Haset, sahip olduğu maddi veya manevi güzelliklerden dolayı bir başkasını kıskanmak, onun bu güzelliklerden mahrum kalmasını istemektir. İnsanda fıtri olarak var olan kıskançlık duygusunun bir hastalığa dönüşerek onu esir almasıdır. Bazen düşmanlık, bazen kibir ve gurur, bazen de dünya nimetlerine duyulan aşırı ihtiras sebep olur bu hastalığa.
Haset duygusuyla hareket eden kişi, insanlara karşı tahammülsüz davranır, kin ve nefrete kapılarak onlara haksızlık eder. Tıpkı kardeşi Habil'i öldüren Kabil'in, Hz Yusuf'u kuyuya atan kardeşlerinin yaptığı gibi. Çevresine verdiği zararın yanı sıra kendisi de elindekiyle yetinmediği, hep başkalarının sahip olduğu şeylere göz diktiği bunlardan rahatsız olduğu için huzursuz bir hayat sürer ve aslında farkında olmadan isyan eder.
Haset, haset kişinin kişiliğini yok ettiği gibi, ailesine ve bulunduğu her ortama huzursuzluk veren bir durumdur. Haset olan kişi işi iftiraya, tefrite götüreceği gibi ölümle sonuçlanan olaylara bile sebep olur. Nefsin tatminsizliği olan bu hastalık o kadar ileri gider ki, kişi ne yaptığını bilemediği gibi hep kendini haklı görüp haset ettiklerini haksız olmakla itham eder. Bir nevi aşağılık kompleksi de denen bu durum tatmin için herkesin kendisinden aşağılarda olmasını ve kendisinin pofpoflanmasını ister.
Haset kişi normal düşünemeyen, olaylara at gözlüğünün arkasından bakan, dünyayı kendinden münhasır sanan zavallılardır. En iyisinin kendisinde olmasını, herkesin kendisine saygı duymasını, hep yukarılarda gezmeyi, nedense toprağa ayak basmayı istemeyenlerdir. Eleştirilerden hoşlanmayan, doğruyu sadece kendinin bileceğini düşünen ukala tipli kişilerdir.
Haset, insanları çevreden uzaklaştıran, sosyal ilişkiyi bitiren, yalnızlığa mahkum eden bir davranış nedenidir. Kişiler haset birisine yakın olmanın kendisine mutlak bir zarar getireceğini ve sıkıntıya sokacağını, bu nedenle de ona uzak durmanın daha iyi olacağını bilirler. kişiye zarar verenler topluma da zarar verir. bunun içindir ki tepede ki yönetici hasetse onun bu durumundan bütün halkı ve ülkesi de zarar görecek demektir.
Özellikle haset kişilerin ülkede önemli görevlere gelmemesi gerekmektedir. Bu konuda halkın duyarlılığı doğacak olumsuzluklardan halkı koruyacaktır. Bugün eğer kimi ülkelerde demokrasi yok veya askıya alınmışsa nedeni yöneticilerinin haset olmasıdır. Bunlar her türlü yöntemi kullanarak rap bana hep bana diyenlerdir. Her ne kadar sonları kazığa oturtmaya kadar gitse de, başlangıçtaki şaşalı dönemlerinin hep süreceğini zannederler.
Haset insanlar doyumsuzdurlar, hiç bir zaman giderken iki metre kaput beziyle gideceklerini düşünmezler. Dünyanın yanında gezegenleri de versen almam demezler. Kendi uçağını veya arabasını düşünmeden başkasının eşeğine bile göz dikerler. İşte bunlar bu kadar aç gözlü bu kadar hazımsızdırlar. Onlar için yaşamak, ancak her şeyi kendi istekleri doğrultusunda olmasıyla orantılıdır. yoksa yapamayacakları hiç bir kötülük yoktur.
Her insanda istek ve arzu vardır, Ancak hasetlerin ki istek ve arzudan ziyade bencillik ve çekememezliktir. İftira, yalan söyleme ve kara sürme bunların önde gelen meziyetlerindendir. yetmediği yerlerde milletin değerlerini de çıkarları uğruna kullanmakta mahirdirler. Bunlarla ne yol arkadaşlığı ne de ahbaplık yapılır. Bunların şerrinden korunmak için en evlası uzak durmaktır. Ne kadar uzak olursan hayatta o kadar mutlusun demektir.
Tüm bu olumsuzluklardan dolayıdır ki sevgili peygamberimiz " Bir insanın kalbinde iman ile haset bir arada bulunmaz" buyurmuşlardır. Allah bizleri kalbinde haset olanlardan korusun ve onlarla bir arada bulundurmasın. Ayrıca haset insanları da ıslah eyleyerek topluma kazandırsın. Bizlerin de kalplerine haset ateşini düşürmesin.