ne Amerika, Ne Rusya, Ne Çin Her şey Türklük" için demiştir..
Ahmet Yesevi, Piri Türkistan’ın, Türklük ruhunu, gönüllere, ocaklarda üflenmiştir.İşte ocaklar böyle yerlerdi..
ATSIZ ATANIN,
Delinse yer, çökse gök,
Yansa kül olsa dört bir yan,
Yüce dileğe doğru,
Yürürüz yine yayan..
Diyerek "Zafer inananlarındır" hikmeti ilahiyesini gönül bağlamıştır.
“Zamanı gelen bir ideal en kuvvetli silahtır " vecizesinde ifade edilen güç ülkücülerin gücünü göstermektedir.
Türk milletinin kadrolarını yavaş yavaş millileştiren ülkücüler, okudukları okullarda, çalıştıkları iş yerlerinde yaşadıkları mahallelerde İdeal insan, güvenilir dost, arkadaş özelliğine kavuşmuştur.
Teşkilatçı özelliğiyle gittiği her yerde vatanına milletine hizmet eder, halde çalışmıştır. Bu özellikler dış güçleri çok rahatsız etmiştir. Türk Milletinin millileşmesi gelecekte emperyalist emellerini suya düşürecekti…Plan, ocakları siyasallaştırma, dört duvar arasına hapsetme, anti sosyal duruma düşürme, eğitimi kalitesizleştirme vs.
Yani etkisiz, tepkisiz biat ruhlu elaman yetiştirme… Bu Türk Kültürünü, Türk ruhu değil. Serseri ruhlu, menfaat çıkar ilişkisini iyi bilen tipler yetiştirilmiştir. Okullar, iş yerleri, yavaş yavaş terkedilmiş, mahallelerden şikayetler ayyuka çıkmıştır. Babaların, annelerin artık ocaklara gitmeyeceksin, diye evlatlarını tembihlenen yerlerdir..
İşte bu Türk Milletine yapılabilecek en büyük ihanettir. Güvendiğimiz, bel bağladığımız bizi muasır milletler seviyesine çıkaracak diye baş tacı ettiğimiz dava liderimiz bize ihanet etmiştir.Bütün değerlerimizi alt üst edilmiştir.Çocuklar kötü niyetli kişilerin, teşkilatların mafyanın eline geçmiştir
Gayri milli fikirler, ateizm, deizm, kapitalizm gibi fikir akınların içinde sürüklenmektedir.Ocaklar vatana ihanet eden kişilerin, fikirlerinin maalesef itibar gördüğü yerler olmuştur.
Bu yazıyı okuyan arkadaşların hatıralarını düşünerek, yürekleri sızlayacak, hatıraları gözlerinin önünde canlanacak, evet öyle hocam, diyeceksiniz…Peki ne yapmak lazım, ne yapılmalı? Bahçeli ve avenesi MHP’den uzaklaşırsa ocaklara sahip çıkılmalı, kuruluş felsefesine oturtulmalıdır.
Şimdi bile başkanla görüşüyorsanız gidilip, gelinmeli hatalar düzeltilmeli, oraya gelen gençliğe sahip çıkılmalıdır. Ocaklar siyaset üstü tutulmalı oraya gelen evlatlarımıza Türk Kültürü, Türk Yasası, Türk Tarihi, Kürşat, Başbuğ, Atsız Atam, Ozan Arif, Dede Korkut vs. anlatılmalı, belletilmelidir.
-Dedem Korkut,
-Alemde şer tükenmez, Oğuz da er tükenmez der "
O erler oldukça vatanda ocakların dumanı tütmeye devam eder, inşallah......